Melih Görgün Yazio: “Parmaklarım Doğru Yerde Olacak mı?”

Ortalık alacakaranlık değildi ama, henüz sabah da olmamıştı. “Sıradan bir gün başlıyor” gibi bir şeyler geçirdi bir an aklından. Aslında ona bir an gibi gelmişti de son bir saattir aklında olan tek düşünce buydu. Yağmurun sesini duyuyordu ama gözlerini pek açası da yoktu. Oysa çok severdi yağmur damlalarının camdan süzülüşünü izlemeyi. “Yıllarımı verdiğim için iyi mi oldu?” dedi sonra. Yani dediğini sandı. Aslında böyle de demek istememişti. Bugün doğum günüydü, 78. yaşının ilk günü ve o yaşın ilk yağmurlu sabahıydı yaklaşan.

“Akşam parmaklarım en doğru yerde olacak mı” diye söylendi kendi kendine.

En doğru yer ne demekti? Doğru yeri aramıştı yıllarca. Aslında yaptığı tek şey buydu. Tam 66 sene… 66 senedir aradığı tek şey o yer, ya da yerlerdi. Sahi… Doğru yerin daha da doğrusu var mıydı ya da bulmak için önünde yeterli zaman kalmış mıydı?

Hayal ettiği yeri bulunca, ya da bulursa elleri, parmakları ona izin verecek miydi? Titremeden, 18 yaşı gibi, “en iyisi oldum” dediği anlar ve hep o yanıldığı anlarda güçlü kalabildiği, ya da kalabildiğini sandığı zamanlar gibi… Son 2 senedir elleri titriyordu. “Ya artık veda vakti gelmişse” diye düşündü. Hangisi daha acımasız olacaktı? Ayrılık mı? Yoksa devletin sanata ve sanatçıya sözde vereceği ya da veremeyeceği desteği beklemek mi? “Maskelerden ne zaman kurtulacağız?” diye geçirdi sonra aklından bir süre… Sonra hemen kurtuldu bu düşünceden…

Halbuki ne güzel zamanları paylaşmışlardı birlikte.

“Onlardan bunu ummazdım” diye düşündü. Yoksa küfür de mi etmişti bu arada hatırlayamadı, belki de hatırlamak istemedi. “Parmaklarım” dedi… “Onlar anlattı beni hep şimdiye kadar, ruhumu yansıtsınlar diye çok savaştım, yeri geldi yaralandılar, yeri geldi dargın kaldık… Ama hep sonunda barıştık…” Mutluydu… 

Kemanının üzerinde hep en doğru yeri aradı parmaklarını basmak için ve yıllarca tek derdi bu oldu. Aç kalmıştı, evden atılmıştı, parasız pulsuz mevsimleri de olmuştu, aşkı için dünyaya yakarca baktığı zamanlar da. Ama tek derdi bu olmuştu. Aslında dert de değildi bu belki, ya da öyle bir dertti ki bin dermana değişmeyeceği… Huzurluydu…

Instagram

Twitter

Popüler İçerikler

Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?