Mavi Tenleriyle Avatarlardan Hiçbir Farkı Olmayan Fugate Ailesinin Akıllara Durgunluk Veren Hikayesi

Mavi tene sahip karakterlere televizyon dünyasında sık sık karşılaşıyoruz değil mi? Avatar, X-men ve hatta Şirinler'de bile mavi ten görmek mümkün. Son derece hayal ürünü gibi görünse de mavi tenli insanları gerçek hayatta da görmek mümkün! Hadi gelin detaylara birlikte göz atalım...

Not: Bazı görseller temsilidir. Birebir bahsedilen kişilere ait değildir.

Kulağa gerçek dışı gibi gelen bu durumun ilk nasıl başladığıyla başlayalım.

Her şey Martin Fugate ve Elizabeth Smith'in 1820'li yıllarda evlenmesiyle başladı. Çiftin ilk çocukları, iki ebeveynin de oldukça nadir görülen çekinik methemoglobinemi geni taşıması nedeniyle mavi renkli doğmuştu! Nesiller boyu akraba evliliğinin yapılması nedeniyle de bu durumun önüne geçilememiş ve ailede pek çok kişide bu durum görülmeye başlanmıştı.

Fugate ailesi hakkında detaylı bilgi için bu içeriğimize göz atabilirsiniz:

Mavi Ten Renkleri ile Avatar Filminden Fırlamış Gibi Gözüken Fugate Ailesini Görünce Şaşkına Döneceksiniz!

Yıllar sonra doğan bir bebekte de aynı durumla karşılaşılacaktı...

1975'te Benjamin Stacy koyu mavi bir ciltle doğdu. Doktorlar bebeğin tuhaf pigmenti karşısında o kadar paniğe kapıldılar ki, onu memleketi Bluegrass eyaletindeki Hazard'dan oldukça uzakta bulunan Kentucky Üniversitesi Tıp Merkezi'ne naklettiler.

Doktorlar iki gün boyunca test etmelerine rağmen, bebeğin cildi karşısında şaşkına dönmüşlerdi.

İşte o zaman Benjamin'in büyükannesi araya girerek Kentucky'deki mavi insanları duyup duymadıklarını sordu.

Görünüşe göre Benjamin, Martin Fugate ve Elizabeth Smart'ın soyundan geliyordu. Peki bu mavi cilde ne sebep oluyordu?

Daha önce de belirttiğimiz gibi Martin Fugate ve Elizabeth Smart kırmızı kan hücreleri anormal seviyelerde methemoglobin içerdiğinde ortaya çıkan çok nadir bir durum olan methemoglobinemi için gen taşıyordu. Bu durum karşısında doğacak çocuklarda da mavi ten, mor dudak ve çikolata renginde kan görülüyordu.

Ailenin 4 çocuğu da bu durumdan muzdarip olarak doğmuştu.

Methemoglobinemi geni resesif olduğundan, Fugate ailesi kendi içinde evlenmediği sürece gelecek nesil bu durumdan etkilenmezdi. Uzmanlar ise aşırı izolasyon nedeniyle ailenin enseste başvurduklarını söylüyor çünkü Doğu Kentucky'de yollar yoktu ve demiryolları 20. yüzyılın başlarına kadar oraya ulaşamamıştı. Fugate soyundan gelen Dennis bu durum hakkında 'O zamanlar bu ülkeye yerleştiklerinde yol yoktu. Dışarı çıkmak zordu, bu yüzden birbirleriyle evlendiler.' diye açıklama yapmıştı.

Elizabeth ve Martin'in oğlu Zachariah, teyzesiyle evlendi ve Fugate ailesinin diğer üyeleri de kuzenlerinin yanı sıra Combs, Smith, Ritchie ve Stacy gibi diğer ailelerin torunlarıyla evlendi.

Alınan bilgilere göre ailenin en mavisi Levi Fugate ve ilk kuzeni Hannah Richie'nin çocuğu Luna Stacy idi. Hemşire Carrie Lee Kilburn, Luna'yı 'tamamen mavi ve dudakları da morarmış gibi koyu' olarak tanımlıyordu. Tuhaf görünümlerine rağmen, yaşadıkları yerin sakinleri aileyi destekledi ve 'Mavi renge sahip olmaları dışında herkes gibi görünüyorlardı' diye de eklemişler.

1960'lara gelindiğinde Fugate soyundan gelen bazı aile üyeleri görünümlerinde rahatsız olmaya başlamıştı.

Hatta iki Fugate, durumlarını iyileştirmek için Kentucky Üniversitesi'nin tıp kliniğinde hematolog olan Madison Cawein'e bile başvurdu. Methemoglobinemi teşhisi konduktan sonra Cawein, metilen mavisi kullanarak onları tedavi edebildi. Metilen mavisi verilmesinin nedeni vücudun methemoglobini hemoglobine dönüştürmesine yardımcı olmaktı. Metilen mavisi vücutlarına girdikten birkaç dakika sonra, derileri pembeye döndü.

Bu arada, Fugate soyundan gelen son kişi olan Benjamin Stacy'nin 7 yaşına kadar vücudundaki tüm mavilikler kendiliğinden geçti.

Bu da genlerini yalnızca bir ebeveynden aldığını öne sürüyor. Bununla birlikte, üşüdüğünde veya sinirlendiğinde dudaklarının ve parmak uçlarının hala maviye döndüğü bildiriliyor...

Belli başlı kimyasallara maruz kalındığında da bu durum görülebiliyor.

Paul Karason bu durumun bir örneği. Kendisi kızılımsı-sarı saçlı, açık tenli, çilli bir çocuk olarak doğdu. Ancak daha sonra, diyet takviyelerinden meydana gelen gümüş zehirlenmesi olarak bilinen nadir bir tıbbi sendromu yaşadı. Yaşadığı sendrom sonrası birden saçları beyazladı ve cildi mavi rengine döndü. Hatta bu görüntüsü nedeniyle Şirin Baba'ya benzetilmiş ve kendisine 'Şirin Baba' lakabı takılmıştı.

Karason, eski bir arkadaşı ziyaretine gelene kadar cildinin maviye döndüğünü fark etmemiş!

Arkadaşı yüzüne ne sürdüğünü sormuş ve Paul bir şey sürmediğini söylemiş. Sonrasında teninin arkadaşının beyaz tenine göre koyu olduğunu fark etmiş. Görünümündeki değişimi fark etmese de Paul sağlığında değişiklikler yaşamıştı. 'Yaşadığım reflü sorunu tamamen ortadan kalktı. Omuzlarımda o kadar kötü artrit vardı ki tişörtümü çıkaramıyordum ve bir baktım ki, birdenbire yok olmuştu.' diye belirtmiş. Kendisini iyileştirenin kolloidal gümüş olup olmadığı konusunda ise Karason, 'Aklımda en ufak bir şüphe yok' demiş. 1950'lerde kolloidal gümüş, soğuk algınlığı ve alerjiler için yaygın bir çareydi. Paul 2013 yılında 62 yaşında ne yazık ki kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Nadir Bir Hastalık Nedeniyle Yüzü Eriyen Adamın Akıllara Durgunluk Veren Hikayesi
Nadir Görülen Bir Hastalık Olan Cockayne Sendromu ve Belirtileri Nelerdir?
"Ne Yediniz Ne İçtiniz de Bu Kafaya Ulaştınız Siz" Dedirtecek Aşırı İlginç 20 Aile

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
YORUMLAR
12.02.2023

Şirinlere ilham veren aile :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ