Meltem Farah Konyalı Yazio: Varlığının En Yüksek İfadesi Nasıl Olursun?

İlahi var olma halinde varlığının en yüksek ifadesisin…

Bunu nasıl anlarsın?

Ruhun ne istiyor?

Hiç dinledin mi?

Ruh beden, zihin beden, fizik beden hizalı olduğumuzda kendi varlığımızın  en yüksek ifadesi olma şansımız var.

Dengede olarak, ilahi yaşam amacımıza tam hizmet ise varlığımızın en yüksek ifadesi olmamızı sağlar.

Egomuzu da dengeleyerek bunu yakalayabiliriz.

Egomuzu dengelemeden ruhumuzu dinlemek mümkün değil.

İçselliğinden aldığın cevap egondan mı yüksek benliğinden mi, dip akıntıların yani korkularından mı geliyor ya da rehberlik mi alıyorsun?

Bunu ayırt etmenin zor olduğunu biliyorum.

Ancak sıklıkla ve her gün yaptığında ayırt edebileceksin.

Egonun cevabı egosantrik olacaktır; “Sen zaten bunu çok iyi yaparsın' gibi… Egonu besler.

Yüksek benliğinden ise bilgece bir mesaj alırsın; “Bu yanlarını düzeltip buna odaklanırsan kolaylaşacaktır” gibi…

Dip akıntıların ise seni aşağıya çekmeye devem edecektir; “Sakın yapma yoksa başına şunlar gelebilir'. Yani korku senaryosu yazacaktır.

Rehberliğin sana Yaradan’dan geliyorsa en mucize çözüm o olacaktır.

Fizik bedenimiz, zihin bedenimiz için bolca yatırım yapmaya alışkınız.

Peki ya ruh bedenin?

Ruhunu gün boyu hiç dinledin mi?

O ev, araba, maaş, güzellik ve gayrimenkul derdinde değil.

Ruhunu her gün besledin mi?

Her gün yemek yiyor, zihnine yatırım yapıp okuyor ya da gelişiyorken…

Ruh bedenini hiç besliyor musun?

Ruhun dinlenilerek ve ilahi yaşam yoluna hizmet ederek beslenir.

Ruhunu dinleyebilmek için de rutin meditasyon yapmalı, tefekküre girmeli, arada yavaşlamalı, huşu içinde ibadet yapmalı ya da duada olmalısın ki zihin bedeninden uzaklaşabilesin.

Zihin bedenin de sana hizmet ediyor ama seni çokça aşağıya çeken de ne yazık ki kendi zihin bedenin.

Zihin bedenlerimiz bize hizmet etmeyen kalıplarla dolu.

Neyin nasıl yapılması gerektiği, doğru ve yanlış kalıplarıyla doluyken belki de bunun böyle olmadığını aklımızdan bile geçirmeyiz.

Her bakış açısının tersinin de doğru ve hatta saf bilgi olabileceğini düşünmedik bile.

Hayatta doğru, yanlış yok sadece bakış açısı var, yaşanmışlık var, seçim var.

Herkes kendi doğrusunu yaşıyor ve onu seçiyor.

Bunu kabul ederek hissetmeyi deneyimlemeye ne dersin?

Gerçekten ruhunun ne istediğini hissedebilirsen mucize yollar sana açılacaktır.

Ruhumuzla her şeyi bilerek dünyaya bedenlendik.

Ve bu dünyaya gelirken her bildiğimizi egomuzla unutarak bedenlendik.

Biz yani egomuz hatırlamasak da ruhumuz biliyor.

Asıl ana amaç ruhumuz bu dünyaya neyi öğrenmek için bedenlendi?

Bu dünyada ruhumun ilahi yaşam amacı ne?

Bunu yapabilmek ve öğretilerimizi öğrenmek için bedenlendik ama bedenlenirken bunları unuttuk.

Yaşadığımız olaylar, sınavlar bize bu amacımızı hatırlatmak, bu yola almak ve öğretilerimizi öğretmek için yaşandı.

Hal böyleyken yaşananlara ve diğerlerine öfkelenmemiz ne kadar yavan öyle değil mi?

Biz hatırlayamadık ve yanlış yöne savrulduk.

Hayat da bizi öz yani ilahi yolumuza almaya çalıştı.

Desteklendik ancak bunu sorun gördük,

Yaradan perspektifinden baktığımızda en destek gördüğümüz yollarda bile bağımlılıklarımızı ve alışagelmiş yöntem ve yolumuzu bırakamadık.

Sonra üzüldük, incindik.

Mesajları ve rehberliği okumaktan uzak olduğumuz için egomuzla yaptığımız yanlış seçimler bizi incitti.

Egomuzla kendimizi incittik.

Tabii bunun için de suçlu kişileri ve olayları hazırlamıştık bile.

Kabul edelim biz rehberliği okuyamadığımız için kendimizi incittik.

Farkındalık şifadır.

Her sorunun altında yatan dersi fark ettiğin ve dönüştüğün an çözülür.

Egomuzla yaptığımız seçimlerde ısrarcı olduğumuzda ise sıkıştırılmış sınavlar bizi diğer yöne atmaya çalışacaktır.

Çok zorlanıyorsan doğru yönde, yerde ya da insanlarla değilsin.

İlahi yaşam amacına hizmet ediyorsan Yaradan seni her daim destekler.

İlahi yaşam amacın Yaradan’a bu hayatta bütün için ne katkı olacağınla ilgili verdiğin sözlerdir.

Bunun için geldiysen ve sözünü yerine tam layığıyla ve saf niyetle hizmet ediyorsan tam destek seninledir ve hatta uçarsın.

Egonla ruhunu sıkıştırdığında ve egonla yol almaya devam ettiğinde ise ruhunu sıkışmış hissedeceksin.

Kazandığın para, bulunduğun konum, itibar ve sosyal çevrenin aslında seni hiç beslemediğini fark edeceksin ve ruhun tükenmiş hissedecek.

Sonunda ise ruhsal kriz yaşanır.

Ruhsal bunalım ve ruhsal kriz çok uzun zaman ruhunu hiç dinlemediğin, ruhunun içsel bilgeliğine kulak vermediğin için yaşanır.

Hayat ve sahip oldukların anlamsız gelmiştir.

Ruhun tükenmiş hisseder, neden?

Çünkü bu hayattaki verdiği sözü ruhun hatırlıyor ama bir ramak bile yol alamadığı için sıkışmış hissediyor.

İlk başta ruhsal krizle bunalım içinde, tükenmişlik krizinin farklı olduğunu anlamalısın.

Klasik şikayetçi ve tükenmiş kişilerin yaşadığı ruhsal kriz değildir.

Ruhsal krizde içinde bir uyanış hissederek ruhun sıkışır ve içinden bir ses olman gereken yönde olmadığını ve eksik olduğunu söyler.

Ruhsal krizi anlamanın basitçe üç yolu var:

1. İç bilgeliğin doyumda değildir. Ruhunun iştahla istediği yolda değilsindir ve hayatındaki tüm imkân ve konumun senin ruhunu beslememektedir.

2. Ortaya beklenmedik korkuların çıkacaktır. Bunlar alışılagelmiş korkuların değildir. İç benliğinle, bölgeliliğinle, yüksek benliğinle, ruhunla bağlantın kopmuş gibi hissedersin ve korkarsın. Kim olduğundan, hayatın anlamından, hayata ve bütüne kattığın anlamdan emin değilsindir.

3. Yüce bir alana adanma ihtiyacı hissedersin. Sahip olduklarımız ve olacaklarımızla ilgili değildir. Adanma isteğin bütüne katkı için gelecektir. Bu adanma aşkı senin ilahi bağlantını kuvvetlendirecek ve ilahi var olma haline geçmek için aşk hissedeceksin.

İlahi var olma halini yakalaman demek ilahi yaşam amacında yol almaya başlaman demektir.

İlahi yaşam amacında yol alman demek Yaradan’a verdiğin ilahi sözün ve sözleşmenin gerçekleşiyor olması demektir ve bu ruhsal huzuru getirir ve bu tat başka hiçbir şeyde tadamayacağın yüksek bir tattır.

Şu anda bulunduğun alandan daha yüce bir alana hizmet için yaratıldın.

Bundan çok daha yücesi var.

Yaptığın seçimler egona mı hizmet ediyor yoksa ilahi yaşama amacına mı?

“İlahi yaşam amacı tamam da gerçek bir dünya var ve maddi olarak yeterli olmak zorundayım' dersen buna da tamam.

Para ve maddi konular hayatın gerçeği ve bunu kabul ediyorum.

“Bunları bırak' demiyorum bu kaynaklar kullanman için var, senin kısmetin ve bunlar da nimet.

Sonsuz bir kaynak var ve bize bolca akıyor.

Sadece şunu hatırlamanı istiyorum ilahi yaşam amacında yol alıyorsan evren seni tam destekler Yaradan’ın eli hep üzerindedir, doğru yolda olduğun için bolluk ve bereket sana bolca akacaktır.

Bundan emin ol.

Anlam eksikliği yaşadığında ruhunu dinlemeye ne dersin?

Gelecek nesillere gayrimenkul aktarmak için gelmedik.

Kariyer ve konum için de

Çocuklarımıza çoktan seçmeli menü çıkarmak için de gelmiş olamayız.

Yaratılmamızda bunların çok ötesinde bir sebep olmalı…

Bütüne ne katkı olacağız?

Yaradan’a ne söz verdik?

İlahi yaşam amacım neydi?

Kalbini en çok ne attırıyor?

Hangi alan sana ve ruhuna iyi geliyor?

İlahi yaşam amacını bulmak için hiç rehberlik istedin mi?

Sen ne için yaratıldın?

Ben rehberlik isterken şöyle dedim:

“Sevgili Yüce Yaradan;

Beni bu hayattaki şu andaki konumumdan daha yüce bir plan için yaratmış olmalısın,

Bu kadar okulu neden okudum?

Bu kadar yetenek ve tecrübe ne içindi?

Bunların bütüne katkısı ne olmalı?

Yaratıldığım ve bana cömertçe verdiğin donanım ve yeteneklerimi senin yoluna ve verdiğim ilahi söz ve sözleşme için nasıl kullanmalıyım?

Bu kadar yetenek ve donanımı, mükemmel sağlığı verdiğin için minnettarım.

Ruhum rahat değil; bir söz vermişim ve tutmamışım gibi rahatsız bir hisle yaşıyorum.

Her gece yastığa başımı koyduğumda bir söz vermişim tutmamışım, bir işimi yapmamışım ve bir şeyleri eksik yapmışım hissi beni yiyip bitiriyor.

Bulamadım, hatırlayamadım.

Allah’ım; senden rica ediyorum, sana ne söz vermiştim?

Bana rüyalarımla, diğerleriyle ve farkındalıkla hatırlat,

Bu farkındalığım ve aymam lütfen kolaylıkla, keyifle, hazla ve huzurla olsun.

Kolayca hatırlamaya ve gerçekleştirmeye niyet ettim...

Senin rehberliğin mucize rehberliktir ve senin rehberliğinle yol almaya ve tam uymaya niyet ettim.

Bu yoldan sapmalar yaşarsam güzellikle beni yoluma al lütfen.

Ve bu yoldaki sonuçlardan beni ve diğerlerini hoşnut et lütfen…

Seni çok seviyorum.

Şimdiye kadar unuttuğum ve hatırlayamadığım için özür dilerim.

Beni affet.

Sen affedicisin ve affetmeyi seversin.

Beni koşulsuz sevginle ve şefkatinle pamuklara sarar gibi ilahi yoluma al lütfen.

Allah’ım sen ne güzel Allah’sın…”

Ben diledim.

Sana rehberlik olsun diye seninle paylaştım.

Her cümle ve kelime yaşanmışlık içerir.

Bazen kolay oldu, keyifli değildi 'keyifliyi” ekledim.

Bazen keyifliydi ve çok zor oldu, “kolaylıkla”yı ekledim.

Bazen haz vermedi, 'hazzı' ekledim,

Bazen huzursuzdu, 'huzurlu”yu ekledim.

Ruh parçam…

Ben bazen acıdım, ben bazen incindim de öğrendim.

Sen acımadan, incinmeden öğren diye yazdım…

Dünyayı sevgi kurtaracak…

Bilin istedim…

Onedio okurlarım için sevgiyle yazdım.

Web

Instagram

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı