Mehmet Aslantuğ'un özellikle eşi Arzum Onan ile ilgili yaptığı açıklamalar ne kadar da güzel. Boşuna sevilmiyor bu adam!
Mehmet Aslantuğ'un özellikle eşi Arzum Onan ile ilgili yaptığı açıklamalar ne kadar da güzel. Boşuna sevilmiyor bu adam!
Hülya Avşar: 'Ben şeyciyim, erkek çalışsın kadın evde çocuklarını büyütsün, yemeğini yapsın...'
Mehmet Aslantuğ: 'Üretime girmesi lazım kadının. Muasır medeniyet seviyesi başka türlü olmuyor. Var ya hani Ata'nın işaret ettiği...'
Aslantuğ'un sorulara verdiği cevaplar da bugün sosyal medyanın gündemindeydi. En akılda kalanlarını şöyle sıralayabiliriz...
'Oğlum Can doğduktan sonra ben onunla beraber yetim çocukluğumu da büyüttüm. Dolayısıyla sezgisel davranmam gerektiğini düşündüm ve öyle davrandım. Birtakım baba-oğul ilişkilerine tanıklık ettik, bu konuda ilgili yazılmış onlarca kitap ve söylenmiş söz var ama bu işlerde 2+2=4 etmiyor. Sadece babasız büyümedim. Biz 78 kuşağı ilginç bir iklimde büyüdük. Başka sıkıntılar yaşadık ve şimdi de sıkıntılardan arınmış değiliz. Bunun üstüne bir de yetimlik… İnsan sıkıştığında soru sormasa bile kendisine bazı soruların cevabını bir baba figüründen alması hayatın büyük bir cömertliği. Bu cömertlikten mahrum kaldım'.
'Sonrasında zaten Fransa'ya gitmişti, görüşmedik. Bizim Ahmet ile ondan önceki buluşmamızda çok yakın bir dostluğumuz yoktu. İki kez bir arada olduk. Biri Ortaköy'dedir... O zaman da öyle düşünürdüm şimdi de öyle düşünüyorum. Bu tür beyanlardan rahatsız olup, kahramanlık türküleri söyleyen ve memleketin menfaatlerini, geleceğini, birliğini, dirliğini filan iddia eden arkadaşların -ki bu hepimizin ortak kaygısıdır ayrıca kimsenin kişisel tasarrufu da değildir- yaptıkları işlerde ne tür zararlar verdiklerine, nasıl yozlaştırdıklarını, ne yaptıklarına bir dönüp bakması gerek. O zamanki fikrim de öyleydi bugün de öyle.'
'Ahmet ile bu ülkeyi, bu ülkenin hikayesini, öyküsünü, dününü, bugününü, sıkıntılarını, mutluluklarını, coşkularını haftalarca sabahlara kadar konuşabilirsiniz. Çok konuşabildiğim için değil yani... Orada bu lince katılanların birçoğuyla bu konuları iki saat bile konuşamazsınız. Şimdi çelişkiye dikkat çekmek istiyorum. Orada Arzum kaostan yalnız kalıyordu, 'Bana biraz izin vermen gerek şimdi' diye kalkmıştım. Bu konu tabii çok tartışıldı. Bu benim meziyetim değil, tekrar ediyorum başka konularda olduğu gibi. Bu toplumun ne yazık ki süzgecindeki sıkıntı. Sonra ortaya çıkan şeylerde temize çekildi ama... Soruya net cevap şudur oradaki refleksi belirleyen şey sadece bir haksızlık değil, bir muhakeme ve mukayesedir. Bir çok sebeple.'
'2004-2006’da yaşanan bir süreçti o. Arzum çok soğukkanlı ve çok metanetli. Bunu sadece ben değil yakın dostları da söylüyor. Son 15 yılda heykelle tanıştıktan sonra çapraz okumaları, bizim sohbetlerimizin artması ve yaş olarak 45’lerin üzerine çıkmasıyla olgunlaştı tabii. Aşk sahiden evrelere evrilebiliyor. Derler ya; “Her aşkın içinde bir tür savaş vardır ve aşk bazen savaş kadar çetrefildir.” diye.'
'Bir şey hatırlatmak istiyorum. Erkeklerin böyle bir sorunda kadınlarından uzaklaşmak için sebep aradıklarını düşünenlerden değilim. Yoldaşlık böyle bir şey olsa gerek. “İyiyken iyiyiz şimdi birazcık sıkıntımız var ve buna birlikte göğüs gereceğiz, daha çok el ele tutuşacağız.” diyememek için ne sebep olabilir ki? Kadından erkeğe ya da erkekten kadına. Bizim galiba biraz çabaya ihtiyacımız var. Cinsiyetten bağımsız söylüyorum. Çaba ve samimiyet bazı şeyleri çözecek.'
Hakkında yazılanlara bakıyorum da insan ağlanacak haline güler ya aynı öyle şeyler hissediyorum. Mehmet Aslantuğ veya Keanu Reeves yada başkaları, başka takdir ettiğimiz erkekler kadınlar... Şu tip üstün-özel-harika değil mesela normal bir insan tipidir. Olması gereken budur zaten. Toplumda o kadar vasatın altı karakterlerle (herkes tabi kendini de sorgulasın) yaşamaya alışmışız ki biri çıkıp böyle açıklamalar yapınca gözümüzden yaş geliyor. Sırf kitap okuma ortalaması yüzde sıfır bilmem kaç bir toplumuz diye senede 10 tane kitap okuyan insana İlber Ortaylı muamelesi yapıyoruz. Hatta yere çöp atmasak falan Avrupa'da okumuş soylu biri sanırlar. Daha neler neler. Sırf Hülya'nın o lafına ''kadının çalışması toplumu kalkındırır'' dediği için 'dola boynumuza reis' moduna giriyoruz. Hani kendisine laf çarpmak veya küçümsemek değil bu söylediklerim.. Ama yani bizim bu halimiz ne olacak?
Sevgili Onedio lütfen Mehmet Aslantuğ ve Arzum Onan çiftini haberlerinde kullanma. Maşallah dediğin 3 gün yaşıyor.
Evet kesinlikle Mehmet Aslantuğ her türlü övgüyü hak eden bir adam. Ülkemizin ihtiyacı olan yakışıklı, kaslı ama boş adamlar değil, Aslantuğ gibi okumuş, öğrenmiş, saygılı ve düşünebilen naif adamlardır.