Meltem Farah Konyalı Yazio: Onaylanma İhtiyacın Varsa Değerin Diğerlerinin İnsafına Kalır

Başarıların ya da haklı olmanı diğerlerinin onaylaması senin için önemli mi?

Eğer cevabın “evet” ise sessizce “gelin sömürün beni “demektesin.

Onurlandırılmak gerçekten hayatta çok önemlidir.

Kendini onurlandırmak ya da diğerleri tarafından onurlandırılmak bize her zaman iyi hissettirir.

Ancak onurlandırılmak ve onay alma isteği arasındaki farkı bilmelisin.

Onurlandırılmak kendini basitçe iyi hissettirir.

Onay alma isteğin karşılanmadığında ise hayatında değersizlik ve kaos yaratırsın.

Başarılarını, kendi haklılığını ve hatta güzel yanlarını diğerlerine ispat halindeysen bu hayat ve diğerleri seni çok yorar ruh parçam.

İspata gerek duymanın asıl sebebi içindeki derin değersizlik hissi…

Diğerleri seni onaylamazsa değersiz hisseder, yıkılırsın ve yönetime diğerleri geçer.

Hayatının yönetimi her zaman senin elinde olmalı. Sen zaten değerlisin. Saf halinle…

Bu diğerlerine ve onların seni onaylamasına ve bakış açısına bağlı değil.

Sen kendi değerini fark et, değerli olma yolunda yol al, kendini parlat ve parlattıkça diğerleri de seni koşulsuz sever ve değer verir.

Takdir edilme ve onaylanma ihtiyacı çekirdek ailede başlamıştır.

Genelde görünmez olan evlat diğer parlayan evladın yanında görünür olmak için aşırı ve gereksiz çabaya girecektir.

Bazen de ne yazık ki ailesi ya da ebeveynlik becerisi geliştiremeyen ailelerde örnek çocuk ve onay bekleyen çocuk yetişecektir.

Mükemmel olma rolünü oynamaya başlamalıdır ki sevilsin ve görünür olsun.

Üstün başarı sağlamalı, örnek evlat, örnek çocuk, örnek öğrenci olmalı ve başarıdan başarıya koşmalıdır ki sevilsin.

Ve hatta mükemmeli oynarsa ve buna ikna ederse annesi ya da babası onu takdir edecek, fark edecek, onaylayacaktır.

O da bu şekilde görünür olmayı elde edecektir.

Genelde evin sorunlu çocuğa, sağlıksız çocuğa, tembel çocuğuna gösterilen ilgiyi, arkasının toplanması çabasını diğer çocuk sevgi zannederek ebeveynlerinin hayatını kolaylaştıracaktır ki onu görsünler ve sevsinler.

Sonra bu rol bu evlada yapışacaktır.

Adeta her filmde aynı tipolojiyi oynayan kötü oyuncular gibidir…

Her zaman diğerlerinin sorumluluklarını alacak, onların hayatlarını kolaylaştıracak, örnek davranışlar sergileyecektir.

Bunu düşünmeden bilinçaltıyla yapacaktır.

Yükleri kaldıramadığı kadar arttığında bunu fark edecektir.

Kendine ait sorumlulukları alıp diğerlerininkileri onlara teslim ettiğinde ise hayat onu bir bir tokatlamaya başlayacaktır.

Diğerlerinin işlerini kolaylaştırmak onun asli görevidir ve görevini terk etmiştir.

Örnek kişinin diğerlerinin sorumluluklarını onlara devrettiğini fark etmeyecek; hatta yapmadığı için onu dışlayacak, yokluğu ile sınayacak ve yalnız bırakacaklar basitçe cezalandıracaklardır.

Sevgiyi ve ilgiyi satın almayı öğrenen kişi için tüm bunlar büyük bir hayal kırıklığıdır.

Büyük proje çökmüş ve hayatı boyunca yaptığı yatırımlar elinde patlamıştır.

Yüksek bir perspektiften baktığımızda evren onun hayatından kan emici, sömüren ve kullananları almakta onu şifalandırmaktadır.

Ancak kurbanımız kendinin değerini fark etmediği için diğerlerini kaybetmekle kendini üzecektir.

Onlar kaybetti!

Düşünsenize hayatı bu kadar kolaylaştıran, seni seven ve sana değer veren ve hatta olabildiğince her şeyini veren kişiyi onlar kaybetti.

Bu kadar verici birini herkes sever.

Bu onları özel kılmaz ruh parçam.

Kime bu kadar versen sevilirsin ama veremez olduğunda ya da fark ederek dengeye geldiğinde şutlanırsın.

Bu kural hiç değişmedi.

Alma verme ve adalet yasasının tokadı dersi alamazsan sertleşerek gelir.

Senin sevgin hediyelerle, güzel ama yalancık sözlerle, takdir ve onayla satın alınamayacak kadar değerli.

Kimseye kendini gereksiz düzeltmek zorunda değilsin.

Kimsenin onayına ve takdirine ihtiyacın yok.

Kimseye kendini sevdirmek zorunda da değilsin ve şunu kabul etmelisin; seni herkesin sevmesini istemek yüksek ego olurdu.

Beni sevmeyenler de çıkacak bu normal.

Bu sana nasıl bakıldığı ile alakalı bir durum.

Sessizce etkili olmanın vakti gelmedi mi?

Haklı olman, haklı olmam hiç umurumda değil.

Tek önemli olan mutlu olmak.

Herkes haklı çünkü herkesin kendine ait bir bakış açısı var.

Sessizce çekilmek, sessizliğin gücünü kullanmak bazen mucizeler yaratır:

Ben “sus ve kendini ezdir”  demiyorum.

Sadece gerektiği yerde sessiz ve politik kalmayı öğren, gereksiz düzeltme yapma diyorum.

Sana gerçekten değer verene açıklarsın.

Sana değer vermeyene kendini açıklama ve düzeltme çabası nafile bir çabadır.

Başarıların senin için anlamlı.

Güzel bir insan olman senin için anlamlı.

Dürüst ve etik olman senin için anlamlı.

Paran ve hayat standartların senin için anlamlı.

Bunlar sadece seni ilgilendiren konular ve sadece kendin için var.

Ve bütüne katkın için var.

Onay ve takdir bekleme zorundalığından vazgeç.

Kendin hakkında ne hissediyorsun?

İçin rahat ve huzurlu mu?

Kendine güveniyor musun?

Yeterli misin?

Önemli olan kendini koşulsuz sevmen, kendini memnun etmen ve bütüne katkı olmandır.

Gerisi boş bir balon.

Diğerlerinin seni desteklemesine ve yüreklendirmesine ihtiyaç duyma…

Yeterlilik, azim, çalışkanlık ve yüreklilik birer erdem ve sende bolca olmalı.

Sende varsa diğerlerinden satın almaya ihtiyaç duymazsın.

İçsel pozitif motivasyona sahip olmalısın.

Kendini diğerlere ispat için değil sadece öyle olduğu için kendiliğindenlikle yol alırsan zaten olmamaması için bir neden yok.

Kendini memnun et.

Etik, ahlaklı, dürüst ve saf kalple yapılan her davranış Yüce Yaradan tarafından onurlandırılır.

Diğerlerinden kendini serbest bıraktığında gerçekten özgürsün…

Ruh parçam…

Sevgiyle…

Sen acımadan öğren diye yazdım…

Dünyayı sevgi kurtaracak…

Bilin istedim…

Onedio okurlarım, bütüne katkı için ve koşulsuz sevgiyle …

Instagram

Web

Popüler İçerikler

Ahmet Kural'ın Başrolünde Oynadığı TRT Tabii Dizisi Gassal'ın Tanıtım Afişleri Tepki Çekti!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt