Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı vesilesiyle anmalar bu yıl camide yapılacak. Okullara gönderilen yazıda, öğrenci ve öğretmenlerin camilerdeki anmalara katılmaları istendi.
BirGün'den Serbay Mansuroğlu'nun haberine göre; 18 Mart Çanakkale Savaşı’nın 100. yıldönümü dolayısıyla okullara gönderilen yazıda Türkiye genelinde camilerde kutlama yapılacağı ve öğretmen ile öğrencilerin bu törenlere katılması istendi. İl ve İlçe Müftülükleri tarafından Milli Eğitim Müdürlükleri’ne gönderilen yazıda “Çanakkale zaferi” için sabah namazı sonrası yurt genelinde anma programı yapılacağı belirtildi ve öğrenci ile öğretmenlerin bu etkinliklerden haberdar edilmesi istendi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, savaşın 100. yılı dolayısıyla ilan edilen ‘Çanakkale Yılı’ kutlamalarını gençleri camilere toplamak için vesile yaptı. Diyanet bu çerçevede savaşın kazanılmasının yıldönümünün camilerde kutlanması için harekete geçti. Kutlama için camilerde anma programı hazırlayan Diyanet, katılımın artması için okulları da programa dâhil etti. Diyanet bu vesileyle Milli Eğitim Müdürlükleri’ne bir yazı gönderdi. Yazılarda Çanakkale için sabah namazı sonrası yurt genelinde anma programı yapılacağı belirtildi ve öğrenci ile öğretmenlerin haberdar edilmesi istendi.
Namazın ardından
İstanbul Avcılar Müftüsü Ömer Erden’in Kaymakam adına yazdığı yazıda şu ifadeler yer alıyor: “Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı yıldönümü olması ve 2015 yılının ‘Çanakkale yılı’ ilan edilmesi münasebetiyle, aziz şehitlerimize karşı görevimizi yerine getirmek, halkımızın konuya olan duyarlılığını artırmak amacıyla ülkemizin 81 vilayetinde 957 ilçesinde icra edilecek olan ‘Çanakkale Şehitlerini anma’ programı ilçemizde de çarşamba günü sabah namazına müteakip Avcılar Merkez Caminde icra edilecektir.” Gençlik ve Spor Müdürlükleri’ne de gönderilen yazıda konunun duyurulması talep edildi.
Bilimsel ve laik eğitim karşıtlığı
Eğitim Sen 7 No’lu Şube Hukuk Sekreteri Zeynel Özgün: 19. Eğitim Şurasında alınan kararlara baktığımızda yaşanan bu olayın tekil bir örnek olmadığı daha net olarak görülüyor. Milli Eğitimde buna benzer bir dizi faaliyet yürütülüyor. Yukarıdan aşağıya, hiyerarşik bir şekilde toplumu muhafazakârlaştırıp yeniden biçimlendirmek amaçlanıyor. Milli Eğitim yöneticileri adeta bu muhafazakârlaştırmanın misyonerleri gibi çalışıyor. Biz, dindar nesil yetiştirmenin misyonerleri olmayı reddedeceğiz. Yaşananlar, Eğitim Sen’in laik, bilimsel ve anadilinde eğitim mücadelesinde ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösteriyor.