Yine böyle bir zamanda bir kız çocuğu gelmişti babası ile. Tavırlarından anladığım kadarı ile, kız kesinlikle tiyatro okumak istiyor, ancak babası ya da ailenin geri kalanı, sözüm ona; “daha ciddi bir meslek” okumasını istiyor. Bu daha ciddi meslek tanımlamasının altını çizmek istiyorum çünkü yıllarca ülkemizde şu talihsiz diyalog çok defa yaşanmıştır:
- Ne iş yapıyorsun?
- Sanatçıyım.
- Yok yani asıl işin ne?
Ya da;
- Senin meslek ne?
- Tiyatrocuyum
- He artizsin yani…
Adamcağız şöyle devam etti… “Hocam şu bizim kızla konuş yahu. Tutturmuş artiz olacam sahne mahne diyor…”. Kız çocuğu söze atladı sonra ve tiyatro okuyup tiyatrocu olmak istediğini belirtti.
“Ne güzel işte” dedim… “Ailenizde, ya da sülalenizde hatta çocukluğunuzdan bu yaşa gelene kadar kaç tane sanatçı oldu etrafınızda? Sanatçı olmak isteyen kaç kişiyle kesişti yolunuz? Bu işe gönül vermiş kaç kişi tanıdınız?” dedim. Sustu adam….