Beal’in doğa felaketleri ile olan bağlantısı aktarılıyor. Ayrıca burada Hollandalıların geçmişteki hammadde sömürülerine de atıfta bulunulmuş. Zencilere nasıl eziyet ettiklerine işaret edilmiş. Ares’teki “seçilmiş kişi”, bu yapılan eziyetleri insanlara hatırlatarak onlara derin bir azap yaşatmakta.
Ares’in atmosferinde sık sık Rembrandt’ın tablolarını ve beyaz kaz yumurtalarını görmekteyiz. Bu sahneler, sanat ve mistisizm konularını düşündüren bir kurguyu ön plana çıkarıyor. Her ölüm sonrası bir kusma haliyle ortaya çıkan büyük kaz yumurtası, insanların vicdanları yerine nasıl çıkarlarını seçtiğini güzel bir biçimde aktarmaktadır. Bununla birlikte; gotik mekanlar, kıyafetler, karanlık atmosfer, gergin müzikler kurguyu sürükleyici bir şekilde tamamlıyor.
Bu Netflix dizisi özellikle tarikatlara, kült topluluklara ilgi duyanlar tarafından ilgiyle izlenebilir. Eğer masonik ve mitolojik konular sizi biraz olsun cezbediyorsa varsa bu diziyi kaçırmayın derim. Tarikatlara dair konuların işlendiği fazla uzun sürmeyen bölümler de diziyi heyecanla ilerletiyor. Ön yargılarla seyretmeme rağmen beklentimin oldukça üstünde çıkan farklı bir yapım olduğunu söyleyebilirim.