Bu cümleyi ilk olarak kıymetli hocam Prof. Dr. Cemil Oktay’dan duymuştum. Bu vesile ile onu da anmış olmak çok anlamlı oldu. Salgın dönemi bitiminde üniversitede, paylaştığımız odada; sohbetlerimize kaldığımız yerden devam etmeyi iple çekiyorum… Tabii ki demlediğim kahveler eşliğinde… Kahve konusunda hafif iddialıyımdır. Neyse konudan kopmayalım…
İnsan düşünmeden edemiyor… “Modernleşme” bir anlamda ve farklı perspektiflerde, karanlıkların aydınlığa çıkması değil midir? Teknolojinin son elli sene içinde aldığı yol, ulaşım imkanlarının gelişimi, iletişimin geldiği nokta hesaba katılacak olursa nasıl olur da akıl karanlıkta yol alır?
Tocqueville bu betimlemeyi yaparken, şüphesiz geleneksel düzene ve eski zamanlara atıf yapıyordu. Yani eskinin görece sadeliği, insanların sınırlı bilgisi ve henüz keşfedilmemiş birçok unsurun gölgesiydi muhtemelen altını çizdikleri…