Çocuklarımız gün içerisinde kısıtlı saatler dışarı çıkabilecekler. Mutlaka o saatlerde dışarı çıkmaları ve hareket etmeleri için teşvik edelim. Dersleri, etütleri ve ödevleri olsa da dışarı çıkıp hava almaları, hareket etmeleri her şeyden daha önemli. Çoğu özel eğitim kurumları aldıkları ücret karşılığı hizmet sunabilmek amaçlı öğleden sonra geç saatlere kadar canlı ders koyuyorlar. Bırakın girmesin çocuklar bir iki derse, onun yerine dışarıya çıksın, çevresini keşfetsin, hareket etsin ve deneyimsel öğrensin. Bunu bir öğretmen olarak yüksek sesle söylüyorum.
4) Can sıkıntısı “öğrenmenin habercisidir”.
Psikanalizin babası Sigmund Freud’un da belirttiği üzere, çocuklara canlarının sıkılmasına izin verelim. Gevşeyin, çocuğu kendi haline bırakın, sıkılsın. Bu zararlı değil, aksine yararlı. Özellikle yaratıcılığı geliştiriyor. Nörbilimsel olarak ta kanıtlanmıştır. Kısaca günün bütün saatleri için detaylı planlar yaparak doldurmayın ki çocuktaki cevher çıksın.
5) Duyguyu oku, akışta kal ve pozitif psikolojini koru.
Önümüzdeki 40 gün müthiş bir fırsat. Aile içi duygu okuryazarlığımızı geliştirmek, çocuklarımıza duygularını tanımaya ve tanımlamaya destek olmak, yaşanılan duygular üzerinde konuşma ortamı yaratmak için çok değerli bir zamana sahibiz. Gün içerisindeki yaşanan sorunlara çözüm üretme, değişen durumlara adapte olabilme ve akışta kalabilmeyi egzersiz edeceğimiz sayısızca olaylar yaşayacağız. Olan biten her şeyi pozitif görmek değil, olumlu ve olumsuz yaşadığımız her şeyi fark edip, olumluya tutunup, yapıcı çözümler aramak ve bu beceriyi çocuklarımıza aktarmak için tam zamanı.
Instagram
olan cocuklara oldu hepsi dersinden geri kaldi ne kadar eğitim olabilirki 😞😞
"Bir öğretmen olarak" bu kadar şeyi yazmışsınız ama de/da bağlacını bir türlü doğru yazamamışsınız.