Meral Velibeyoğlu Yazio: 2020 Karnemiz

Adettendir geçen yılın hesabını çıkarmak, muhasebesini yapmak, iyisiyle kötüsüyle olanları kabul etmek ve vedalaşmak.  

2020 yılı bu dönem yaşayan insanların her açıdan unutmayacağı bir yıl olarak tarihte yerini aldı. SON’un ve BAŞLANGICI’ın kesiştiği bir yıla şahitlik ettik. Büyük bir patlama ile sistemlerin, hayatların ve insanın yeniden tanımlandığı bir dönüşüm hikayesinin içindeyiz. Eski köye yeni adetler getirildi.  

Büyük Hedef Büyük Reset. 2020’de introsunu yaşadık.  

Eğitim öğretim alt üst oldu; okul, öğretmenlik, öğrencilik ve ebeveynlik kavramlarının içi boşaltıldı, yeniden tanımlama sürecine girdik. Kısaca metamorfoz geçiriyoruz.

2020’de eğitim ve öğretimi üç kelime ile nasıl özetlerdim diye düşünürken ilk aklıma gelen şu üç sözcük oldu: BigBang, Metamorfoz ve Büyük Reset.

Büyük patlama ile metamorfoz başladı. Pandemi, karantina, okulsuz eğitim, uzaktan eğitim, senkron, asenkron dersler, kılavuzlar ve dijitalleşme hayatımızın odak noktasına yerleşti. Sınıflar ekranlara taşındı. “Büyük Reset”e doğru yol alıyoruz. 

Koca bir yılı geride bıraktık, 2020 bitti.

Eğitimin üç sacayağı olan öğrenci, öğretmen ve ebeveyn olarak maceralarla dolu koca bir yıl geçirdik. Karneyi hak ettik. İşte buyurun size 2020’nin karnesi.

1. Dönem karnesi

Öğrenciler 14 Mart 2020 günü itibariyle ilan edilen karantina günlerini bir kar tatili coşkusuyla karşıladılar.  Ardından ilan edilen uzaktan eğitim sürecine de teknolojik açıdan çok hızlı adapte oldular. Ebeveynler ise yıllardır outsource ettikleri öğretimi insource etmenin sancılarını yaşadılar ve gerekli ev içi düzenlemelerini yaptılar veya yapamadılar. Yıllardır uzaktan takip ettikleri çocukları ile yüz yüze kaldılar. Bu durumun çok farklı yansımaları oldu. Bir sürü öğretmen görünümlü ebeveynler türedi. 

Geçici bir süreç olduğu duygusu ile öğrenciler için konforlu günler başladı. Öğretmen otoritesinden uzak öğrenciler ister derse bağlanıyor ister bağlanmıyor, istiyor kopuyor istemiyor kapatabiliyordu.  

Bu sefer öğretmen görünümlü ebeveynler kendi yöntemleri ile evdeki öğrenciye baskı yapmaya başladı. Ebeveyn çocuk ilişkisi bir anda öğretmen öğrenci ilişkisine dönüştü. Bu dönüşüm ilginçtir ki asi öğrencilerin sayısını arttırdı.  

Öğrencinin karantina ve uzaktan eğitim sürecini iyi yönetmesi direkt aile içi dinamiklerin ve rutinlerini iyi oturtmasına bağlı olduğu fark edildi. 

Neyse ki 1. dönem sınavsız kapatıldı ve öğrenciler büyük bir heyecan ve coşku ile yaz tatiline girdiler.  

Ya, öğretmenler? Çok çalıştılar, çok öğrendiler. Şaşkın ördek gibi neyi, nasıl yapacaklarını bilmeden, geminin dümeni ellerine verildi ve kaptan köşküne oturtuldular. Kaptan köşkü dediğime bakmayın, kaptan köşkü gazıyla aslında BBG evine atıldılar. Öğretmenlerin görücüye çıktığı bir dönemdi. EBA TV’de olsun, okulların canlı derslerinde olsun dersleri sadece öğrenciler değil tüm aile bireyleri izledi. İyisiyle, kötüsüyle çeşitli eleştirilere maruz kaldılar. EBA TV’deki İngilizce Öğretmeni Şeyma Koçer buna en popüler örnektir.  

Genel olarak heyecanlı, yeni günlük rutinlerle dolu, büyük beklentilerle geçen bir dönemdi. Her şeyin eski normale döneceğine, yaz tatilinden sonra her şey bitecek ve okullarımıza döneceğimize inanarak kapattık. Aslında hepimiz için metamorfoz çoktan başlamıştı.

2. Dönem karnesi

Eylül’de yüz yüze eğitimi beklerken, uzaktan eğitimin yanı sıra bir de hibrid eğitim modeli hayatımıza girdi. Günlük yapılan birbirine zıt açıklamalar ile iki ileri bir geri giden öğretmen, öğrenci ve ebeveynlere anlık kararlara hızlı adapte olmayı benimsettiler. Bu dönem en büyük kazanımları olan “akışta” kalmayı öğrendiler ve kalmayı da başardılar, en azından uzaktan öyle gözüküyordu. 

Öğrenci, öğretmen ve ebeveynler yeni kavramların içeriğini, işlevini ve uygulamasını öğrenerek bu döneme başladılar. Ebeveynler ikiye bölündüler.

Okullar açılsın “hemen gönderirim’ciler” ve “kesinlikle göndermem’ciler”.  Okula gelen çok az sınıf seviyesindeki şanslı öğrenciler maske, mesafe ve hijyen üçgeninde, asker adımlarla okul binasına girip çıktılar ve okul içi askeri disiplin kuralları ile karşılaştılar. Teneffüslerde gözetim altında mesafeli sosyalleştiler. Derslerde maskeli öğretmenin gözlerini okuma becerilerini geliştirdiler.

Evde kalmayı tercih eden öğrenciler canlı sınıfa bağlandılar, sınıftaki maskeli öğretmenleri ve arkadaşları eşliğinde derse katıldılar.

Öğretmenler bir yandan sınıf içindeki öğrencilere bir yandan evdeki öğrencilere eş zamanlı ders yapmaya çalıştılar. Özel kurumlarda sınıf içi kamera ve ses sistemleri kuruldu. Mikrofonlar takıldı ve maske ile sahne alan öğretmenler olağanüstü performanslar sergilediler. Zamanı ve ilgisi olan ebeveynlerde bu dersleri “maskeli balo” niyetiyle izlemeyi kaçırmadılar. Sonuçta BBG evinde bir maskeli balo vardı.  Okula gelen öğrencide gelmeyen öğrenci de olağanüstü doğallıkla ve adaptasyon becerisiyle yeni ortama uyum sağladı. 

20 Kasım 2020 uzaktan eğitime geçiş yapılmasıyla birlikte maskeli balo sona erdi ve ekran başında yüz yüze eğitim başladı. Ebeveynlerin bir kısmı müfettişliğe terfi etti, bir kısmı öğretmenlikten istifa etti ve tekrar ebeveyn olmaya karar verdiler. Maddi gücü olan çocuğuna uzaktan özel ders aldırmaya başladı veya uzaktan dershaneyi de ilave etti.  Öğretmenler ise bu dönem artık teknolojik altyapıya hakim, dersleri tıkır tıkır işledi.  Ders sonrası etüt çalışmaları ve etkinlikler sunmaya başladılar.   Yılın sonuna doğru gündemlerinde öğrencileri uzaktan ölçme değerlendirme vardı, öğretilenleri hangi araçla ölçeriz? vb.  Zira öğrenciyi ölçmeyen, ölçüsüz bir öğretim olabilir mi ki?  

Ya öğrenciler? Yılın ikinci yarısını ruh, beden ve akıl sağlığı yerinde kapatanlara tam puan veriyorum. Çok büyük bir başarı. Saatlerce ekran karşısında oturdular ve oturuyorlar ve bir ekrana odaklanıyorlar. Son 15 gündür motivasyonları ciddi ölçüde düştü. Arıza çıkarıyorlar. Derslerde oyun ve oyunlaştırmadan bile artık bıktıklarını ifade ediyorlar. Dışarı çıkma kısıtlaması da tuz biber oldu. Yalnızlık ve hareketsizlik, kaygı düzeylerini yükseltti ve alışılmadık tepkisel davranışlar sergilemeye başlayanlar oldu. Çocuk psikolojisi ve fizyolojisi kitlesel olarak bozulmaya döndü. Tehlike çanlarını duyan var mı? 

Neyse ki, yılbaşı çanları tam zamanında çaldı.

Instagram

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Melih Gökçek, Ankapark’taki Transformers'ları İhtiyaç Sahibi Ailelerin Hakkı Olan Sosyal Yardımlarla Almış!