Mehmet Şimşek Röportajı Ardından Yeni Şafak'ta Dikkat Çeken Faiz Yazısı: Bu Bir Faiz Hikayesi!

Merkez Bankası başlığıyla Türkiye'de son yıllarda artan ve tartışılan enflasyon, sorun olmaya devam ediyor. Enflasyonda kopuşun başladığı süreç, 2021 Eylül ayında Şahap Kavcıoğlu'nun başkanlığındaki faiz indirimleri oldu. Mayıs 2023'te seçimler yapıldı, ardından ekonomi yönetimi değişti. Hem bakan hem de Merkez Bankası başkanı değişerek yol ayrımına gidildi. Bu süreçlerde dikkat çeken bir medya grubunda bugün uzun süredir tartışılan enflasyon-faiz dengesinde bir yazı göze çarptı.

Pandeminin çıkışında dünyada anlaşıldı ki enflasyon yükselecek. Gerek talebin birikmesi, gerek tedarik sorunları, gerek de bu dönem özellikle gelişmiş ülkelerin mali dengelerinde oluşan sorunlar ve vatandaşa verilen yardımlar gibi birçok unsur kısaca "siyah kuğular" bir araya gelmişti.

Türkiye de bu süreçte kendi iç dinamiklerinde hareketlilik yaşadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz hassasiyeti bilinirken, Merkez Bankası başkanı değişti. Bu değişim hemen akabinde bir istifa getirdi. Mealen; TCMB'de Murat Uysal'ın görevden alınarak yerine Naci Ağbal'ın gelmesiyle Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Instagram üzerinden istifasını sundu, görevinden affedildi, yerine de Lütfi Elvan atandı.

2020 yılı sonunda kendini göstermeye başlayan enflasyonla, Naci Ağbal'ın atandığı TCMB, faiz artırımlarına geçti. Ağbal yönetimi 4 ay kadar sürdü. Görevden bu manşetin ertesi gününde alındı, bu manşeti atan gazetenin köşe yazarı da olan eski milletvekili Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu yerine getirildi.

Kavcıoğlu, Mart ayında göreve geldiğinde piyasa gereklerine uygun hareket edeceklerini belirtiyordu. Faizler, Ağbal'ın çıkarıdığı yüzde 19 seviyesinde, enflasyon yüzde 16'nın üzerinde aheste bir çıkış seyrindeydi. Eylül ayına gelindi, faizler 19, enflasyon 19'ken Kavcıoğlu, fiyat istikrarına yönelik ekonomide farklı bir yol izleyeceklerini belirterek faiz indirimlerine geçti.

Aralık 2021'e gelindi. Faizler yüzde 14'e indi, enflasyon 36'ya çıktı. Ağballa göreve gelen Lütfi Elvan Hazine ve Maliye Bakanlığından affedilerek, yerine Nureddin Nebati getirildi.

Dövizde fırtına dinmiyordu. İthal bağımlı ekonomide ihracatı artırmak hedeflendiğinden ithalat da yükseliyor, dış ticaret, cari, 'açık' ne varsa yükseliyordu. KKM keşfedildi, TCMB'nin de yardımıyla kurda ortalamaya dönülerek yükseliş kısıtlandı. Tedbirler uzun süre birbirini izleyecekti.

Piyasa ile Merkez Bankası ayrıştı. Bu ayrışmanın etkileri 2023'te halen daha kapatılmaya çalışılıyor. Bu süreçte kendini korumaya geçen vatandaş ve iş dünyasının işlemleri için birçok şey konuşuldu. Serbest piyasa ekonomisinde "döviz" etik olarak olumlu görülmüyordu.

2022 yılında enflasyon tartışmalı da olsa yüzde 85,51 ile zirvesini gördü. Dolar sakin de olsa yükselişini sürdürdü. Faizler de inmeye devam etti.

2023 Mayıs ayında seçimler yapıldı. Siyaseten sonuç değişmese de "ekonomi"de sorun olduğu kabul edilmişti. Ekonomi için artık sonuç değişmişti.

Seçimlerin ardından yeni kabinede ekonominin başına Mehmet Şimşek geçmiş, Erdoğan'ın tensipleriyle Merkez Bankası'nın başına da ABD'den 'müthiş Türk kızı' Hafize Gaye Erkan getirildi. 'Banka batırdı' diyen de vardı, 'en genç profesör' diyen de oldu. Kimse nasılsa Merkez Bankası sayfasındaki gerçek CV'sini okumayacaktı.

Görevi Şimşek'e devreden Nebati "oh" çekerken, görevi alan Şimşek düşünceliydi. "Rasyonel" olacaklarını söyledi ve hikayemiz yeniden değişti.

Faizlerde bir artırım sürecine girildi. Vatandaşla ilişkiler onarılmaya çalışılıyor ancak zamlar birbirini izliyordu. Sonuçta 'rasyonellik' bunu gerektiriyordu. İş ve finans dünyasıyla da ilişkiler yeniden sıcak bir zemine oturtulmaya çalışırken, zorluklar birbirini izliyordu. En azından yeniden ilgi çekilmişti ve Merkez Bankası eski önemini kazanma yolundaydı. 

Vatandaşın en zor halinde bile kredi vermek istemesiyle, iş ve finans dünyasının 'en azından dinleyelim, izleyelim' dediği bir eşikteydi.

Önemli atamalar, değişiklikler görülüyordu.

Merkez Bankası'nda Gece Yarısı Operasyonu Yürekleri Ağza Getirdi: TCMB'de Atamalara Tepki Ne Oldu?

Aynı gazetenin manşetinde yine "mesaj kaygıları" yerini koruyordu.

Yeni Şafak'ın Hedefinde Yine Merkez Bankası Var: Enflasyonda Önce Yeni Yönetimi Suçladılar Sonra Çark Ettiler

Ancak yeni ekonomi yönetimi herkese kucak açıyordu.

Mehmet Şimşek'in 'Enflasyon Yükselmeye Devam Edecek' Sözleri Sosyal Medyada Yankı Yarattı

Mehmet Şimşek'in önemli röportajının 👆 ertesinde, eski Merkez Bankası başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun, mevcut TCMB başkan yardımcılarından Prof. Dr. Hatice Karahan'ın da geçmiş dönemde yazarlığını yaptığı Yeni Şafak'ta Ak Parti Genel Merkez Sivil Toplum ve Halka İlişkiler Başkan Yardımcısı olan Dr. Mehmet Akif Soysal'ın yazısı dikkat çekiyordu.

www.yenisafak.com

'Faizin tüm kutsal kitaplarca ve toplumsal kabulü ile haram olduğuna dair kanımız nettir' diyerek söze giriyordu ki bu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'nas' söylemiyle çok uyumlu görünüyordu. 

'Tasarrufları lirada (herhangi bir ülkenin itibari para birimi olabilir, fark etmez) duran bir hane halkı için negatif reel faiz işletmek helal midir?' diye sorarak, 'rasyonel olmayan' liralaşma stratejisine atıfta bulunuyor görünüyordu.

Bir köşe yazısı olduğu için kısalttığımızda en dikkat çeken kısımları ise vatandaş ile empati kurulan kısım oluyordu.

Negatif faizin 'en basit haliyle gerçekleşen enflasyondan daha düşük faize' dendiği açıklanırken, 'Karı koca öğretmen maaşlarından arttırdıkları ile 500 bin lira biriktirmiş olsunlar ve bununla 1 milyon lira değerinde ev alma amaçları olsun' diye de hikaye başlıyordu. 

Düz hesap yıllık %20 faiz, %100 enflasyon alınarak, biriken 500 bin 1 yıl sonra 600 bin ancak yüzde 100 enflasyonla hedeflenen ev 1 milyondan 2 milyona çıkıyordu. Ailenin 'Parasının iç edilmiş' olduğu tespitiyle, yastık altı birikimcilere de değiniliyordu.

Önemli bir soruyla devam ediliyordu: "Peki tasarruf eden bu öğretmen ailenin kaybolan parası nerede?"

'Ortodoks' görülen ya da daha yaygın tabirle muhalif ve mandacı ekonomistlerin söylemiyle 'servet transferine'  değiniliyordu. 

1 milyonluk evi krediyle alanın da yıllık faizinin 200 bin olup, evin değerinin 2 milyona çıktığı örneği gayet irrasyonel görünüyordu. Kısaca “Krediye ulaşabilen” kârda oluyordu.

Negatif reel faizin 2 sonucunu, sistemin tasarruf yapanı cezalandırmış, borçlananı ödüllendirmiş olduğu belirtiliyordu: "Öğretmen ailenin sistemin zorlamasıyla kaybettiği satın alma gücü “kul hakkı” kapsamına girmez mi?"

Son olarak da 'kredi faizleri yüksek olursa yatırım olmaz!' klişesine değinerek, olması gereken dengede doğru yatırım olacağını aksi iki durumun da sorun yaratacağını belirtiyordu. 

Manidar bir de final yapıyordu yazı: 'Amacımız kimseye akıl vermek değil; haddimiz de değil, ancak yeni bir düşünce zemini oluşturma gereği var, bu da nettir.'

Sosyal medyada da birkaç farklı görüş göze çarpıyordu.

Herkesin farklı açıdan baktığı ekonomide,

Ne görmek istediğiniz öne çıkıyordu.

Görülen o ki bazı dengelerde değişim için gerçekten Mehmet Şimşek'in deyimiyle "geçiş sürecindeyiz." En büyük iş de bu ortamda Merkez Bankası'na düşüyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

Derdimiz Büyük: 'Türkiye'nin En Büyük Sorunu Nedir?' Sorusunun Cevabı Şaşırtmadı
Eski Bakan Efkan Alâ'nın Enflasyonla İlgili Söyledikleri Gündem Oldu: 'Enflasyonu İndirecek Bilgimiz Var'
Yakından İzleniyor: Merkez Bankası Rezervlerinde Yükseliş Bekleniyor
Otomobil, Giyim ve Ayakkabıya Vergi İddiası Goygoyculardan Kaçamadı Ağlanacak Halimize Güldük
Çok mu Geç? Özgür Demirtaş Enflasyonda Yüzde 20'nin Geçilmemesi İçin Ne Yapılması Gerektiğini Söyledi

Popüler İçerikler

Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi