O bembeyaz sayfası için ona boya kalemi veremeyen, kirli elleriyle onun sayfasını lekeleyen, o sayfayı örseleyen, parçalayan ve “al bu kalanla idare et” diyen herkes… Anne, baba, siyasetçi, öğretmen… Yani o sayfayı koruyamayan o sanatçıyı yavaş yavaş yok eden herkes… Herkes suçlu… Sen hariç çocuk… En azından bir zamanlar sen de çocuktun… Herkesten daha masum ve herkesten daha mutluydun. Bir bakış yetiyordu dünyaları fethetmene… Annenin yanağına kondurduğun bir öpücük yeterdi her şeyin bedeline… Olan oldu, zaman geçti, şimdi bir katil oldun, ölen öldüğüyle kaldı, kalanların hali feryat figan… Herkes yaralı, herkes perişan…
Yazımın sonunda mutlu bir şekilde vedalaşacağız demiştim, yanılmışım. Mutluluk; ince bir köprü… Geçerken kopmasa, kurmak için bu kadar zaman gerekmese…Herkes koruyabilse içinde kalan en masum yanı, kalbinin en güzel yerini…
Ve kadına şiddetin en masum hali, anne karnında atılan tekme… Öylece kalsa… Ötesi olmasa… Ötesi karanlık… Ötesi olmasa…
Twitter
Instagram
Güzel bir bakış açısı ancak o bir tekme değil çocuğun yeni döllenmiş haliyle bir okyanusta yüzmesi ile aradan geçen zamanda artık o 'mağaraya' sığamayacak hale gelmesiyle gelişen, çocuğun doğum kanalına yerleşmek için ters dönmeye çalışma hareketleridir. Yine de kadına şiddetin bataklık kurutulana dek gündemden düşmemesi gerekiyor. Paylaşım için teşekkürler.