Onedio Logo

Meğer Oyuncu Olmuş: Annesi Feri Cansel'in Ölümüne Tanık Olan Zümrüt Cansel'in Tersine Dönen Kaderi

Kapak Görseli

Henüz 39 yaşındayken sevdiği adam tarafından, hem de oyuncu olan kızının gözleri önünde öldürülen Yeşilçam’ın bahtsız kadını Feri Cansel’in hayatı başlı başına bir drama. Kıbrıs’tan Türkiye’ye uzanan zorlu bir yolculuk, içki hostesliğinden striptiz sahnelerine, oradan Yeşilçam’a, oradan da cinayete uzanan gerçek bir hayat hikayesi…

Bu trajedinin en dikkat çekici kısmıysa, tıpkı annesi gibi beyaz perdeye adım atan kızı Zümrüt Cansel. Meğer o da çocukluğumuzun en sevilen filmlerinden Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor filminde oynamış!

Gelin Zümrüt Cansel'in annesinin ölümüne tanık olduğu o yıllara ve şimdilerde neler yaptığına birlikte bakalım.

1944 yılında Kıbrıs Lefkoşa’da dünyaya gelen Feriha Cansel, sonrasında Türkiye’de “Feri Cansel” adıyla tanınacaktı.

1944 yılında Kıbrıs Lefkoşa’da dünyaya gelen Feriha Cansel, sonrasında Türkiye’de “Feri Cansel” adıyla tanınacaktı. Görseli

Erken yaşta İngiltere vatandaşı bir adamla evlenerek Londra’ya yerleşti. Bu evlilikten Zümrüt adını verdiği bir kız çocuğu dünyaya geldi. Ancak evliliği uzun sürmedi. Hayatını yoluna koymak isteyen Cansel, Türkiye’ye gelmeye karar verdi. Oturma ve çalışma izni olmayınca, burada bir apartman görevlisiyle formalite evlilik yaparak Türkiye’de kalma şansı yakaladı.

1964’te figüran olarak ilk kez Kan ve Gurur filminde kamera karşısına geçti.

Ancak bu işten kazandığı para hayatını geçindirmeye yetmediği için Taksim’deki Parisien Kulübü’nde içki hostesliği yapmaya başladı. Sonrasında aynı mekanda striptiz yıldızı oldu. Hem sahnedeki cesur tavırları hem de güzelliğiyle kısa sürede Yeşilçam yapımcılarının ilgisini çekti.

1960’lar ve 70’lerin seks filmleri furyasında, erkeksi tavırları ve cesur konuşmalarıyla tanındı.

Özellikle küfürlü replikleriyle dikkat çeken Cansel’e “Kasımpaşalı Emmanuelle” lakabı takıldı. Herkes onunla çalışmak istiyordu ama o daha büyük bir isimle yollarını birleştirdi: Yılmaz Güney.

Feri Cansel’in hayatında iz bırakan isimlerden biri de “Çirkin Kral” lakaplı Yılmaz Güney’di.

Onunla tanıştığında adeta hayatının aşkını bulduğunu düşündü. Hatta Bir Çirkin Adam filminde birlikte rol aldılar. O dönem Feri, Yılmaz’a aşık olduğunu gizlemiyordu ve onunla evlilik hayalleri kuruyordu.

Aşkını her yerde dile getirmekten çekinmeyen Feri, Yılmaz Güney'le ilgili şöyle sözler sarf etmişti:

'Türkiye'de tanıdığım en iyi insan. Düşündüğünü aklından geçeni dobra dobra söyleyen bir erkek. Yakışıklı güçlü, bilgili haşin, Kaya gibi. 13 yaşımda kendimden 15 yaş büyük bir erkekle evlendiğim için hayatım boyunca Yılmaz gibi her arzu ettiğini alan daha doğrusu koparan bir erkekle tanışmayı arzu ettim. Allah'a şükür hayallerim gerçek oldu, aradığım erkeği buldum. Yılmaz'a bağlıyım, onu seviyorum.' 

Güney’in “Nişanlım” diye tanıttığı söylense de bu aşk, ne yazık ki Cansel’in beklediği gibi mutlu sonla bitmedi. Çiftin aşkı sona erdi.

1979’da İzmir’de tanıştığı Melih Ük’e aşık oldu.

İstanbul’a taşındılar, birlikte yaşamaya başladılar ve Moda’da bir market açtılar. Feri Cansel her şeyin yoluna girdiğine inanıyordu ama yanılmıştı.

1 Eylül 1983 akşamı, kızı Zümrüt’ün ve birkaç arkadaşının da bulunduğu evde, Melih Ük eve geldi. Önce tartışma, sonra silah sesleri…

Zümrüt’ün gözleri önünde annesi vurularak hayatını kaybetti.

Cebinde ise katilinin fotoğrafı çıktı. Cinayetin kıskançlık mı yoksa marketle ilgili ekonomik sebepler yüzünden mi işlendiği hala tam bilinmiyor. Acı olaydan sonra yakınları aralarında para toplayıp cenazesini Kıbrıs’a gönderdi. Daha sonra Lefkoşa Mezarlığı’nda sessizce toprağa verildi.

O dönem genç bir kız olan Zümrüt ise cinayete tanık olmuştu.

Yaşananları ise şöyle anlatmıştı:

'Annem bazı şahsi eşyalarını almak için gelen Melih'le tartışırken ben odamdan çıktım. Annem ağlıyordu. Bir ara içeri girdim. Melih'in elinde silah vardı. Önce şakayla annemi korkuttuğunu sanmıştım. Silah sesleriyle içeri tekrar girdiğimde annemin duvara sürtünerek yere düştüğünü gördüm. Tekrar silah patladı ve şuursuzca annemin üzerine kapandığımı hatırlıyorum. Bu ara namludan çıkan kurşunlardan biri alnımı sıyırarak geçmişti.'

Trajik olaya tanıklık eden o küçük kız, yıllar sonra annesinin yolundan giderek oyuncu oldu.

Zümrüt Cansel, Yeşilçam izleyicilerinin çok iyi bildiği bir yapımda, Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor filminde Ayşe karakteriyle karşımıza çıktı. Filmin başrollerinde Münir Özkul, Adile Naşit ve Kemal Sunal gibi dev isimler yer alıyordu.

Güzelliğini annesinden alan Zümrüt 1980’li yıllarda çekilen gençlik filmlerinde, özellikle sorunlu genç kız karakterleriyle dikkat çekti.

Döneminin aranan genç oyuncularından biriydi. Şimdilerde 59 yaşında olan Cansel, annesi kadar sansasyonel olmasa da sinema tarihine kendi adını yazdırmayı başardı.

Peki son halini merak ediyor musunuz?

Zümrüt Cansel geçtiğimiz günlerde paylaştığı bir video ile sevenlerine hem bilgi verdi hem sevgilerini gönderdi 👇

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

"Donarak Öldü" Denmişti, Gerçek Bambaşka Çıktı: Yeşilçam Oyuncusu Adnan Ayberk'in Dramatik Hayat Hikayesi
Babası Yüzünden Baba Olmak İstememiş: 51 Yaşında Hayatını Kaybeden Vural Çelik'in İç Burkan Hayat Hikayesi
Annesi Sahneye İtmiş, Gazinocular Tarafından Kaçırılmış: Emel Sayın'ın Duyunca Şaşıracağınız Hayat Hikayesi

Popüler İçerikler

CHP’li 5 Belediye Başkanı Görevden Uzaklaştırıldı
CHP’li 5 Belediye Başkanı Görevden Uzaklaştırıldı
Okan Yalabık'ın Son Hali "Bir Zamanların En Yakışıklı Erkek Oyuncusu" Yorumuyla Paylaşılınca X Karıştı!
Okan Yalabık'ın Son Hali "Bir Zamanların En Yakışıklı Erkek Oyuncusu" Yorumuyla Paylaşılınca X Karıştı!
"Kolay Gelsin" Diyebilmişti: Sevgilisini Arkadaşıyla Yakalayan İzel'in Yüzündeki İzlerin Nedenini Anlatıyoruz!
"Kolay Gelsin" Diyebilmişti: Sevgilisini Arkadaşıyla Yakalayan İzel'in Yüzündeki İzlerin Nedenini Anlatıyoruz!
YORUMLAR
15.05.2025

kendisi huysuz virjinin de best kankasıymış

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ