Masallarda sıkça kullanılan zayıflık, gençlik ve güzellik ögeleri kadınlara prensesler üzerinden veriliyor. Anlıyoruz ki kadın olmanın en önemli parçası güzellik! Öyle mi? Tabii ki HAYIR.
Masallarda sıkça kullanılan zayıflık, gençlik ve güzellik ögeleri kadınlara prensesler üzerinden veriliyor. Anlıyoruz ki kadın olmanın en önemli parçası güzellik! Öyle mi? Tabii ki HAYIR.
İşte günümüzde birçok kadın bu masallardaki alt mesaja uygun yaşıyor. Pamuk Prenses ormanda kaybolduğunda ilk kez gördüğü bir evin içerisine korkusuzca girip hemen temizlik yapmaya başlar o da yetmez, yemek yapar.
Ataerkil toplumun sorunlarından biri de kadının mekanını ev olarak görmesi.
Kadını bütünleyen şey koca, çocuk ve evlilik değildir. Bunlar sadece paylaşılır. Kadın kocasızda var olabilir.
Masallarda kadınlara Pamuk Prenses olacaksın oturup beyaz atlı prensini bekle dediği için mi prensimi bekleyeyim? Ben dışarı çıkıp kariyerimi, kendimi, özümü arayamaz mıyım?
Kadın olarak ne yaşarsan yaşa sus. Bu kadar şeye boyun eğersen mutlu son olur. Bahsedilen mutlu son ne peki EVLİLİK mi?
Peki Nil Karaibrahimgil'in dediği gibi maddi özgürlüğümüz elimize alıp kendi ayaklarımızın üstünde duramaz mıyız? Niye kadınlara bunlar vaat edilmiyor?
'Göster oğlum pipini.'
'Erkek sevişebilir kadın asla sevişemez. Kadın için sevişmek tabudur.'
Sırf erkek edepsiz diye, sırf erkek kendine hakim olamıyor diye niye kadın kısıtlanıyor?
Kadın kıyafeti toplumun huzurunu bozacak bir öge olarak göremezsin. Sen kendine hakim olamıyorsan sorun kadının giydiğinde değildir SENSİNDİR. Bunu kabul et.
Bırakın beyaz atlı prensinizde yanınızdan gelsin. Siz bir bireysin, teksiniz, bütünsünüz. DÖRT NALA KADINLAR.