Kemal Sunal'ın çekimler esnasında yaptıklarını okuyunca göz yaşlarımı tutamadım...
Kemal Sunal'ın çekimler esnasında yaptıklarını okuyunca göz yaşlarımı tutamadım...
Emel Sayın, yıllar sonra Hürriyet gazetesine Tarık Akan'la olan aşkını şu sözlerle anlatmış:
'Çok güzel, hoş bir duygusal ilişkiydi o. İsmet'ten sonra aşık olduğum ikinci erkek Tarık'tır. Onu hep güzel anılarla hatırlıyorum. Yaşanması gereken bir duyguydu bence, yaşandı, bitti. Yaşadığım için hiç pişman değilim. Bu ilişkiyi de ben çok masum görüyorum. Ama şimdi o aşktan geriye hiç bir şey kalmadığı için çok üzülüyorum. Aşık olmak çok güzel bir duygu. Ondan sonra hiç aşk yaşamadım, şu an böyle bir ışık da yok. Yener'ciğim sana hiçbir şey için de söz veremem, çünkü insan başına ne geleceğini bilemiyor.'
'Tarık’la çok İstanbul gecemiz oldu. Sağlam içerdi, yıkılmazdı. Bir gece muhabbeti gene koyultmuşuz; sabah bir plajda elimizde şarap şişeleriyle kendimize geldik. Dalgalar vuruyor, güneş yükselmiş... O gün bir de çekim var. ‘Mavi Boncuk’u çekiyoruz. “Artık galiba gitmemiz gerek” diye düşündük. Sete gittik; hurma gibiyiz. Çekti beni kenara Ertem Abi (Eğilmez); “Git tıraş ol” dedi. Bir kenarda tıraş oldum ama oyun gitmiyor. “Öğlene kadar paydoss” dedi. Biz de uyuduk. ‘Mavi Boncuk’ta merdivenlerde oturduğumuz bir sahne vardır. Müthiş bir fotoğraftır. Orada dikkat et, Tarık uyur gibidir. “Gözlerini aççç” diye bağırmıştı Ertem Abi. O günkü performans düşüklüğümüz o fotoğrafta çok nettir.'
'O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok.
Oyuncu bir de, Mavi Boncuk filmini çekiyoruz. Bir gün setten çıktık, eve gidiyoruz.
Ben Laleli'de oturuyorum, Kemal benden önce çıktı.
Herkes yevmiyesini almış.
Taksiyle kendi arabasıyla giden gitti. Baktım Kemal yürüyerek gidiyor, üç kilometre var gideceği yere.
Her gün yürüyerek gidip geliyor, merak ettim nereye gidiyor bu adam böyle diye.
Uzun süre yürüdü, sonra bir bankta yatan adamı kaldırdı...
Bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi.
Şaşırmıştım, ardından biraz daha ilerde bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı, oraya da para verdiğini görmüştüm...
Bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım, 'Tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?' dedim.
'Adını bilmem, sormam da, her gün para verir bana...' dedi.
Teşekkür ettim, az ilerdeki lokantaya gittim, 'Az önce gelen beyin borcu mu var size?' dedim, tanımadılar beni...
'Kemal abi'nin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz.
O da sağolsun, onların yemek masrafını öder' dedi.
Ertesi gün Kemal'in yanına gittim, 'Sen ne güzel bir adamsın ya...' dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım.
'Ölme sen benden önce' dedim, dinletemedim.'
O değil de fotoğrafları görünce tek gözü dolan ben miyim?
25-30 yaşlarında, ne güzel olgun, yardımsever insanlar.Birde kendi neslime bakıyorum şimdi.Yanlış zamanda doğmuşum gerçekten çok yanlış.
''...Çoğu zaman, iyi ki bu muazzam insanlarla büyüdüm diyorum... Keşke aynı sette rol paylaşsaydım demiyor da değilim... ''