1994 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen İbrahim Melih Gökçek, bu göreve geldiğinde neler vardı, bakalım. Hem de şöyle biraz daha etraflıca…
1994 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen İbrahim Melih Gökçek, bu göreve geldiğinde neler vardı, bakalım. Hem de şöyle biraz daha etraflıca…
Hey gidi tetris... Aylarca elimizden düşürmediğimiz, levellardan level atladığımız bu oyuncak, en büyük eğlencelerimizden biriydi.
Hayatlarını kaybetmiş olan Bülent Ecevit (DSP), Necmettin Erbakan (RP), Alparslan Türkeş (MHP) ve Erdal İnönü (SHP) aktif siyaset yapmayı sürdürüyorlardı.
O yıllarda daha çok 'Adam Olacak Çocuk' mottosuyla tanıdığımız Barış Manço, az kalsın DYP'den Kadıköy Belediye Başkan Adayı olacaktı. Daha sonra sağlık sorunlarını gerekçe göstererek adaylıktan vazgeçen 'Uzun Saçlı Dev Adamımız' da tabii ki hayattaydı.
Gökçek'in Ankara'yı kazandığı seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul B. Belediye Başkanı olmuştu. O yıllarda Erbakan'ın arkasında siyaset yapan Erdoğan, daha sonra hapse girdi, siyasi yasaklı oldu, yeni bir parti kurdu, başbakan oldu. Bu süreçte Melih Gökçek'in de bir parti kurma denemesi oldu ama belediye başkanlığından hiç ayrılmadı.
Adını bile hatırlamadığımız ve pazarlarda 'Anne taytı' olarak satılan bu taytlar en popüler kıyafetlerdendi.
Tişörtün üzerine çekilen jean'ler, vatkalı ceketler, rengarenk gömlekler...
O zamanların en ünlü anchorwoman'ı idi Gülgun Feyman. Yeni kuşağın daha çok Star TV'deki sunuculuğunu anımsayacağı Feyman, o yıllarda Show TV'de idi. Kuvvetli kaş mimikleriyle hatırımızda kalan Feyman, şimdilerde siyasete yakın gibi görünüyor.
Megastarımız, medar-ı iftiharımız Tarkan'ın dişleri ayrıktı. 'Aaciyipsin' adlı albümünü hazırlamak üzereydi...
Mustafa Sandal da ilk albümünü bile çıkarmamıştı.
Beşiktaş'ın efsane üçlüsü henüz bir aradaydı. Şimdilerde Metin (Tekin) TV yorumcusu, Ali (Gültiken) gazetede yazıyor, Feyyaz (Uçar) da antrenörlük yapıyor.
Daha sonra BJK efsaneleri arasına giren ve son dönemde talihsizlikler yaşayan Tayfur ve Bülent, o dönem Fenerbahçe'de birlikte oynuyorlardı. Uche, Oğuz, Aykut... ve daha kimler kimler. Hatta Asker Bülent o sene gol kralı bile olmuştu.
İlhan Cavcav'ın Afrika'nın bağrından koparıp Türk futboluna kazandırdığı muhteşem üçlü Gençlerbirliği'nde beraber oynuyorlardı. Hatta tezahüratı bile vardı: Kona-Moşe-Kuşe: Golleri döşe. gibi... veya o kadarını hatırlayabiliyoruz.
Daha sonraları Galatasaray ve Fener'de de oynayacak olan, şimdilerde ise siyasette yer alan efsane forvet Saffet Sancaklı, henüz Kocaelispor'daydı. Teknik direktörlük döneminde de adından söz ettiren Ertuğrul Sağlam... O da daha Beşiktaş'a transfer olmamış, Samsunspor formasını giyiyordu.
Şimdilerde PES mi, FIFA mı tartışması yapıladursun, o yılların futbol oyunları şu ekrandakine benzer oyunlardı. Milyon tane oyun adı olup aynı oyunu oynadığımız atariler, jeton efsanesi uydurduğumuz atari salonları... Tekken'ler, Street Fighter'lar...
Çoğu kişi için vazgeçilmez hale gelen tüplü araç diye bir şey yoktu, desek?
Şu resimdeki araç sıfır kilometreydi...
Şimdilerde TV patronu olan Başgan'ın oğlu Osman Gökçek, öğretmenden söz almak için parmak kaldırdığı yaşlarındaydı.
Baby baby uuu... diye genç kızların sevgilisi olan Justin var ya, daha anne sütüyle besleniyordu. Kendisi bir baby idi yani. Agu gugu diyebiliyordu ancak. 1 aylık bile değildi.
Belieber'lara Not: Aman saldırmayın, kötü bir şey söylemedik
Belki o yıllardan bir Ajda Pekkan bir de Hakan Peker aynı olarak karşımızda. Tam bilemiyoruz...
herşey tamamda justin ne alakadır amk ?
6. fotoğrafa bir şey daha eklemek istiyorum: ve tayt sadece asıl giysinin altına vücudu sıcak tutsun diye giyiliyordu.
#17 ikisi de değil. Tabi ki Sensible World of Soccer