Geçmişten Bugüne Türk Yat Sektörü

Türkiye'de lüks motoryat denince akla ilk gelen tersanelerden biri olan Mengi Yay Yatçılık Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hüseyin MENGİ ile Onedio okurları için özel ve keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

-Mengi Yay Yatçılık ’ı bize tanıtır mısınız? Tarihçeniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

-Mengi Yay Yatçılık, Türk Yat İnşa sektörünün önde gelen tersanelerinden bir tanesidir. Kurulmuş olduğu 1964 yılından günümüze kadar üretilen 210 üzerinde sandal, balıkçı teknesi, yelkenli, gulet ve motor yatlar ile Türk ekonomisine ilk günkü heyecan ve tutku ile katkı sağlamaya ve Türk Yat İnşa sanayini dünyada temsil etmeye devam etmektedir.

Mengi Yay Yatçılık Tuzla Tersaneler Bölgesi Nuh Sanayi Sitesinde ahşap, çelik, çelik/alüminyum, kompozit gulet, trawler, yelkenli ve motor yat üretimi yapmaktadır. Bünyesinde barındırdığı üç adet hangarı ile aynı anda 4 adet tekne üretim kapasitesine sahiptir.

Mengi Yay Yatçılık’ın kurucusu babamız Ramazan Mengi 14 Nisan 1953 tarihinde Kastamonu’da doğar. Daha 11 yaşında iken babasının farklı tekne atölyelerinde göstermiş olduğu ustalıktan etkilenerek içindeki büyük istek ile tekne inşa felsefesini öğrenmek için zamanın tekne inşa sektörünün bulunduğu Ayvansaray’a gelmeye karar verir. Kariyerinin ilk adımlarını sandal ve balıkçı teknesi yapımında çırak olarak çalışmaya başlaması ile atar. 1964-1976 yılları arasında çırak, formen, usta ve esnaf olarak çalıştığı 12 yıllık dönemde edinmiş olduğu tecrübe ile Ayvansaray’da kendi atölyesini açmaya ve tekne inşa sektörüne girmeye karar verir. 

1 Şubat 1963 tarihinde Kastamonu’da doğan Muzaffer Yay, 15 yıllık teorik ve pratik sektör tecrübesi ile formen olarak işe başlar. Muzaffer Yay’ın katılımı ile şirket ustalık ve iş disiplini yönünden tam kapasiteye ulaşmış olur.

Ramazan Mengi’nin büyük oğlu Hüseyin Mengi 28 Şubat 1972 tarihinde Kastamonu’da doğar.

Kariyerine 11 yaşında babasının yanında stajyer olarak başlar. Hüseyin Mengi, Mengi Yay Yatçılık’ın çeşitli departmanlarında yat inşa faaliyetlerinin temel prensiplerini öğrenerek sektöre kendini tanıtır.

Ramazan Mengi’nin küçük oğlu Mustafa Mengi 11 Eylül 1980 tarihinde İstanbul’da doğar ve 1998 yılında şirket ortağı olur.

Mustafa Mengi şirkete katılışı beraberinde motor yat inşasına adanmışlık ve çağ ötesi yenilikçi anlayış getirir.

1982 yılında devlet tarafından alınan karar gereği yat inşa sektörünün Tuzla’ya taşınması zorunlu kılınır. Mengi Yay Yatçılık Tuzla’da kurulan ve halen faaliyetlerini sürdürdüğü Nuh Sanayi Sitesine taşınır.

Şirketin kurucusu Ramazan Mengi 15 Mayıs 1996 tarihinde geçirdiği elim bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrılır. Vefatı şirket için de büyük bir kayıptır. Ramazan Mengi 32 yıllık kariyeri, Ayvansaray’da yaptığı sandal ve balıkçı tekneleri, Tuzla’da denize indirdiği yatlar ile adını yat inşa sektörüne altın harfler ile yazdırır.

Bu tarihten sonra Hüseyin MENGİ, Mustafa MENGİ ve Muzaffer YAY, rahmetli Ramazan MENGİ tarafından açılan yolda, yeni tasarımlar ve yeni yapılanma ile Türk Yat inşa sanayine katkı vermeye devam ederler.

-Tersanenizin misyonundan bahsedebilir misiniz?

-Bu kapsamda tanıştığımız tüm yabancı müşteriler ve bu sektörde faaliyet gösteren ilgili kişilere tersane adı gözetmeksizin hayallerindeki tekneleri Türkiye’deki tersanelerde inşa ettirmelerini tavsiye ediyoruz. Maksadımız yıllardır ucuz insan gücü ile yabancı müşterilerin tercih ettiği Türk yatçılığının, inşa kalitesi, işçilikteki mükemmeliyet ve finishing tabir ettiğimiz detay iş kalitesi ile tercih edilmesini sağlamak. Bunu başaran tersane sayısının arttığını her geçen gün görmek bu misyonumuzu gerçekleşmesi anlamında tüm Mengi Yay Yatçılık ekibine ilave bir güç kaynağı oluşturuyor ve motivasyonumuzun bir kat daha artmasını sağlıyor.

-Takip ettiğim kadarı ile pandemi döneminde sektörde hareketlenme yaşadınız. Süreci değerlendirebilir misiniz? İş yoğunluğunuz ne durumda? Yakın zamanda teslim ettiğiniz projeler ve devam eden projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

-Pandemi başlayıp kısıtlamalar başladığında her sektörde olduğu gibi biz de önce bir karamsarlık yaşamadık değil. Ancak bu periyotta da devam eden işlerimiz olduğu için tam kapasite üretime devam ettik. Pandemide insanlar kısıtlamaların vermiş olduğu rahatsızlıktan dolayı ertelediği ve/veya geciktirdiği tekne sahibi olma hayallerini bir an önce gerçekleştirme gayretine düştüler. Bu durumda tüm dünya ve ülkemizde de hem yeni inşa hem de ikinci el yat piyasasının hareketlenmesine sebep oldu. Pandeminin sona ermesi ve insanların öncesinde olduğu gibi normal yaşam tarzlarına dönmesi çok güzel. Bununla birlikte Pazardaki haraketlilik normal seviyenin de üzerinde denebilir.  Bu sayede hem sektör hem de ülkemiz gelir elde etmeye, insanlarımıza istihdam sağlamaya devam ediyor. 

2024 yılının Mengi Yay Yatçılık için oldukça yoğun geçtiğini söyleyebilirim. Bugüne kadar bir tanesi 39 metre diğeri 47 metre olmak üzere iki adet motor yat ile bir adet 42 metre uzunluğundaki yelkenliyi sahiplerine teslim ettik. 

Teslim ettiğimiz 47 metre uzunluğundaki tekne dünyaca ünlü Nuvolari Lenard Stüdyo tasarımı. Bu tekne ile bu yıl Monaco Yat Fuarına iştirak ettik ve olumlu yönde çok güzel reaksiyonlar aldık.

Devam eden projelerimizde çeşitliliğimiz artırdık. İlk adımlarını 2015 yılında attığımız Virtus Serisi yatlarımızı 52,6 metre uzunluğunda Explorer tarzı model ile genişletirken Nuvolari Lenard Stüdyo ile yeni NL Plus serisini oluşturduk. 

Hali hazırda tersanemizde 2027 yılı sonuna kadar teslim edilecek altı adet devam eden proje bulunmaktadır.

-Türk Yat Sektörünü nasıl değerlendirirsiniz?

-Çeşitli vesileler ile iştirak ettiğimiz Monaco, Cannes, Miami Yat Fuarlarında kendimize rakip olarak gördüğümüz ülke tersanelerinde üretilen yatların kalitesine her geçen yıl biraz daha yaklaştığımız görmek ve hatta bazı ülkelerin önüne de geçtiğimizi görmek sektör temsilcisi olarak büyük bir gurur kaynağı.  

Örnek vermek gerekirse sektörün dünyada en önemli fuarı olarak değerlendirilen Monaco Yat Fuarına bu yıl 15 tersanemizde üretilen 16 yat ile iştirak ettik. Bu rakamlar yıllardır özlemini çektiğimiz güzel günlerin habercisi gibi. Ayrıca, sadece nicelik olarak değil ayrıca sergilenen her bir teknenin kalitesinin de yüksek olması ayrı bir başarı olarak karşımıza çıkıyor. 

Bu kapsamda, sektörümüzün gerek sivil toplum örgütleri gerekse devlet kurum kurum ve kuruluşları tarafından her konuda desteklenerek dünya pazarında rekabet gücünün artırılması önem arz etmektedir.  

Hazır yeri gelmişken çok önemli olduğunu değerlendirdiğim bir hususu sizin vasıtanız ile tekrar ifade etmek isterim. Sektörümüzün sorunlarından bir tanesi istihdam sorunudur. Özellikle kaliteli ara eleman ihtiyacımız marangozlukta, kaynakçılıkta, tesisatçılıkta oldukça fazladır. Sektör içerisinde faaliyet gösteren Deniz Ticaret Odası (DTO), Gemi İnşa sanayicileri Birliği (GİSBİR) her ne kadar istihdam sağlama ve yaratma, kalifiye elemen yetiştirme konusunda bizlere destek olsa da gerek meslek liseleri ve meslek yüksek okullarında yatçılık eğitimi veren branşların artırılmasının, gençlerimiz ve ailelerinin bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu değerlendirmekteyim. 

Son olarak şunu ifade etmek isterim ki, 60 yıllık serüvenimiz boyunca müşterilerimizin istekleri ve beklentilerini en iyi şekilde anlayarak, onlara düşlediklerinden de özel ve yüksek kalitede yatlar tasarlamak, daima kendimizi ve çalışanlarımızı uzmanlık için yetiştirmek ve yenilikçi, ilkeli, sorumlu yaklaşımımızla sektörümüzün en iyi şirketlerinden biri olmak, çok değil kaliteli yatlar üretmek ve Türk Yat İnşa Sanayini dünyada hak ettiği yere getirmek için her türlü çabayı sarf etmek her zaman şiarımız olacaktır.

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"