Her insanın yaratıcılık düzeyi farklı. Yaratıcılığı; doğuştan gelen bir özellik değil, geliştirilebilen bir olgu olarak görmeniz gerekir. Bir şeyler tasarlamak, yazmak ya da fikir üretmek isterseniz ve bu sırada hiçbir şey yapmadan ilham perilerinizin gelmesini beklerseniz boşa vakit harcamış olursunuz. Yaratıcılığınızı geliştirmek için öncelikle kendinizi geliştirmeniz gerekir. “Peki ama nasıl?” diye soracak olursanız bu konuda ışık olabilecek birkaç tavsiye sıraladık.
Sürekli aynı şeyleri yapmak, yaratıcılığı körelten unsurlardan biri. Bu yüzden rutinlerinizi veya alışkanlıklarınızı gözden geçirmenizde fayda var. Mesela işe sürekli aynı yoldan gitmek yerine bir gün farklı bir yolu deneyebilirsiniz. Hep aynı mekânda, hep aynı kahveyi içmek yerine bambaşka bir mekân keşfedip farklı tatlar deneyimleyebilirsiniz. Bu değişiklikler sizde farklı duygu ve düşünceler uyandıracak ve böylece yaratıcılık konusunda yepyeni bir fikir akışına sahip olacaksınız.
Geçmişi ya da geleceği sürekli düşünmek yerine anda kalmak hem zihninizi dinlendirir hem anın keyfini çıkarmanızı sağlar. Bir şeylere takılı kalmak, fikir ve düşünce bakımından kısır döngüde sıkışmanıza neden olur. Zihninizi, ancak farkındalığınızı geliştirerek arındırabilirsiniz. Arınmış bir zihin ise yaratıcılığınızı daha da zenginleştirir. Mindfulness adı da verilen farkında olma durumunu; nefes egzersizi, yoga ve meditasyon gibi yöntemler ile geliştirebilmeniz mümkün. Unutmayın, bu tarz egzersizlerde istikrarlı olmazsanız onları hayatınıza dahil edemezsiniz.
Merak duygusu yaratıcılık için olmazsa olmaz. Çocukları düşünün, sürekli merak ederler ve harika yaratıcı fikirler geliştirirler. Siz de merak ederek zihninizi beslemezseniz üretkenliğinizi geliştiremezsiniz. Soru sorun, araştırın, okuyun, keşfedin, gözlem yapın, inceleyin, gezin… Ancak bu şekilde üretkenliğinizi geliştirebilirsiniz. Her zaman öğrenmeye açık olduğunuzda bilgi sahibi olabilirsiniz. Bilgi sahibi olmak ise ufkunuzu genişletir. Böylece bir süre sonra yaratıcılığınızın arttığını fark edebilirsiniz.
Mükemmeliyetçi bir yapınız varsa bu konuda kendinizi biraz eğitmeniz gerekiyor çünkü bu duygu, düşüncelerinizi belli kalıplar içine hapseder. Hâliyle yaratıcılık yeteneğiniz belli bir seviyede kalır ve gelişim gösteremez. Mükemmel olmak ya da mükemmeli aramak yerine kusurlarla barış hâlinde yaşayabilmeyi öğrenmelisiniz. Bırakın ürettiğiniz her ne ise kusurlarıyla kalsın çünkü o, bu hâliyle zaten olması gerektiği gibi.
Hata yapmaktan korkmak, bir şeyler denemekten sizi alıkoyar. Bu da yaratıcılığınızın gelişimini engeller. Risk almazsanız yeni deneyimler edinemezsiniz. Yolun sonunu düşünmek yerine yoldaki güzelliklere odaklanmanız gerekir. Ayrıca hatalar aynı zamanda birer tecrübe. Yaşadığınız bu tecrübeler hem hayat yolunda size ışık olur hem yaratıcılığınızı geliştirir.
Yeni insanlar tanımak, tıpkı yeni mekânlar keşfetmek gibi farklı duygu ve düşünceleri açığa çıkarır. İnsanlarla sohbet etmek ve fikir alışverişinde bulunmak, yaratıcılığınıza katkı sağlayabilir. Hatta hangi alanda yaratıcılığınızı geliştirmek isterseniz o alanın uzmanlarına, bilirkişilerine danışarak farklı bilgilere erişebilirsiniz. Yardım istemekten hiçbir zaman çekinmeyin. Biliyorsunuz ki bilgi, paylaştıkça çoğalır.
Sevmediğiniz bir yerde bulunmak, duygu ve düşüncelerinizi etkileyebilir. Eğer bulunduğunuz ortam rahat değilse, odaklanmanızı engelliyorsa ve gözünüze hoş görünmüyorsa orada üretken olabilmeniz çok zor. Bu yüzden yaratıcılık gerektiren işler için daha iyi koşullardaki ortamları ya da size fikir olabilecek yerleri seçmenizde fayda var. Örneğin doğa ile ilgili bir şiir yazmak isterseniz bunu evinizin bir köşesinde değil, yemyeşil ağaçlarla dolu bir yürüyüş yolunda bankta oturarak denemeniz gerekir. Eğer seslerden kolay etkilenen biriyseniz sessiz ortamları tercih edebilirsiniz.
Yaratıcılık konusunda yetenekli olmadığınızı düşünüp bir şeyler üretmekten vazgeçerseniz ilerleyemezsiniz. Bu yüzden hangi alanda yaratıcılığınızı geliştirmek isterseniz o alanda sık sık denemeler yapmanız gerekebilir. Örneğin kara kalem sanatına ilginiz var ve bir iki denemeden sonra beceremediğinizi düşünüp vazgeçtiniz. Kendinize bu konuda şu soruyu sormanız gerekir: “Ne kadar emek verdim?”. Biliyorsunuz ki bazı şeyler emek ister. Sabırsız bir ruh hâli, sizi başarıya götürmediği gibi gelişiminizi de engeller. Bu yüzden vazgeçmeden önce bir şeyleri ölçüp tartmakta fayda var.