Mehmet Şakiroğlu Yazio: Üniversiteler Açılıyor mu?

Üniversiteler yeniden yüz yüze eğitime geçiyor. Önce anaokul ve ilkokul 1, sonrasında ortaokul ve liselerin kademeli olarak açılması ile birlikte gözler üniversitelere çevrilmişti. Üniversitelerin açılması için bilim kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda kabine toplantısının ardından yapılacak açıklama bekleniyor.

Ne şekilde açılacağı ile ilgili alternatifler şunlar:

1) Eskisi gibi kalabalık sınıflarla eğitimin başlaması. Bu sistemde yemekhane, kütüphane, yurt, kantin gibi ortak alanlarda yoğun önlemler alınacak. Bu yöntem riskli gibi görünse de önlem almak bireysel bir sorumluluk ve 18 yaş üzeri gençlerin bu sorumluluğu alabileceği düşünülebilir.

2) Sınıfların 30 kişilik gruplara bölünüp her ders için bol bol section açılması. Fakat öğretim üyesi sayısında sıkıntı yaşayan bölümler için bu yöntem pek mümkün görünmüyor. Dört metrekareye 1 kişi şeklindeki sistem hem derslik hem personel sayısı açısından sorun. Bu sorunu çözmek için öğretim üyesi fazla olan köklü üniversitelerin öğretim üyelerinin farklı üniversitelere ders hareketliliği gündemde. Boğaziçi Üniversitesi iktisat bölümünden Kars Kafkas Üniversitesi iktisat bölümüne?  

3) Derslik ve öğretim üyesi sayısındaki sorunu çözerek yüz yüze eğitime geçmenin bir diğer yolu ise sınıfları bölüp ders sürelerini kısaltmak. Online eğitimde nasıl 1 saat ders 15 dakika işleniyorsa aynı mantıkla 3 saatlik dersi olan 100 kişilik bir sınıf 3’e bölünecek ve her grup 45’er dakika derse girecek ve öğretim üyesi 3 saatlik dersini bir saate indirip aynı dersi 3 ayrı gruba 3 kere üst üste verecek. Öğretim üyesi için biraz sıkıcı olabilir ama kısa vadede güçlü çözümlerden biri.

Alternatifler bunlar. Ama bunun yanında online eğitimin bazı avantajları da hala dönemi bu şekilde tamamlama konusunu cazip hale getiriyor.

Online eğitimin pandemide bulaş riskini azaltmanın yanı sıra birçok avantajı ve psikolojik olarak dezavantajları mevcut. Nedir bu avantajlar:

1) Zaman ve para tasarrufu: Şehirlerarası yolculuk parası, yurt parası, dolmuş-minibüs parası ve yollarda geçen süreden tasarruf sağlanması.

2) Dersin kaydedilmesi ve her istendiğinde tekrar edilebilmesi: Bu durum dersin 1 ay sonra akılda kalıcılığını yaklaşık %30 arttırıyor.

3) Konfor:  Derse en rahat olduğun yerden katılabiliyorsun ve bu sosyal baskının ve gereksiz uyum davranışlarının da azalması demek.

4) Çevreye fayda: Sadece milyonlarca öğrencinin nedeni olduğu trafik hareketliliğinin oluşturduğu karbonmonoksit salınımı bile çevre için büyük risk.

Öte yandan işin psikolojik tarafı ise yüz yüze eğitime geçelim diyor.

1) Belirsizlik: Online eğitim sürecinin geçiciliği adaptasyonu zorlaştırıyor ve bu süre belirsizlik taşıyor. Belirsizlik ise kaygının nedeni.

2) Olumsuz tepki yatkınlığı (şikâyet): Yeniliklere karşı devreye giren olumsuz tepki yanlılığımız yani şikâyet virüsünün online eğitimde yoğun yaşanması. Geçen dönem finalleri yüz yüze yapalım deyince #yuzyuzesinavcinayettir hashtagi açan grubun, peki madem online yapıyoruz deyince #onlinesinavcinayettir hashtagi açması gibi.

3) Sosyalleşme sorunları: Okuldaki sosyal yaşantıdan uzak kalmanın neden olduğu psikolojik, sosyal sorunlar her geçen gün artmaya devam ediyor. İnsan sosyal bir tür ve bu sorun sanıldığından çok daha ciddi, çünkü evlerde geçirilen süre teknoloji/internet/sosyal medya/online oyun/youtube/akıllı telefon bağımlılıklarını da arttırdı.

Sonuç olarak bu dönem 11 dersi online, 4 dersi yüz yüze veren bir öğretim üyesi olarak ben kesinlikle tercihimi yüz yüzeden yana kullanıyorum. Çok yakında kampüsler yeniden hareketlenecek, yurtlar dolacak ve öğrenci evlerinde yaşam tekrar başlayacak.

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı