Görüntüsüyle ve doğal güzellikleriyle huzur veren harika yaşam alanlarıyla Dünya'nın en güzel kasabalarını sizler için hazırladık. Kimi filmler bu masalsı kasabalardan etkilenerek yapılmıştı. Kimisi doğasıyla kimisi benzersiz evleri ve mimarisiyle ön plana çıkmaktadır. Hadi bu saklı cennetler nerelermiş? Hangi ülkelerdeymiş bakalım.
1936 Kış Olimpiyatları'nın yapıldığı, Almanya'nın en yüksek rakımına sahip olan küçük, şirin kasabası.
Sadece yürüyerek veya at ile ulaşımı olan, Himalayalar'da gizli olan manastırları desteklemesi için kurulan birçok köyden sadece birisi.
Moskenesøya adasında bulunan balıkçılıkla geçinen bir köy. Nüfusu 329 olan köy, oylarla Norveç'in en güzel köyü seçilmiştir.
İskoçya'nın kuzeyinde bulunan Faroe Adaları'nda bulunan 213 metrelik sarp kayalıların üzerine kurulmuş olan bu köye ulaşım sadece 2. Dünya Savaşı'nda İngilizler tarafından yapılan tek bir merdivenle sağlanmaktadır. Köyde sadece 18 kişi yaşamaktadır.
Nefis aromalarıyla bilinen bu köy, şarabın başkenti olarak kabul edilir. 1200'lerin başında bulunan bu köy, içinden geçen kanallar sebebi ile 'küçük Venedik' takma adını almıştır.
Amerika kıtası İngilizler tarafından bulunduktan sonra, Camden ilk kolonileştirilen kasabadır. Amerika'daki devrim sırasında kent Amerikalılar tarafından buluşma merkezi olarak kullanılmıştır. Şu an nüfusu 5 bin civarındadır.
M.ö. 900 yılında Fenikeliler Malta'ya yerleştikten sonra, Marsaxlokk'u ticaret limanı olarak kullanmışlardır. Günümüzde yerli halk balıkçılıkla uğraşmaktadır.
Bled 1004 yılında kurulmuş ve Roma İmparatoru tarafından Brixen piskoposuna hediye edilmiştir. 5000 nüfuslu kasabada bir çok harika spa merkezi bulunmaktadır.
Avusturya'nın en eski kasabalarından biri olan Hallstatt'ın tarihi m.ö. 5000 yılına kadar dayanmaktadır.
Kasabada bulunan kilisenin yapım tarihi 1338 olan, gökkuşağı renkleriyle boyanmış olan bu yer, doğal bir savunmaya sahip olmasından dolayı günümüze kadar bozulmadan kalabilmiştir.
İngiltere'nin en güzel kasabalarından olan bu kendin adı 1086 yılında yazılmış olan Kıyamet Günü Kitabı'nda da geçmektedir.
Annecy etrafını saran Fransa Alpleri'ne rağmen resmedilmeye daha çok değen bir yerdir.
Şehrin tarihi Roma İmparatorluğu çağına dayanmaktadır. Bölgede bulunan peribacaları yapılmış olan evleri desteklemektedir ve bazı kiliseler direk olarak bu peribacalarının içlerine yapılmıştır.
Gelce'de Tenby'ın anlamı 'küçük balık kalesi'dir. Tarihi m.ö. 900 yılına kadar giden bu kent doğal bir savunması olan, İrlanda Denizi ve Atlantik Okyanusu arasında bulunan doğal bir limandır.
Bir Avrupa şehri olarak gözüken bu yer, Bavyera modeli ile inşa edilmiştir.
Hala aktif bir volkan dağının eteklerinde bulunan kasabanın sınırlarında hala sınıflandırılmamış 150 bitki çeşidi ve milyonlarca kuş cinsi vardır.
İlk olarak Avrupalı kaşifler William Gilbert Rees ve Nicholas von Tunzelmann'ın 1860 yılında yerleştiği bu yerde altın bulduklarından sonra bir nüfus patlaması olmuştur.
Ordu için bir kale görevi gören bu köy hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktadır.
Geleneksel bir Japon köyü olan bu yerdeki evlerin çatıları düşen çığlar sebebi ile inanılmaz şekilde güçlü inşa edilmiştir. Gizemli ormanları ve etrafı saran yüksek dağlar bu kasabayı ele geçirilmesi zor bir yer yapmıştır.
Şili'de maceraperestlerin bir numaralı mekanı olan bu kasaba ardında yükselen aktif volkan ve korku salan bir bir gölle kucaklaşarak herkesi kendisine çekmektedir.
Adaya herhangi bir araç kabul edilmemesinden dolayı bu köye ulaşım sadece tekne ve özel uçakla olmaktadır. Eski zamanlarda korsanlar ve Portekizliler burayı üs olarak kullanmışlardır.
Bir ortaçağ köyü olan Albarracin, Levanten sanatını çok iyi bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Maviye boyanmış evleri olan bu kasabayı zaten bir çoğunuz biliyordur.
Rengarenk evlerin bulunduğu bu kasaba, deniz seviyesinden 1.2 km yüksekteki mamut platosuna yapılmıştır.
Ittoqqortoormiit'i telaffuz etmek kadar, ele geçirmekte oldukça zordur. İzlanda'dan haftada bir kalkan uçağa bindikten sonra tekrar bir helikopter yardımı ile kasabaya ulaşabilirsiniz.
Ünlü İngiliz kaptan James Cook tarafından, Kraliyet Donanması subayı John Byron'ı onurlandırmak için adını verdiği kasaba 5000 kişiye ev sahipliği yapmaktadır.
Chichilianne, Fransa Alplerinde 200'ün biraz üzerinde insanın yaşadığı şirin bir kasabadır.
Nefes kesici bir manzarası olan tepenin üzerinde bulunan kasabada 3000'den az kişi yaşamaktadır. Tarihi m.ö. 2000 yıllarına dayanmaktadır.
Tarihi 1200'lü yıllara dayanan, 7000 sakini ve 40 plajı bulunan kasabada havlunuzu serebilecek bir yer ararken çok zorlanacağınızı söylemekte fayda var.
Brac Adası, çok kaliteli taşların bulunduğu bir Avrupa adasıdır ve Pucisca'da tam olarak bu adada bulunmaktadır.
Kaynak: 30 Secretly Beautiful Small Towns That You Need To Visit Before Everyone Else Does
Rothenburg, çeşitli filmlere özellikle fantastik yapımlarda yer aldı. 1940 yılında Walt Disney filmi Pinokyo, Rothenburg için ilham kaynağı oldu.
Bagnone İtalya'nın Toskana bölgesine bağlı Massa ve Carrara iline bağlı bir komündür. Bu komünün nüfusu 1.845'tir.
Gokayama geleneksel evleri nedeyile UNESCO Dünya Mirası listesi'ne yazılmıştır. Evlerinin birçoğunun yaşı 300 yılı aşıyor.
Mora Yarımadası'nın Lokanya iline bağlı Monemvasia belediyesinde bir kasabadır. Bu kasa ada üzerinde yer almaktadır.
1996 yılında UNESCO tarafından dünya mirası olarak kabul edilmiştir. Alberobello, İtalya'nın güneyindeki Puglia özerk bölgesindeki Bari metropolitan şehrinde yer alan bir kasabadır. 10.735 nüfusu vardır. Peki sizce en güzel kasaba neresi?