Ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil, yıllardır sektörde olmasına rağmen Acun Ilıcalı'nın kısa sürede kanal sahibi olmasına dair merakını dile getirdiği açıklamalarıyla adından sıkça söz ettirmişti. Ilıcalı'nın yükselişini sorgulayan Erbil, '50 yıldır bu sektördeyim, evimin değeri toplasan 10 milyon' ifadeleriyle de servetini açıklamıştı. Erbil'in bu çarpıcı açıklamalarının ardından birçok kişi tarafından merak edilen ev, kızı Sezin Erbil'in yıllar önce yaptığı bir paylaşımla gün yüzüne çıktı.
Erbil, 'Acun elinde mikrofonla benden yarım saat röportaj alabilmek için kapımda bir saat bekliyordu. Birkaç yıl içinde iki tane ulusal kanal, bir dijital platform, İngiltere'de iki futbol takımı, iki özel uçak, sayısını bilmediğimiz tekneleri... Ben 50 yıldır televizyon starıyım, ne bir kanalım var ne bir uçağım var. Artık bunu kamuoyuna sunuyorum. Para aklamaya gelirse, 300 eurom vardı, Almanya'da akladım da geldim' demişti.
“Hiçbirimiz Acun düşmanı değiliz, asla değilim sadece meslektaş olarak söylüyorum; bu kadar yapım var, bunların özel uçakları, televizyonları, futbol takımları ben duymadım. Allah yürü ya kulum sadece Acun’a mı dedi!” diyen sunucu, kendi mal varlığı ile ilgili olarak ise 'Kazandığım her şey ortada. Şu anda oturduğum ev bile toplasan 10 milyon eder. Eşlerime verdiğim evlerin toplamı da 10 milyon dolardır. Hiçbir zaman kumarda varımı yoğumu yitirmedim. Çoluğumun çocuğumun geleceklerini garantiye aldım. Ben hiç çalışmasam da çocuklarıma, torunlarıma yetecek kadar servetim var.' ifadelerini kullandı.
Şovmenin Muhsine Şehnaz Kamiloğlu ile evliliğinden dünyaya gelen kızı Sezin Erbil Yazgan'ın yaklaşık 12 yıl önce blog sayfasında yaptığı paylaşımda babasının evinin fotoğraflarına yer verdiği görüldü.
'Salon geniş olduğu için aynı karede fotoğraflayamadım. Ama her bölümü ayrı ayrı koydum sizler için. Salondaki aksesuarları diğer yazımda paylaşacağım. Evin geri kalan yerleri ve çok özel görüntüleri de önümüzdeki günlerde buradan takip edebilirsiniz. Salon 4 ayrı bölümden oluşuyor. Babamın salonunda iki ayrı oturma bölümü bulunuyor, bir tanesi şöminenin önünde, diğeri de daha çok kişinin oturabilmesi için dizayn edilmiş. Üçüncü bölüm yemek bölümü; bu bölümde, diğer yerlerden ayna kaplı bir duvar ile ayrılmış. Son bölüm ise kütüphane ve çalışma masasından oluşuyor. Diğer iki oturma bölümü ise birbirlerinden camdan oluşan bir bar ile ayrılmış. Evin genelinde taşıyıcı olarak kullanılan sütunlar özel olarak bir malzeme ile kaplanıp, içlerine fotoğraflar yerleştirilmiş. Bana en çok bu sütunlar sorulduğu için bol bol resimlerini paylaştım. Ayrıca büfenin arkasında ve yemek masasının üzerindeki avizenin olduğu tavanda da duvar kağıdı kullanılmış. Tavanlar ise özel bir boya ile boyatılmış. Aşağıda iki ayrı oturma bölümünü birlikte görüntülemeye çalıştım.'
'Evde oturma gruplarının altında kullanılan halıları; babam kendi zevkine uygun olarak kendisi satın aldı. Şöminenin önünde olduğu için çok uzun, deri ve rahat bir divan kullanılmış. Bu divanın önündeki sehpa ise değişik tarzı ile benim favorilerimden biri. Yemek bölümü ile oturma gruplarını birbirlerinden ayıran ayna kaplı duvar. İki ayrı oturma grubunu birbirinden ayıran camdan yapılmış olan barı görüyorsunuz.'
Üzerinde ayna olan büfede yemek takımları bulunuyor, diğerinde ise babamın ödülleri ve fotoğraflar var. Dikkat çeken bir başka ayrıntı ise avizenin olduğu tavandaki duvar kağıdı. Büfenin arkasında da duvar kağıdı kullanılmış. Büfenin önündeki kapak sağa sola çekilerek hareket ettirilebiliyor. Çok merak edilen sütunlar... Aslında dikdörtgen olan sütunlar; yuvarlak şekilde kaplanmış ve içlerine fotoğraflar yapıştırılarak kullanılmış. Sütunlar bana çok sorulduğu için yakından çekip, bol bol fotoğraf koymak istedim. Bu sütunlarda babamın gençlik fotoğrafları, oynadığı filmlerde çekilmiş fotoğraflar, benim düğün fotoğraflarım, kardeşlerimin fotoğrafları ve dedemin oynadığı filmlerden görüntüler bulunuyor.
'Aslında dikdörtgen olan sütunlar; yuvarlak şekilde kaplanmış ve içlerine fotoğraflar yapıştırılarak kullanılmış. Sütunlar bana çok sorulduğu için yakından çekip, bol bol fotoğraf koymak istedim. Bu sütunlarda babamın gençlik fotoğrafları, oynadığı filmlerde çekilmiş fotoğraflar, benim düğün fotoğraflarım, kardeşlerimin fotoğrafları ve dedemin oynadığı filmlerden görüntüler bulunuyor.'
En tepeden en aşağıya zıvanadan çıktığımızın fotoğraflarını, videolarını, haberlerini izliyoruz aylardır. Meleklerin cinsiyetini tartışanlar gibiyiz. Gibi derken hepimiz gibi yapıyoruz. Yönetir gibi, her şey güllük gülistanlık gibi. AYM kararları uygulanmayan bir devlet yıkılmıştır. En kötü kural kuralsızlıktan iyidir. Yasaların uyulmadığı, uygulanmadığı bir dönemdeyiz. Veya adamına göre uygulandığı... TSK terörü bitirir gibi, meclis her şeyin farkında gibi, muhalefet karşı çıkıyor gibi, Fetö ve kalıntıları bitirilmiş gibi, şeriat istemiyoruz gibi, Polatgiller yakında serbest kalmayacaklarmış gibi, Terimfonu normalmiş gibi, asgari ücreti taraflar tartışarak tespit etmiş gibi, adaleti Müge Anlı sağlıyor gibi, ABD terörün baş destekçisi değilmişçesine NATO da elimizdeki imkanı yine elimizle yok ettiğimiz gibi... Daha sayayım mı? Aysever gibi ciddi sandıklarımızın magazinleşmesi. M.Ali, Ilıcalı'yı, varlıklarını konuşmaktan ne duyarlı vatandaşlar gibiyiz. Yok olmayı hak ediyoruz.