Meltem Farah Konyalı Yazio: “Anne Şeker, Anne Şeker" Diye Tutturan Çocuklar Gibiyiz Adeta

Bizim istediğimiz, bizim istediğimiz şekilde ve zamanda olsun istiyoruz.

Olmadığında;

Sızlanmaktayız…

Biz insanlar ne kadar da çok sızlanıyoruz.

Kurban perspektifinden baktıkça bu alanda daha da ustalaşıyoruz.

Yaradan bizi her zaman korur ve bizim dualarımızı kabul edendir.

Yaradan bize her şekilde verir.

Yaradan direk verir.

Yaradan bekleterek seni ya da diğerlerini yapılandırarak verir.

Yaradan seni korumak için vermez, korunmaktasındır.

Yaradan sana vermez çünkü daha iyi ve yücesini senin için planlamıştır, yine verir.

Ama bizler hemen verilmezse sızlanırız.

Hemen olmadığı için haddimizi aşar hatta gücenir ve inciniriz.

Yaradan ise her kulunu sever, korur ve çok cömerttir.

Görmeyiz, anlayamayız.

Çocukça bir inat, çocukça bir tutulmadır bizimkisi bazen…

Bir yola düşeriz gidemeyiz, kızarız, ne kazadan beladan korunduğumuzu bilmeyiz; sızlanırız.

Birini severiz, ilişkimiz, evliliğimiz devam etsin isteriz, olmaz, korunuruz ve daha iyisi planlanmıştır; sızlanırız.

Almak isteriz, bize iyi gelmeyecektir, korunuruz; sızlanırız.

İşe girmek isteriz bir yeri hedefleriz, ilahi yaşam amacımıza uymayacaktır, ruhumuz huzurlu olmayacaktır ama egomuzla takmışızdır bir kere; sızlanırız.

Biz ancak sızlanmayı biliyoruz.

“Anne şeker" diye tutturan çocuklar gibi sadece tutturuyoruz.

Hayıflanmak, sızlanmak, inatlaşmak yerine Yaradan perspektifinden bir an olsun bakabilsek hayat nasıl olurdu?

Her planda tam korunduğumuzu bilsek, hissetsek ve bundan %100 emin olsak hayat nasıl olurdu?

Kaderi ve Yaratıcı’yı suçlamak kestirme yolundan çıksak ve kadersel seçimlerimizle yüzleşsek, sorumluluk alsak nasıl olurdu?

Yaradan bizleri öyle seviyor ki her an %100 korunuyoruz, fark etmiyoruz.

Yaradan bazen sana vermeyerek, seni yollamayarak, engelleyerek korur.

Sızlanırsın.

Şikâyet etmek ne kadar da kolay öyle değil mi?

Her şikâyet ettiğinde frekansını düşürüyorsun …

Bunu bilseydin şikâyete devam eder miydin?

Peki her frekansın düştüğünde Yaradan bağlantının zayıfladığını bilsen şikâyete devam eder miydin?

Biz Yaradan’a hadsizce güceniriz ancak tüm yaratılmışlar ve nimetler ayağımıza serilmişken Yaradan bu hadsizliğimizi koşulsuz hoş görüsü ve affediciliğiyle affeder.

Biz ağzımıza pelesenk olmuşçasına şükreder ama kalben hissetmeyiz bazen…

Sürekli şikâyet eden birine bir gün “Şükredecek ne kadar çok şeyin var bunları fark etmeye ne dersin? Hadi başlasana şu an neler için şükürdesin?”

Dediğimde kendisi bana her zaman şükrettiğini söylemişti.

Ben oysa sürekli şikâyet duyuyordum…

Ülkenin durumundan, ekonomiden, insanların yokluk çekmelerinden, hayatındaki eksiklerden sürekli şikâyet ediyor, diğerlerini yargılıyor, diğerlerinin eksiklerini belirliyor ama ne yazık ki farkında bile değildi.

Ağzımıza pelesenk olur şükür ama hissetmeyiz.

Gerçek şükürde olan kişi şikâyet etmez ve şikâyete dili varmaz.

Sana tavsiyem bir şükür defteri yapman…

Şükürler olsun ki…

Defterine her sabah ve her akşam 4’ er şükredeceğin şeyi yazman senin frekansını zıplatacaktır.

“Şükürler olsun ki…”

“I’m grateful for…”

Egzersizi bize Theta Healing kurucusu Vianna Stibal’ın sıkça yaptırdığı bir egzersizdir.

Amerika’da Montana’da Sezgisel Anatomi Eğitmenlik eğitimindeki bir anım her şükrettiğimde aklıma gelir.

Japon ve bedensel özürlü bir eğitmen sınıf arkadaşımızla aynı gruptaydım ve grubumuz Avrupalı, Uzak doğulu, Arap karışık bir gruptu.

12’şer kişilik gruplara ayrılmıştık ve çok hızlı bir şeklide, sırayla şükrettiklerimizi sıralıyorduk.

Ben grubu başlattım ve Montana’ya bir günde ansızın, plansız gelişimi söyledim…

Herkes dünyevi, maddi, evlerimiz, imkanlarımızı söylüyordu ki sıra o Japon arkadaşımıza geldi o da orada bizlerle oluşunun şükür sebebi olduğunu söyledi.

Şükrettiğimiz şey artar.

Ve bu arkadaşımız her seferinde orada bulunmak, şifacılıkla ilgili konularda şükretti…

Ben de ona “O simsiyah güzel gözlerin ve o gözlerimi alamadığım parlaklıktaki siyah saçların için şükretmeye ne dersin?” dedim.

Ağlayıp, göğsüme başımı yasladı;

“Benim güzel bir yanım mı var gerçekten mi?

Beni beğenmiş olamazsın.”

O ağladı, biz ağladık, sustuk.

Kendini o kadar beğenmiyordu ki o güzellikleri fark etmemişti bile…

Hepimiz şükür sebeplerimizi değiştirdik ve adeta silkelendik.

Bedensel özelliklerimizi söyleyemiyor, evlerimiz, imkanlarımızı söyleyemiyor, nefes aldığımız için ve en çok şükretmemiz gerekenlere odaklanıyorduk…

Hepimiz için bir dersti.

Ertesi gün saçlarını özenle taramış, beni çağırdı:

“Bundan sonra senin yanında bana yer ayırır mısın? Bana iyi geliyorsun, saçlarımı senin için taradım, sen beğenmiştin :) Ben kendime özen göstermeyeli yıllar oldu.” dedi.

Kocaman sarıldık birbirimize…

Birbirimizin parlak yanlarını parlatmak ve şükretmemiz gerekenleri fark ettirmemiz de bize iyi gelecek…

Birbirimize katkı için yaratıldık…

O gün o tatlı dostumuzdan biz kocaman bir ders aldık.

Katkısına şükürle…

Hayat ders, hayat deneyim…

Mesajları alana…

Sen acımadan öğren diye yazdım…

Dünyayı sevgi kurtaracak…

Bilin istedim…

Onedio okurlarım için sevgiyle…

Instagram

Web

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
27.06.2021

Ya siz şaka mısınız? Dünyayı sevgi kurtaracak yazmış bir de sonuna bu saatten sonra bizi hiç bişey kurtaramaz. Bir de özlü söz söylemiş gibi sonuna kendi adını yazmış ahshaghaa He teyzecim en ünlü şair en ünlü yazar en başarılısı sensin He.

29.06.2021

Bu kadın tam bir show women :) daha kendi hayatında mutluluğu bulamamış gelip millete Allah kitap huzur mutluluk dağıtıyor Evren çok garip.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ