Duygularımız yaşantılarımızdan çok yaşantılarla ilgili algılarla, yani onlara verdiğimiz anlamlarla belirlenir. Algılar ise düşüncelerin ürünüdür. Bir cümleyle özetlemek gerekirse hayatınızı değiştirmek istiyorsanız düşüncelerinizi değiştirmeniz gerekebilir.
Bitmiş ya da devam eden çoğu romantik ilişkinin bir âşık olma dönemiyle başlıyor olması, aşka atfedilen anlamları gözden geçirmeyi gerektirir. Aşk ile ilgili tanımlamaların temaları gözden geçirilecek olursa, çoğu kez birbirleriyle çelişen hatta kutuplaşan algılamalar göze çarpar:
“İnanılmaz bir mutluluk – tarifsiz bir acı”
“Güç – güçsüzlük”
“İrade – iradesizlik”
“Sağlıklı olma hali – hastalık hatta delilik hali”
“Var olmanın anlamı – yok olmanın romantik yolu”,
“Her sorunun çaresi – çaresizliğin ta kendisi”
“Gerçek – hayal ya da rüya”
“Umut – umutsuzluk”
“İki kişilik – tek kişilik”
gibi ifadeler aşk yaşamış ya da yaşayan insanların birbirleriyle örtüşmeyen tanımlarından bazılarıdır.