Özellikle geçtiğimiz 17-25 Aralık operasyonunun ardından Türkiye gündemine oturan yolsuzluk, medyada en çok sansürlenen veya oto-sansüre maruz kalan konuların başında geliyor.
Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin ‘cezasızlık’ la mücadelede medyanın rölüne dair basın mensuplarıyla yaptığı anket çarpıcı sonuçlar içeriyor.
Anket için Türkiye’de toplamda 10 bin 768 medya çalışanına ulaşan dernek, 768 kişiden geri dönüş aldı ve 367 anket gerçekleştirdi.
Buna göre, gazetecilerin yüzde 86’sı Türkiye medyasında sansür ve otosansürün yaygın olduğunu düşünüyor, üstelik anketörlerin yüzde 62’si bundan ‘kesinlikle’ çok emin.
Medya mensuplarının ezici bir çoğunluğu, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün yasal düzenlemelerle yeteri kadar korunduğunu düşünmüyor.
Anketörlerin yüzde 88’i yasaların yetersiz olduğu görüşündeyken, medya mensuplarının sadece yüzde 7’si yeterli olduğu görüşünde. Bu cevapların bir sonucu olarak da gazeteciler sansür ve otosansür uygulamalarına yöneliyor.
Ankete katılan gazetecilerin yüzde 92’si yolsuzluk olaylarının habere dönüştürülmesinde kamu yararı görüyor. Ancak buna rağmen, en çok sansür ve otosansüre uğrayan haberlerin başında da yolsuzluk haberleri geliyor.
Buna göre, medya mensuplarının yine aynı oranda, yani yüzde 92’si hükümet, belediye, bürokrasi ve yargıda yolsuzluk haberlerinin en çok sansürlenen haberler olduğunu ya da gazetecilerin bizzat kendilerine sansür uyguladığını düşünüyor.
Yolsuzluk haberleriniyse medya patronlarının hükümet ve muhalefetle ilişkileri takip ediyor. Gazetecilerin yüzde 63’ü bunu da ‘sakıncalı’ haberlerden görüyor.
Orduya ilişkin haberler yüzde 27’yle, dini cemaatlerin devlet içindeki kadrolaşmasına ilişkin haberlerse yüzde 26’yla, gazetecilerin daha az sansür ve otosansüre maruz kaldığı konu başlıkları olarak dikkat çekiyor.
Anket, gazetecileri sansür ve otosansüre iten nedenleri de irdeliyor. Medya mensupları, bir gazetecinin yolsuzuk haberi yaparken, yüzde 78 oranında hakkında çeşitli davalar açılabileceğini düşünüyor.
Onu küçük bir farkla, yüzde 76 oranında işten çıkarılabileceği düşüncesi izliyor. Sözlü ya da yazılı tehdiler ise yüzde 75 oranında.
Türkiye Şeffaflık Derneği’nin çalışmasının ayrıntılarına buradan ulaşılabilir.
Diken