Hastalanınca, yorgun düşünce yağ/şeker tüketimi tersine döner kalbin. Huyu değişir, bu sefer daha çok şekeri tüketmeye başlar. Bu yüzden kalbi yorgun düşmüş, incinmiş yani bir diğer deyişle hafif kalp yetmezliği gelişmiş hastalarda orucun faydalı etkisini gösteren çalışmalar dahi mevcuttur.
Kalp hastaları için oruç tutmanın dört önemli dezavantajı; şeker hastalığı ve böbrek yetmezliğinin birlikte bulunma sıklığı, ilaç düzenin değişmesi ve susuz kalmaya bağlı sıvı kaybının getirdiği ek sorunlardır. Şeker hastalarında kan şeker düzeyinde dalgalanmalar olabilir. Böbrek yetmezliğinde sıvı kaybının olumsuz etkileri görülebilir. İlaç düzeni değişmesi ilacın etki zamanının değişmesine ve tansiyon değişikliklerine yol açabilir.
Özellikle sıcak günlerde fazla sıvı kaybı, kan sulandırıcı ihtiyacı olanlarda pıhtılaşma sorunlarına neden olabilir. Bu yüzden özellikle yeni kalp krizi geçirmiş, ritim bozukluğu bulunan, çoklu ilaç kullanan, tansiyonu düzensiz olan, şeker hastalığı ve böbrek yetmezliği bulunan hastalar oruç tutma izni için mutlaka doktoruna danışmalıdır.
İnancın gereği olarak tutulan orucun verdiği manevi mutluluk ve huzurun kalp üzerindeki olumlu etkisi de yadsınamaz bir gerçektir. Moral değer artışının bir kalp hastasında nasıl mucizevi katkılarının olabildiğine her zaman şahit olmuşumdur. Oruç sadece yemek, içmek ve cinsellikten uzak durma değil, kötü duygulanım, söz ve davranışlardan da uzak durma şeklinde olduğu zaman insana moral değer katar. İşte o zaman kalp için en yararlı şartlar oluşmuş demektir.
Herkese sağlık ve huzurla geçen bir ramazan diliyorum.