Marvel Studios'un yeni dizisi 'WandaVision', Disney+ platformunda geçtiğimiz Cuma yayınlanan ilk iki bölümüyle yayın hayatına başladı. Dizi ilk iki bölümünde kartlarını pek açık oynamasa da izleyicilerden oldukça olumlu tepkiler aldı. Biz de WandaVision ile alakalı bilinmesi gereken şeyleri sizin için derledik. Ancak uyarımızı yapalım, yazıda diziyi izlememiş olanların tadını kaçıracak 'spoiler'lar bulunuyor!
WandaVision, Marvel Sinema Evreni ile direkt bağlantılı, filmleri yapan ekiple beraber üretilmiş ilk televizyon dizisi. Daha önce TV kanallarında ve Netflix gibi dijital platformlarda yayınlanmış Daredevil, Jessica Jones, Luke Cage, The Defenders, Punisher ve Agents of SHIELD gibi dizilerin de bu sinema evreninde geçtiği söyleniyordu; ancak dizilerde ve filmlerde meydana gelen olaylar eşzamanlı olarak birbirlerini etkilemiyordu. Örneğin, Avengers: Infinity War'un sonunda Thanos'un parmağını şıklatmasıyla evrendeki canlıların yarısını yok etmesi gibi bir olayın sonuçlarıyla bu dizilerde karşılaşmamıştık. Disney+'ta yayınlanacak bu yeni dizilerde ise sıklıkla filmlerdeki karakterleri görecek, bir anlamda sinemada vizyona girecek filmlerin birer uzantısını da evlerimizde izleyeceğiz.
İzleyenlerin hatırlayacağı üzere, 'Avengers: Infinity War' filminin sonunda Thanos, planına engel olmak isteyen Vision'ı öldürmüştü. Oldukça güçlü bir android olan Vision'ın sevgilisi, Scarlet Witch olarak da bildiğimiz Wanda Maximoff, özellikle 'Endgame'deki savaş ve arka arkaya yaşadığı kayıplarla derin bir bunalıma girmiş gibi görünüyor. Bu bunalımın yansımasını ise, kendine ait gerçeklikler yaratabilecek kadar güçlü olan Wanda'nın kendisini (ve Vision'ın hayalini) hapsettiği bir tür 'sitcom' evreni olarak izliyoruz. Bu yüzden dizinin ilk iki bölümü siyah beyaz birer sitcom formatında çekilmiş. Ancak tabii ki izlediğimiz şeyin bir Marvel dizisi olduğunu hatırlatan bolca ilginç sahne de mevcut.
Dizinin ilk iki bölümü, 'The Dick Van Dyke Show', 'I Love Lucy' ve bizde 'Tatlı Cadı' adıyla bilinen 'Bewitched' dizilerine göndermelerle dolu. Vision ile Wanda'yı Amerikan banliyösünde geçen klişe bir sit-com'un içinde yaşarken görüyoruz. Özellikle Wanda'yı bu hayatın dışına çekmek için uğraşan, yüzünü görmediğimiz bazı dış etkenlere de sıklıkla referanslar yapılıyor.
İlk bölümün sonunda gördüğümüz esrarengiz 'izleyici', ikinci bölümde Wanda'nın radyodan duyduğu ses, yine ikinci bölümde evinin bahçesinde bulduğu küçük helikopter ve arıcı kostümlü adam, Wanda'yı bilerek veya bilmeden hapsolduğu sit-com dünyasından 'uyandıracak' etkenlerden bazıları.
Bu esrarengiz karakterin sırtında yer alan logo, çizgi romanlarda da sıklıkla karşılaştığımız SWORD adlı bir tür istihbarat örgütüne ait. SWORD, Marvel evreninde yakından tanıdığımız SHIELD örgütünün bir benzeri aslında. Fakat SHIELD'ın aksine, uzaylılar ve paralel evrenler gibi sıra dışı mevzularla ilgileniyorlar. Küçük helikopterin de SWORD ajanlarının Wanda'nın dünyasına sızmak için kullandığı, Ant-Man'in teknolojisi vasıtasıyla küçülttüğü bir tür 'truva atı' olduğuna dair bazı teoriler var.
Dizi devam ederken karşımıza çıkan iki sahte reklam da Wanda'nın geçmişinde yaşadığı travmatik olaylara göndermelerle dolu. Bunlardan ilki, Tony Stark'ın şirketi olan Stark Industries ürünü bir tost makinesi. Makinenin yaydığı kırmızı ışık, çıkardığı rahatsız edici ses ve dile getirilen 'geçmişini unut, şimdi gelecekteyiz' sloganı da Wanda'nın yaşadığı olaylar sonucunda dağılan psikolojisine ışık tutuyor.
Wanda, 'Avengers: Age of Ultron' filminden önce kardeşi Quicksilver ile birlikte Hydra örgütünün elinde tutuluyordu. Süper güçlere sahip iki kardeşi elinde tutan Hydra lideri Wolfgang von Strücker de Wanda'nın travmalarında kendine yer buluyor. Bu yüzden izlediğimiz sahte saat reklamındaki marka 'Strücker', ve saatin üstünde Hydra'nın logosu mevcut.
Örneğin Wanda'nın misafirlere ikram ettiği şarabın markası olan 'Maison du Mépris' (Nefret Evi), adını Marvel çizgi romanlarının önemli serilerinden 'House of M'den ('M Evi') alıyor. Bu çizgi roman serisinde ağır bir depresyon geçiren Wanda, yaşadığı travmaların etkisiyle tüm gerçekliği değiştirip mutantların yer yüzünden silinmesine sebep oluyordu. WandaVision'ın da Marvel Sinema Evreni'nde benzer bir köklü değişikliğin kapısını açacağını öngörmek yanlış olmaz.
Bu sene izleyeceğimiz üçüncü Spider-Man filmi ile seneye vizyona girecek Doctor Strange in the Multiverse of Madness filmi, Marvel evreninde oluşan paralel evrenlerle alakalı olacak. Hatta Doctor Strange'in ikinci filminde bir ana karakter olarak Wanda'yı göreceğiz. Tahminimizce Wanda, yaşadığı travma sonucunda çoklu evrenler yaratıp tüm gerçekliği tahrip edecek ve bunun sonuçlarıyla uğraşmak Spider-Man ile Doctor Strange'e düşecek. Strange rolündeki Benedict Cumberbatch'i büyük ihtimalle dizinin ilerleyen bölümlerinde göreceğimizi de ekleyelim.
Dizinin (süreleri 20 ile 50 dakika arasında değişen) dokuz bölümden oluşacağı açıklandı. İlk iki bölüm aynı gün gösterime girdi, ancak kalan yedi bölümü haftalık olarak izleyeceğiz. Büyük ihtimalle bu dokuz bölümün ardından bir ikinci sezon çekilmeyecek; ancak Marvel evreninden çok sayıda sürpriz karakterin görüneceği WandaVision'ın ardından epey iddialı Marvel dizileri de gelmeye devam edecek elbette. Bu diziler arasında Loki, Falcon and the Winter Soldier ve Hawkeye gibi tanıdık karakterleri işleyenlerin yanı sıra, Ms. Marvel, She-Hulk ve Moon Knight gibi yeni kahramanlarla tanışacağımız işler de olacak. Bu yeni kahramanları, dizilerin devamında izleyeceğimiz sinema filmlerinde de göreceğiz.
Wanda yaşadığı travmadan uyanıncaya kadar, Vision ile birlikte yaşadıkları sit-com hayatı da devam edecek. Dizinin ilerleyen bölümlerinde de farklı zaman dilimlerine ait sit-com dizileri tarzında çekilen bölümlerle karşılacağız. Wanda'nın hayal dünyasına ilham veren bu diziler arasında Full House, Friends, The Office ve Modern Family de olacak.
WandaVision'ın haftada birer bölümle yayın hayatına devam edeceğini söylemiştik. Dizinin üçüncü bölümü de 22 Ocak Cuma tarihinde, yine Disney+ platformunda yayınlanacak. Wanda ile Vision'ın bu tuhaf macerasının devamını izlemeyi dört gözle bekliyoruz.
Bence sitcom olarak ta muhteşem olmuş hem de gerçekliğe yavaş yavaş bağlanıyor Wanda o esmer kızı gerçekliğe gönderdiğinde şunu anladım. Galiba kendi biliyor bu yarattığı evrani ama bozulsun istemiyor. 4.bölümü dört gözle bekliyorum.