Melih Görgün Yazio: Türkiye’de Sanatçı Olmak…

Bir ifade biçimidir, bir anlatım yoludur sanat. Sözcüklerin o bilinen, sınırlı dünyalarını yerle bir eden ve çok özel insanlara bahşedilmiş bir başkaldırıdır sanat. Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi, 'Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.' Böyle bir durumda, nefes almaya devam edilebilir belki. Ama buna yaşamak denir mi?

Üniversiteye zaman zaman aday öğrenciler gelir. Genellikle bir aile büyüğü ile beraber gelirler ve gelecekte okuyacakları mesleklerle ilgili bilgi almak isterler.

Yine böyle bir zamanda bir kız çocuğu gelmişti babası ile. Tavırlarından anladığım kadarı ile, kız kesinlikle tiyatro okumak istiyor, ancak babası ya da ailenin geri kalanı, sözüm ona; “daha ciddi bir meslek” okumasını istiyor. Bu daha ciddi meslek tanımlamasının altını çizmek istiyorum çünkü yıllarca ülkemizde şu talihsiz diyalog çok defa yaşanmıştır:

Ne iş yapıyorsun?

Sanatçıyım.

Yok yani asıl işin ne?

Ya da;

Senin meslek ne?

Tiyatrocuyum

-  He artizsin yani…

Adamcağız şöyle devam etti… “Hocam şu bizim kızla konuş yahu. Tutturmuş artiz olacam sahne mahne diyor…”. Kız çocuğu söze atladı sonra ve tiyatro okuyup tiyatrocu olmak istediğini belirtti.

 “Ne güzel işte” dedim… “Ailenizde, ya da sülalenizde hatta çocukluğunuzdan bu yaşa gelene kadar kaç tane sanatçı oldu etrafınızda? Sanatçı olmak isteyen kaç kişiyle kesişti yolunuz? Bu işe gönül vermiş kaç kişi tanıdınız?” dedim. Sustu adam….

Sanırım dedim siz şu cümleyi daha önce hiç duymamışsınızdır… “Hepiniz milletvekili, bakan, hatta; cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Ama sanatçı olamazsınız…”

Yine sustu. Sonra biraz sohbet ettik ve gittiler. Umarım hayalleri gerçek olmuştur o kızımızın. Ama değişmesi gereken öncelikli konu; sanat ve sanatçıya bakış açısı.

Bakın aylardır tiyatrolar, sinemalar ve hemen hemen sanatçının sanatını icra edebileceği neredeyse tüm ortamlar kapalı. 140-150 kişilik yolcu uçaklarında insanlar dip dibe saatlerce seyahat edebiliyor. Yeme-içme mekanları az kapasiteli de olsa hizmet verebiliyor. Gelin görün ki bir tane bile tiyatro salonu açık değil.

Hayat damarlarından biri oldukça hasarlı farkındayız. Peki sanatçının hayat damarını kesmek doğru mu sizce? Sanat, öncelikli sırada olmayacak bir konu asla değildir. Sanat bir lüks değildir. Sanatçılar ender bulunan mücevherlerdir. Sanata ve sanatçıya sahip çıktıkça aydınlık günler eminim daha hızlı gelecektir.

Instagram

Twitter

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''