Mehmet Onur Yazio: İstifa Et, Rahat Et!

Hâlihazırda yaşadığımız pandemi sürecinde iş bulmak ve işini değiştirmek ne kadar zor olsa da eğer çalıştığınız iş yeri size zindan olmuş, iş yolunda ayaklarınız sizi geri geri götürüyor ise iş değiştirmenin zamanı gelmiş demektir. İşte, işinizden ayrılmanın zamanının geldiğini gösteren bazı belirtiler:

Zam mı o da ne?

Zam deyince ilk aklınıza Filipinler’deki Zamboanga havalimanın uçuş kodu gelmiyorsa ve hobi olarak çalışmıyorsanız insanın kendini mutlu edecek bir maaş alması önemlidir. Maaş artışı, iş yükünüz ve performansınız ile doğru orantılıdır. Çoğu işveren zam oranlarını belirlemeden önce o çalışanın iş görevlerini yerine getirdiğini ve şirkete olumlu katkılarda bulunduğunu bilmek ister. Eğer size verilen görevleri yerine getiriyor ve çalıştığınız şirkete katma değer katıyorsanız yıllık zam artışı size ananızın ak sütü gibi helaldir. Eğer uzun süredir zam alamıyor ve sizin ile aynı işi yapan kişilerin bile sizden sebepsiz yere daha fazla zam aldığını görüyorsanız durup düşünmenin zamanı gelmiş demektir.

Bir işletme büyüdükçe, sisteminin kusursuz bir şekilde yürümesi için tamamlanması gereken işlerin sayısı da artar. Ancak bazen işverenler kârlılıklarını arttırmak amacıyla, yeni personel almak yerine mevcut personelin iş yükünü arttırma yoluna giderler. Bir çalışanın, mevcut iş yükünün kalıcı olarak 4-5 kat artması, iş motivasyonunu yitirmesine yol açar. Tabi ki, bazı pozisyonlarda ek iş görevleri beklenebilir ama bu sorumluk ve ek iş yükleri günbegün artıyor, size artı bir getiri sağlamıyor ve en önemlisi iş tanımınızın dışına çıkıyor ise, işverenin bunu kârlılık amacı ile yaptığı aşikârdır.

Beni takdir etmiyorlar

Son dönemde yapılan bir araştırmaya göre çalışanların yüzde 66'sı, takdir edilmemeleri durumunda işlerini bırakacaklarını söylemektedir. Her çalışanın kariyeri boyunca farklı bir motivasyonu vardır. Bazıları para için, bazıları makam, bazıları ise engebeli yollardan geçerek başarıya koşmak için çalışır. Ama günün sonunda herkes yaptığı işin takdir edilmesini ister. Çünkü takdir, yiğidin kamçısıdır! Çalışanlarını takdir etmeyen işverenler, çalışanlarını takdir kültürünü teşvik eden şirketlere kaptırmaya mahkumdur. Siz de iş yerinde takdir edilmeyenler kervanındaysanız listenize bir çizik daha atabilirsiniz.

Bu başlığı okuyup ‘’Ne güzel işte otur oturduğun yerde’’ diyenleri duyar gibiyim. Hatta duydum bile. Ama her insanın iş motivasyonu ve hedefi farklıdır. Eğer işiniz sizi yeterince zorlamıyor ise bir şeylerin yanlış gittiğini düşünmeye

başlayabilirsiniz. Bazıları için ‘’salla başı al maaşı’’ olarak görülen pozisyonlar, kendini zorlamayı seven, işinde ilerleyerek ve gelişerek motive olanlar için oldukça sıkıcı olacaktır. Hatta mevcut potansiyelinin çok altında çalışan çoğu insan, zamanla kendini değersiz hissetmeye başlayacaktır. Eğer ‘’Beni burada köreltemeyecekler!’’ diyenlerdenseniz ufak ufak oradan uzaklaşmanın vakti gelmiş demektir.

Huzursuz bir iş ortamında çalışmak, çoğu insanın işi bırakmasının en büyük sebeplerinden biridir. Eğer gruplaşmanın ve kayırmanın en üst seviyelerde yaşandığı bir iş yerinde çalışıp, maruz kaldığınız mobingler yüzünden Müge Anlı’yı aramayı

aklınızdan geçiriyorsanız, işinizi bırakma düşüncenizde yerden göğe kadar haklısınız. Tabi ki hiç kimsenin işinde yüzde yüz olarak mutlu olması mümkün değildir. Herkesin birbirine gülümsediği, maaşların ceplere sığmadığı, çalışanların mutluluktan durmadan birbirine sarılıp, huşû içinde çalıştığı iş yerlerini ancak fantastik filmlerde ve masallarda bulabileceğinizi de aklınızdan çıkarmayın.

İşimden nefret ediyorum

Ortalama bir çalışanın, hayatı boyunca yaptığı mesai sürelerinin toplamının 13 yıla denk geldiğini biliyor muydunuz? Yani neredeyse 114.000 saat. Ben nefret ettiğim bir yerde bir dakika bile durmam deseniz de bu memnuniyetsizliğinizin kaynağını belirlemek önemlidir. Problem; yöneticiniz, iş yükünüz, sektörünüz, ya da para mı? Bunların hepsi değiştirilebilir, ancak bazılarının diğerlerinden daha uzun sürebileceğini dikkate almanız önemlidir.

 Yukarıdaki maddeleri okuduktan sonra gaza gelip istifa etmeden önce aşağıdaki soruları mutlaka kendinize sorun:

1) İçeride birikmiş tazminatım var mı? Varsa bu tazminatı yakacak kadar gözümü kararttım mı?

2) İşsizlik maaşı beni ne kadar idare eder?

3) Gerçekten bulunmaz bir Hint kumaşı mıyım? Yerim hemen dolar mı?

4) Gidersem arkamdan zil takıp oynarlar mı, yoksa yas tutup ağlarlar mı?

5) İstifa edip kendime bir lokmacı, şirin bir kafe ya da Ege’de bir balıkçı köyünde ufak bir lokanta açıp batarsam, eski işime dönme ihtimalim yüzde kaç?

6) Kendi işimin patronu olmaya hazır mıyım? Yoksa bana mı öyle geliyor?

7) İşimi ya da iş yerimi değiştirirsem kariyerim için doğru bir karar vermiş olur muyum?

8) Bugün altının gramı kaç lira oldu?

Eğer bu soruları kendinize sorup hala kararınızı değiştirmediyseniz yeni kariyerinizin size hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim. Her zaman olduğu gibi önce dünyaya, sonra çevrenize ve son olarak da kendinize iyi bakın.

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
YORUMLAR
01.10.2020

bakmak zorunda olduğu bir ailesi olan, borçları olan insanlar nasıl istifa edecek acaba? iş bulduktan sonra elbette ki istifa edilebilir ama mecburen olanlar maalesef işlerine devam etmek zorundalar. hayaller ve hayatlar diyelim.

01.10.2020

İyi deneme Mehmet Onur.. ama yemezler 😉

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ