Herkes eksiğiyle, hatasıyla, kendi bildiği gibi güzel…
Diğerlerine göre kendine değer biçmesen ne kadar da güzel olur hayat…
Sen zaten değerlisin, sen zaten sevilirsin ve senin değerine paha biçmek kimsenin haddi değil.
Sen Yaradan tarafından değerli ve sevilmeye değer yaratıldın.
Sadece uyum var bazıları uyumlu değil sana göre değil ama sen zoraki tutunduğun ilişkinde değer görme ve sevilme nafile çabasındasın bazen…
Senin için iyi ve yüce olan olsun çabasında olsan akışta bağımlılık ilişkilerini bırakırdın ama biz vazgeçilmez olma çabamızı fark edemedik bazen.
Bu yüksek ego.
Herkes vazgeçilebilir, ben de.
Herkesin pürüzleri var, benim de.
Ama mükemmele en yakın olma çabamızla yüksek egomuzu parlatıyoruz.
Diğerlerinin takdirini ve onayını almak için mükemmele en yakın olma çaban yine hüsranla mı sonuçlandı?
Benimki
hüsranla sonuçlandı; şimdiden uyarayım.
Takdir ve onay kazansak kime yakınlaşacak, kimlerin sevgisini satın alacaktık?
Sevgi satın alınır mı?
Bazen yaptıklarımız bazen aldığımız hediyeler bazen de yakınlaşma çabamızla sevgiyi satın almayı öğrenmiştik.
Olduğumuz saf halimizle koşulsuz sevilmeyi kaçımız biliyorduk ve biliyoruz?
Pürüzlerim var benim ve pürüzlerimle mükemmelim.
Pürüzlerini görmek, fark etmek ve dönüştürmeye çabalamak güzel olan.
Bu çabanla güzelsin.
Hatam olduğunda “Haklısın “diye cümleme başlayabiliyorsam güzelim.
Hatamı fark edip “Daha olmadın Meltem “diyebiliyorsam güzelim.
Beni güzel yapan eksiklerimi görmem beni güzel yapan samimiyetim.
Samimiyetimle yapaya ve sentetiğe “Dur” diyebiliyorsam hakkımı koruyorsam güzelim.
Her birimiz bir bakış açısıyız.
Her birimiz biriciğiz.
Her birimiz farklıyız.