Kişiler:
Öğretmen
Anne
Öğrenci
Okul yöneticisi
Koro başı
Kişiler:
Öğretmen
Anne
Öğrenci
Okul yöneticisi
Koro başı
Evde, telefonda, kapı eşiğinde, bahçede, cafelerde, televizyon ve sosyal medyada herkes konuşuyor,her kafadan bir ses çıkıyor, bilen, bilmeyen, biliyor gibi yapanlar, doğrunun yanlışın birbirine girdiği alıştığımız ve bildiğimiz her şeyin alt üst olduğu bir dönemdeyiz.
Okullar açıldı, açılıyor. Senaryolar yazılıyor, hibrid eğitim, uzaktan eğitim,yüzyüze eğitim, tersdüze eğitim, seyreltilmiş eğitim kavramları öğrenmeye çalışıyor.
Oyunun birinci sahnesi yazıldı. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler bir gemiye bindirildi;istikamet “going with the wind” rüzgar gibi geçiyor.
Halbuki biz eğitim-öğretimi sanayileşmeyle birlikte outsource (dışarıdan temin etmek) edeli neredeyse 200 yıl geçti ve çocuklarımız ne güzel her gün okula gidip geliyordu. Akşamları ödevlerini yapıyorlardı, hafta sonları varsa imkanımız dershaneye gidiyorlardı, sınavlara giriyorlardı, bize de gün sonu veriliyordu.
Bitti, o dönem geçti.
Standart eğitim öğretim model döneminin sonuna geldik. Hep birlikte oyunun devamını yazacağız ve oynacağız.
Bundan sonra ne olacak?
Üç vakte kadar tek bir model değil, farklı eğitim modelleri sunan okullar, üniversiteler dönemine geçiş yapıyoruz.
Peki biz bu arada ne yapacağız?
Bunu kabul edelim artık. Çocuklarımızı okula teslim edip, sorumluluğumuzu üzerimizden attığımız dönem bitti. Herkes kolları sıvayacak. Herkesin çok iyi yaptığı bir şey var, onları çocuklarımıza aktarma konusunda mahallede, sitelerde paylaşma yoluna gitmeliyiz.
Çocuklarımızı, gençlerimizi yeni dönem eğitim öğretim model çalışmaları konusunda fikirlerini almalı, çözüm önerilerine kulak asmalıyız. Sosyal medya platformlarında öğrenci, uzman, aile platformları, STK’lar oluşturup, arama konferansları düzenlemeliyiz.
Her şeyin geçici ve değişken olduğu bir hayatta yaşadığımızı kabul edip, büyük resmi gözümüzde tutmalıyız. Büyük resim nedir diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim. İşte o elimizdeki birler.