Meğer Hitler Çocukken Sokaklarda Yaşamış! Dünyaca Ünlü Liderlerin Çocukluk Travmalarını İnceliyoruz

Dünyaya geldiğimiz andan itibaren gördüğümüz, duyduğumuz, dokunduğumuz her şeyi anlamlandırmaya çalışırız. Zihinsel ve fiziksel gelişimin en üst seviyede olduğu zaman dilimi olan çocukluk döneminde, aile ve çevresel faktörlerin de etkisiyle geleceğimizin temelleri atılır. Çocuklukta yaşadıklarımız yetişkinlikte sahip olacağımız kişilik yapısını, alışkanlıkları, tutum ve davranışları etkiler. Peki, dünyayı değiştiren liderlerin çocukluk dönemleri nasıldı? Gelin, birlikte inceleyelim.

1. Cengiz Han

Babası düşman bir kavim tarafından zehirlenerek öldürüldüğünde henüz 10 yaşında olan Cengiz Han, ailesiyle birlikte sürgün edilir. Ormanlık bir alanda, oldukça zor şartlarda hayatta kalmaya çalışırlar. Avcılık yaparak ailesini doyurmaya ve onları dışarıdaki tehlikelerden korumaya çalışan Cengiz Han'ın edindiği bilgi ve beceriler, güçlü bir bedene ve karaktere sahip olmasını sağlar. At binme, ok atma gibi konularda yetenekler kazanarak kendisini askeri yönden geliştirir.

2. Josef Stalin

Gürcistan'ın Gori kentinde, bir Rus köyünde dünyaya gelen Stalin, 7 yaşındayken çiçek hastalığına yakalanır ve bu yüzden yüzünde yara izi kalır. İlerleyen yıllarda, iki kez at arabası kazası geçirerek sol kolunu sakatlar. Köy çocukları tarafından alay edilen Stalin, nefret duygusunun yoğun olduğu bir çocukluk dönemi geçirir. Dindar Hristiyan olan ailesi, onu bir rahip okuluna gönderir. Okul döneminde Karl Marx felsefesiyle tanışır ve henüz 16 yaşındayken huzursuzluk çıkardığı gerekçesiyle okuldan atılır.

3. Napolyon Bonapart

1769 yılında İtalya'nın Korsika adasında doğan Napolyon, otoriter bir anne tarafından yetiştirilir. Napolyon'un babası, Korsika'nın Fransız yönetimine girmesiyle birlikte, Fransız Sarayı'na hizmet etmeye başlayınca Bonapart ailesi soylu ilan edilir. Bu sayede, Napolyon ve kardeşleri Fransa'da burslu eğitim görme şansı elde eder. Matematik ve geometri konularında başarılı bir çocuk olan Napolyon, Paris'te bir askeri okula yazılır. Okulun ilk yılında babasını kaybedince, ailesine destek olabilmek için erken mezun olmak zorunda kalır. Yine de Ecole Militaire'den mezun olan ilk Korsikalı olarak 16 yaşında orduya kabul edilir.

4. Mahatma Gandi

Gandi, Hindistan'da orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak hayata gözlerini açar. Dindar bir anne tarafından yetiştirilir. Gandi'nin babası, o zamanlar İngiliz yönteminde olan eyaletlerden birinde başbakan olarak görev yapar. Sıradan bir öğrencilik dönemi geçiren Gandi, 13 yaşına geldiğinde ailesinin seçtiği biriyle evlenmek durumunda kalır. Kendisi gibi bir yönetici olmasını isteyen babası, Gandi'yi İngiltere'deki hukuk okuluna gönderir. Vejetaryen olması nedeniyle Londra Vejetaryen Topluluğu'na katılarak dünya görüşüne etki edecek idealist bir çevre edinir.

5. Mihail Gorbaçov

Kuzey Kafkasya'nın bir köyünde dünyaya gelen Gorbaçov'un çocukluğu, Stalin dönemine denk gelir. Dedesi, onu daha henüz çocukken Komünist Parti'nin öğrenci yetiştirme koluna gönderir. Yaşadıkları köyün Almanlar tarafından işgal edilmesinden sonra İkinci Dünya Savaşı yıllarının tüm zorluklarıyla karşılaşır. 1943 yılında ailesiyle birlikte göç etmek zorunda kalır. Matematik ve tarih konularına ilgi duyan Gorbaçov, bir yandan köyde başladığı eğitim hayatına devam ederken bir yandan da çiftlikte çalışır.

6. Fidel Castro

Küba'nın doğusunda küçük bir kasabada doğan Fidel Castro, Roma Katoliği olarak büyütülse de ilerleyen yıllarda kendisini ateist olarak tanımlar. Babası Angel Castro, bağımsızlık savaşı sırasında İspanyol askeri olarak Küba'ya gelir. Savaş yıllarının ardından Oriente ilinde şeker kamışı yetiştiriciliğine başlar. Annesi aşçı olan Castro, yoksullukla mücadele edilen United Fruit Company denetimindeki Mayari'de büyür. Santiago'daki Katolik okullarında ve Havana'da Cizvit Lisesi Belen İlahiyat Okulu'nda eğitim alır. Havana Üniversitesinden mezun olan Fidel Castro, hukuk doktoru unvanı alır.

7. Adolf Hitler

Tarihin en acımasız liderlerinden biri olan Adolf Hitler, Avusturya'nın bir sınır kasabasında dünyaya gelir. İçine kapanık ve yalnız bir çocukluk dönemi geçirir. Sevgi göremediği babası ile arasında her zaman bir mesafe bulunur. Annesi ise ona her zaman sevecen ve hoşgörülü yaklaşır. Annesinin Katolik olmasının da etkisiyle henüz 8 yaşındayken kilise okuluna yazılır ve sesini geliştirmek için eğitimler alır. Daha sonra, ressam olma hayaliyle Viyana Sanat Akademisine girmeyi arzu eder ama sınavları kazanamaz. Aynı zamanlarda kaybettiği annesinin de acısıyla zorlu bir döneme girer ve dört yıl boyunca sokaklarda yaşayarak yaşam mücadelesi verir. Yaptığı resimleri satarak gündelik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır.

Arapça, Meğer Budistlerin Dilinden Geliyormuş! Birçok Dilin Kökenini Oluşturup Günümüzde Unutulan Diller
Karadeniz'de Batan Alman Denizaltı: Fatih Sultan Mehmet'e Özenen Hitler, Denizaltılarını Karadan Yürütmüş
Bu Adam Tüm Dünyanın Hayatını Kurtarmış! Üçüncü Dünya Savaşı’nı Başlamadan Bitiren Petrov'un Şaşırtan Öyküsü
Tarihin En İyi Savaş Taktiklerini Duymaya Hazır mısınız? İşte Askeri Dehaların Akılalmaz Savaş Stratejileri

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
YORUMLAR
15.11.2022

Tarihin en acımasız liderlerinin başında cengiz han gelir. Hitler ilk 3 e dahi giremez. Tarih konusunda bari popülist olmayın.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ