Kedi ya da köpek sahipleri olarak onlara en iyisini vermek istiyoruz. Çoğu zaman evde pişirdiğimiz bir yemeği paylaşmak iyi bir fikir gibi gelebilir. Ancak uzmanlara göre bu oldukça riskli olabilir. Yanlış besinler ciddi hastalıklara, hatta ölüme bile neden olabiliyor. Bu yüzden patili dostlarımızı beslerken dikkat etmemiz gereken çok önemli detaylar var.
Kediler etobur canlılardır ve beslenme düzenlerinde hayvansal proteine mutlaka yer verilmelidir. Ancak bu, sadece et ya da ciğerle beslenmelerinin doğru olduğu anlamına gelmez. Tek tip et diyeti, A ve D vitamini fazlalığına yol açarak kemik gelişiminde kalıcı hasarlara neden olabilir. Özellikle yavru kedilerde bu durum iskelet sisteminde bozukluklara yol açabilir. Ayrıca çiğ et ya da çiğ yumurta gibi doğal olduğu sanılan besinler, salmonella ve E.coli gibi enfeksiyonlara neden olabilir.
Öte yandan soğan, sarımsak, çikolata, süt ve süt ürünleri gibi pek çok yaygın ev gıdası da kediler için toksiktir. Bu nedenle kedinize yemek verirken “insana zararsız” olanın ona da iyi geleceğini düşünmemelisiniz. Her zaman onun biyolojik ihtiyaçlarına göre dengelenmiş mama tercih edilmelidir.
Köpekler ev yapımı yemeklerden fayda görebilir ancak bu yemekler mutlaka dengeli ve kontrollü hazırlanmalıdır. Kendi başınıza geliştirdiğiniz tarifler ya da internetten bulduğunuz karışık bilgiler yeterli olmayabilir. Protein, yağ, vitamin ve mineral oranlarının köpeğin yaşına, kilosuna, aktivite seviyesine ve sağlık durumuna göre ayarlanması gerekir. Aksi halde eksik ya da fazla besin alımı sonucunda obezite, beslenme bozuklukları ve metabolik hastalıklar görülebilir.
Bu yüzden evde mama hazırlamak isteyenlerin veteriner hekimden destek alması önemli. Ayrıca hazırlanan tarifin birebir uygulanması gerekir. İçeriğe fazladan malzeme eklemek ya da malzeme değiştirmek, tüm besin dengesini bozabilir. Ev yemeklerinin doğru şekilde hazırlanması, köpeğinizin sağlıklı gelişimi için faydalı olabilir. Ancak yeterince bilgi sahibi olunmadan yapılan denemeler, iyi niyetle yapılan büyük hatalara dönüşebilir.
Ev yemeklerinin bazı durumlarda uygun olabileceği kabul edilse de birçok ev gıdası evcil hayvanlar için tehlikelidir. Soğan, sarımsak, çikolata, üzüm, çiğ yumurta, çiğ et ve süt gibi besinler hayati risk taşır. Ayrıca hayvanlar laktoz intoleransı geliştirdiği için süt ve süt ürünleri de sindirim sistemini bozar. Kalitesiz, dengesiz veya eksik içerikli beslenme; tüy dökülmesi, bağışıklık düşüklüğü, üreme sorunları ve uzun vadeli organ hasarına neden olabilir. Bir diğer önemli konu ise porsiyon kontrolü.
Özellikle kısırlaştırılmış hayvanlarda metabolizma yavaşlar, bu yüzden mama miktarı ve içeriği buna göre ayarlanmalıdır. Aksi halde kilo artışı; kalp, omurga ve eklem sorunlarına yol açabilir. Obeziteyle mücadele ederken hayvanı aç bırakmak da yanlıştır. Bunun yerine gün içinde küçük ve dengeli porsiyonlarla beslenmeleri sağlanmalıdır. Doğru mama tercihi, yaş-kuru mama kombinasyonu ve veteriner desteğiyle daha sağlıklı bir beslenme düzeni kurulabilir.
Güzel içerik. Kendisi ne yerse hayvan dostunun da yiyebileceğini zanneden, dondurma yalatıp sosyal medyada etkileşim peşinde koşan, çöpün yanına domates soslu makarna, soğan-sarımsaklı et yemeği döküp sokaktaki arkadaşlara iyilik yaptığını düşünenler bir nebze bilinçlenir umarım.
Sindirim sorunlarına ve ishale neden olur.
Köpek için yazıyorum. Yağı ayrılmış olarak yemek suları veriyorum ekmakle karışık. Yadakuru yem üzerine tatlandormak amacıyla. Makarna tavuk suyuyla ona özel pişmiş veriyorum kuzu kemik suyu ekmekle ve sebze yemekleri. Tabii hayvanınızın ne yediğini bilmelisiniz. Çiğ olarak hiç bir şey özellikle et ve kemik türü. Ne yaptığınızı bilirseniz hiç bir sorun olmaz.