Melih Görgün Yazio: Özdemir Asaf Zarifliği Üzerine

“Kim o, deme boşuna...

Benim, ben.

Öyle bir ben ki gelen kapına;

Baştan başa sen…”

Zarif ruhlu insanlara hasret bir zaman dilimindeyiz zannımca. Değeri her zaman bilinir de böyle zamanlarda daha da iyi anlaşılır kıymetleri sanki… Özdemir Asaf zarifliğinden bahsediyorum. Onun şiirlerindeki, hayata bakışındaki zarafetten ve incelikten söz ediyorum.

Bu zarifliğin içinde özellikle bazı şiirlerinde o denli derin bir adanmışlık var ki… Mesela mı? Tek cümlede her şeyi anlatsam onun sözleriyle?

“Sen bana bakma, ben senin baktığın yönde olurum…” Ötesi var mı?

Belki biliyorsunuzdur; Özdemir Asaf “r” harfini söyleyemez. Yani araba diyemez de “ağaba” der. Bir gün iş çıkışı taksiye biner ve Karaköy’e gitmesi gerekiyordur. Arabaya binince şöför sorar nereye diye. Ama bir ayrıntı vardır bu küçük serüvende. Şöför de “r” harfini söyleyemez. Ve aslında Karaköy’e gitmesi gereken Asaf, utancından Eminönü der. Aralarında geçen diyalog şöyledir:

- Neğeye biğadeğ?

- Eminönü…

Ve sonra Eminönü’nden Karaköy’e kadar yürür.

Kaç kişi kaldı böyle hayatınızda? Ya da hayatımızda kaç kişiyle karşılaştık böyle? Düşünsenize… İnsanın hayatının her döneminde, çocukluktan gençliğe, yaşlılığa kadar böyle birkaç tanıdığı olsa… Bambaşka olmaz mıydı her şey?

Asaf’ın başından geçen bir başka olayla yazımı sonlandıracağım.

Bulma şansınız varsa, kendi sesinden de dinleyebilirsiniz bu hikâyeyi belki. Ben birkaç sene önce internette bulmuştum ve sonra paylaşmıştım bu röportajını, çok sızlatmıştı kalbimi inceden inceye…

Asaf’ın bazı şiirleri çok kısadır ama üzerine sayfalarca yazabilir, günlerce düşünebilirsiniz. Bir gün, şiirlerini yayınladığı gazetenin yazı işleri müdürü onu çağırır odasına. Ve öğütler vermeye başlar… Diğer arkadaşların şiirlerinin, yazılarının uzunluğundan dem vurur. Aldığı parayı hak etmesi için daha uzun cümleler kurması gerektiğini, daha uzun şiirler yazmasını öğütler. Bu olay çok dokunur ona. Ve bir daha yazmaz o gazetede. 

Kim bilir ne kadar ağır gelmiştir bu sözler Asaf’a… Susmuş tabii ki. Sessizce ayrılmış oradan. Asaf’ın patronu gibi; yani incelikten bu kadar uzak insanların sayısı hızla artmaya devam ediyor günümüzde de… Ne kadar üzücü, ne kadar odunca ve ne kadar acıklı değil mi?

İyi ki varsın büyük usta. İyi ki dokundun kalbimize. Kim bilir daha kaç neslin dokunacaksın kalbine… Bir başka büyük ustanın da söylediği gibi, biraz da senin sayende yüz yıllık betonlar bahar bahçe… 

Instagram

Twitter

Popüler İçerikler

Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
İş Kadını Olan Eski Eşinden Aldığı Nafakayla Düğün Yapan Damat, Düğünden Sonra Nafaka İstemeye Devam Etti
YORUMLAR
25.08.2023

Her yaz boğaziçinde, Aşiyan'da kabrini ziyaret edip fatiha okuyan bir ''ikinci yenici'' olarak bir iki ekleme de ben yapmak isterim.. “Ama daha nen olayım isterdin / Onursuzunum senin!”

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ