Tarihte yanlış anlaşılmadan kaynaklı olarak kargaşaya, kaosa neden olan pek çok olay var ancak belki de bunların en ilginci 1938 yılında Amerika'da yaşanmış...
Tarihte yanlış anlaşılmadan kaynaklı olarak kargaşaya, kaosa neden olan pek çok olay var ancak belki de bunların en ilginci 1938 yılında Amerika'da yaşanmış...
Daha önceden Mars'ta meydana gelen garip patlamalar ve bir köye düşen büyük bir cisimden bahsediliyordu. Haberlerin aniden kesilmesiyle giren bu haber, kitlesel paniğe yol açtı.
Hem aktörlük hem de yönetmenlik yapan, Yurttaş Kane, Touch of Evil gibi filmlerin unutulmaz oyuncusu Orson Welles'in kurduğu 'The Mercury Theatre on the Air' radyo tiyatrosunun bir oyunu o anda yayındaydı.
Öncelikle dünyadan haberler veren program, Mars'ta yaşanan garip patlamalar, bir kasabada bulunan dev bir objeden sıradan bir şekilde bahsetti. Hemen hemen yarım saat bu şekilde devam eden program bir anda kesilerek Marslıların Dünya'ya saldırdığı ve devasa bir uzaylı istilası ile karşı karşıya olunduğu duyuruldu.
Bir saat süren programda H.G Wells'in romanını 1939 yılına adapte ederek canlandırılıyordu. Dünyanın ve Amerika ordusunun harekete geçtiği ancak bu saldırı karşısında güçlerinin yetmediği duyuruldu. Ardından Marslıların New York'un göbeğine zehirli gaz attığı haberini girdiler, burada tiyatronun ilk yarısı sonlanacaktı.
Yayın stüdyosundaki 20'den fazla kişi kendilerini kaptırarak oynadıkları rollerinde oldukça başarılı ve fazlasıyla inandırıcı olmuşlar diyebiliriz.
Radyo Oyunu Ulusu Korkuttu
Hatta Amerika'nın RTÜK'ü gibi çalışan Federal Communications Commission'dan radyo tiyatrolarına düzenleme getirilmesi talep edildi. Programın yarattığı etki ağır eleştirilere maruz kaldı.
1940 yılında 'The Invasion from Mars' isimli bir çalışma yayınlayan Princeton Üniversitesinde profesörlük yapan Hadley Cantril olayın kaç kişiyi etkilediğini hesaplamaya çalıştı. Çalışmaya göre 6 milyon insan radyo yayınını duymuş ve bunların 1.7 milyon insan bunun oyun değil haber olduğuna inanmış. Dünyanın istila edildiğine inanan insan sayısı ve korkan insan sayısını ise 1.2 milyon olarak hesaplamış. Ancak bu araştırmanın gerçekçiliği tartışılıyor, çünkü 6 milyon dinleyici, programın normal dinleyici sayısının iki katı.
Yıllar sonra başka çalışmalar ve iddialar ortaya kondu. Yayının dönemin gazetelerinin iddia ettiği gibi tüm ulusu değil, küçük bir kitleyi etkilediği söylendi. Ancak yaşanan paniğin boyutu hala tam olarak bilinmiyor.
Daha sonradan verdiği bir röportajda yayının bu kadar büyük bir etki yaratacağını tahmin edemediklerini söyleyen Welles'e neden gerçek Amerika şehirleri ve hükumet yetkililerinin isimlerini kullandığı sorulunca inandırıcı olması adına yaptığını söyleyip üzgün olduğunu belirtecekti.
Olayın 75. yıl dönümüne özel hazırlanmış bir CD.
Queen'in Radio Ga Ga şarkısına kulak verelim biz en iyisi:
You gave them all those old time stars
Through wars of worlds invaded by Mars
You made 'em laugh, you made 'em cry
You made us feel like we could fly
Günümüzde insanlar gerçekten Marslılar tarafından saldırıya uğrasak bile inanmayabilir gibi duruyor. Gerçeklik ile bağımız daha mı güçlü artık ya da daha mı zekiyiz? Yoksa hepsi teknoloji yüzünden mi? Fikirlerinizi yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın!
Amerikalılar, uzaylıdan korkar, ülkelerini onların yönettiğini düşünür, 51. Bölge ile onları incelediğine ve onları yenebilecek silahlar yaptığına inanır. Palyaçolardan korkar, IT filmini deli gibi izler ve kitabı bir numara olur - gerçi zaten korku o-, Joker'e tapar. Hangi mantıkla çalışıyorlar anlamadım ki :D Gerçi bizim Gulyabani de pek farklı değil.
Bu tamamıyla dönemin gazetelerinin radyoların güvenirliliğini bozmak için uydurduğu bir şey. Bu War of Worlds radyo şovunu çok az Amerikalı dinlemiş ve kitlesel panik yaşanmamış. Fakat gazeteler günlerce kitlesel panikle ilgili uydurma haberler yazarak insanların radyoya olan güvenini bozmuşlar ki bu güven bozukluğu yüzünden Amerikalılar olaydan seneler sonra radyodan yayınlanan Pearl Harbor saldırı haberine bile inanmamışlardır. Lütfen içerik yazarlarınızdan ve editörlerinizden kaynak isteyin.