Menba-ı Saadet! Yani Mutluluğun Kaynağı

Mutluluğun kaynağı ya da reçetesi var mı? Çok önemli bir soru bence. Var mı bilmiyorum ama bir düşünce anaforuna girersek eğer bulabilir miyiz diye hep aklımdan geçer. Bence bu kişinin özelliklerine bağlı ve dünya nüfusu kadar farklı mutluluk tanını mevcut. Yani mutluluk bireysel bir tanım. Öncelikle bunu ortaya koyduysak eğer, geriye kendi kendimize düşünüp bizi nelerin mutlu ettiğini bulmak da yine bize yani kendimize düşüyor.

Ortalıkta o kadar mutluluk ile ilgili sosyal medya paylaşımı ve makale dolaşıyor ki, şöyle düşünmekten kendimi alamıyorum:

Galiba günümüz insanın en büyük ihtiyacı mutluluk. Yahu arayıp da bulamamak da var elbet, ama aramakla da olmuyor ki. Hadi aradın, buldun mu, büyük soru işareti. O gerçekten mutluluk mu, yoksa bir yanılsama mı? Offf, delireceğim şimdi, kolaysa çık işin içinden.

Birleşmiş Milletler her yıl Dünya Mutluluk Raporu yayınlıyor. Bu rapora göre Türkiye 2022 yılında 112. sırada iken bu yıl 10 sıra yükselerek 102. sıraya yerleşmiş. Üst sıraları İskandinav Ülkeleri yine kimselere kaptırmamış. Evet, evet bu rapor toplumsal mutluluğa ışık tutuyor. Mutluluk için gerekli olan ve nörotransmitterlerin salgısını yükselten güneş bile bu anlamda etkili olmamış. Ya da bu kuzey ülkelerinde halka verilen güneş tatili işe yaramış. Bizde de çok güneş var, ama sanki etkisi sınırlı gibi duruyor. 

Neyse bu raporun hangi kriterlere göre verildiğine bir bakalım isterseniz, çünkü aslında toplumsal mutluluğu direkt etkileyenlerin çevre ve fiziksel koşullardan çok, yaşadığın toplumun içinde bulunduğu psikolojik ve zihinsel özelliklerin mutluluk duygumuzu yükseltmekte daha etkili olduğu sonucunu ortaya çıkarıyor. Bu rapor beş temel kriter incelenerek veriliyor. Sosyal destek koşulları, elde edilen gelir ve sahip olduğumuz paranın alım gücü, bireysel ve toplumsal sağlık koşulları, yaşanılan ülkenin özgürlük standardı ve kendini gerçekleştirebilme, son olarak da ülkedeki cömertlik ve yolsuzluk düzeyi.

Ama aslında bu yazıda anlatmak istediğim bireysel mutluluğu nelerin etkilediği. Bu amaçla Harvard Üniversitesinde 80 yıl süren bir araştırma yapılmış ve bireysel mutluluğu etkileyen belli başlı beş kriter tanımlanmış:

1) Kişinin ilişkilerinin kalitesi: Yani eşimiz, dostumuz ve akrabalarımızla olan ilişkilerimiz nasıl? Yahu karşılıklı besleniyor muyuz? Yoksa hep tek taraflı bir ilişkinin içerisinde sürekli bir taraf kendinden ödünler veriyor ve diğer tarafı mutlu (işte zaten asıl soru bu?) etmeye mi çalışıyor? Menba-ı saadet bu anlamda burada gizli. Yani ilişkideki mutluluk tanımında.

2) Duygusal sağlık: Hayda bu da ne demeyin şimdi. Duygusal sağlıklı mı kaldı gibi bir cümle ardından şak diye geliverecek gibi. Bu şunu ifade ediyor, aslında dertleşebiliyor musunuz? Dertleşecek kimseniz var mı? Gerektiğinde destek alabilecek kişiler, psikologlar ya da terapistler mevcut mu? Hop bir soru daha benim zihni mi kurcalamaya başladı bile! Dedikodu böyle bir şey mi? Ya da kendini şifacı diye tanımlayan, eğitimsizler bu sistemde yer alıyor mu? Coach, hoca, pir, vb. diplomasızlar ve işin nereye gideceğini hesaplamayanlar ne olacak, şimdi?

3) Fizyolojik sağlık: Diyeceksiniz ki, eee bunu biz de tahmin edebiliyoruz. Elbette, ağrısız, sızısız, kusmadan, başı dönmeden yani herhangi bir rahatsızlık hissetmediğimiz bir fiziki beden durumu zaten sağlık tanımının içerisinde var. Eee zaten bazılarımıza göre sağlık=mutluluk değil mi? (Dar bakış açısı diyelim, geçelim)

4) Dünyadaki amacını, hedefini gerçekleştirebilmek: Var mı yapan, bilmiyorum. Ama hepimizin aradığına eminim. Galiba bunu cevabını insan ya bu dünyadan göçerken verebilir ya da ardından methiye düzenler söyleyebilir. Ancak tasası ve hedefi olmak bu anlamda önemli mesele. Acı çekilen bir süreç gibi görünse de, hedefe giden yol, bir ambivalans olarak mutluluğu destekleyen en önemli ögedir.     

5) Şükretmek: Olan oluyor zaten! Biz tersini çok zorlasak da olan oluyor. Bu anlamda olana şükretmek kolay. Ancak asıl olay olmayana da şükredebilmek. Çünkü olmuyorsa ardından daha hayırlısı geliyordur. Hoppala cuppala, buyurunuz bir de böyle bakınız. Zor ama mümkün. Asıl manba-ı saadet burada. Tevekkül gibi görünse de ilahi adalete inanç da var bunun içinde. 

Eh, tanımlamak kolay, peki ya uygulamak. O da geliyor, merak etmeyin. Alıştırma işi bu. 

Facebook

X

Linkedin

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!
Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"