Uzun yıllardır Disney prenseslerinin her birinin aslında bir psikolojik rahatsızlığı temsil ettiği düşünülüyor. Konu yalnızca Disney prensesleriyle de sınırlı değil, hatta senelerdir nesilden nesile aktarılan her masal ve hikaye için geçerli.
Tuhaf da değil özüne bakıldığında yalnızca şaşırtıcı. Bir zamanlar rengarenk dünyalarına dalarak izlediğimiz veya dinlediğimiz o hikayelerin altında derin psikolojik karakter analizleri yatıyor çünkü...
Bugün başrolümüzde Uyuyan Güzel var! Hazırsanız gelin, '100 yıllık derin bir uykuyla lanetlenen ve sadece prensin öpücüğüyle ayağa kalkabilen Uyuyan Güzel'inki bir lanet miydi kaçış mı?', 'Hangi muhtemel psikolojik rahatsızlıkları yansıtıyordu?' sorularına beraber cevap bulalım!
Peki bu mesajı anlayabilecek ve anlatabilecek kaç tane yeni yetişen var acaba 🤔🤔
Şimdi 100 yıl uyusak taş devrinde uyanırız her halde, bizde ileriye değil geriye doğru bir gidiş var yıllar içinde
bana garip gelen lanetlerden biri de bu masalda. perinin laneti prensesi uyutmak. amacı aslında hayatı yaşamasını istememesidir. ne bileyim işte evlenmesin, sevişmesin, okumasın, yemesin uyusun öylece... zaman dursun! eyvallah da aradan 100 yıl geçer. yakışıklı prens gelir, onu öper ve prenses uyanır. büyü bozulmuştur. fakat prenses aynı yaştadır. aslında o zaman büyü bozulmamıştır? çünkü prensesin birden yaşlanması gerekmez miydi? eti kemiği çürümeliydi ve birden kemikleri ortaya çıkmalıydı ve prens de “öğğyk ığğyyk lan ben ne öptüm?” demeliydi. belki de prens olgun kadınlardan hoşlanıyordur