Bu parçalardan bazıları Dünya'ya meteorlar olarak düşer ve insanlığa analiz için değerli fırsatlar sunar. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bulduğumuz Mars meteorlarının çoğu Kızıl Gezegenin yüzeyinden gelmektedir. Ancak Chassigny'nin daha farklı bir bileşimi var ve Mars'ın derinliklerinde oluştuğuna inanılıyor.
California Üniversitesi'nden Dr Sandrine Péron, soy gaz özellikleri gösteren bir kimyasal element olan kripton-84'ün kripton-86'ya oranlarını bu gök taşı özelinde inceledi. Çünkü bu gök taşındaki oran, kondritik meteoritlere kıyasla oldukça farklı. Araştırmasını Science dergisinde yazan Péron, erken Güneş Sistemi'ndeki olayların sırasını yanlış öngördüğümüze inanıyor.
Bununla birlikte hidrojen, oksijen ve soy gazlar gibi uçucu elementler için işler biraz daha karmaşıktır, çünkü bunlar başlangıçta oluşum gezegeninden kaçabilen gazlardır. Milyarlarca yıl sonra kayalık gezegende bulunan böylesi gazlar, ya bir şekilde kaçmayı başaramayan orijinallerdir ya da daha sonra meteorlar tarafından o karasal gezegene gitmiştir. Bu soruda hangi sonucun daha baskın olduğunun tartışması Isaac Newton'ın dönemlerine kadar uzanmakta.
Mars özellikle merak uyandırıyor çünkü diğer gezegenlerden çok daha hızlı bir şekilde oluştuğu düşünülüyor (Dünya'nın 50-100 milyon yıl içinde oluştuğu düşünülürken Mars'ın 4 milyon yılda oluştuğu tahmin ediliyor). Düz mantığa göre Güneş Sisteminde uçucu elementlerin bulunmasının en makul olduğu yer eski Mars mantosu.
Péron yaptığı açıklamada, 'Mars iç bileşiminde bulunan kripton tamamen kondritik, ama gezegenin bir Güneş atmosferi var.' dedi. Araştırma doğruysa Mars atmosferi, manto içinde hapsolmuş uçucu maddelerin dışarı atılmasını sağlamış olamaz. Bunun yerine bu maddeler bir şekilde güneş bulutsusundan gezegene gelmiş olmalı. Ancak bu da gezegenin magma okyanusları soğuduktan sonra gerçekleşmiş olmalı.
Chassigny göktaşının farklı bir kökene sahip olduğu ortaya çıkmazsa veya Péron'un izotop oranları yanlış değilse, tüm bu araştırma süreci biraz daha zaman alacak. Yapılan her bilimsel çalışmanın hata payı vardır, ve bu konu özelinde bilgi kısıtlı olduğu için hata payı daha da yüksek. Péron, 'Sayıları oldukça düşük olduğu için kripton izotoplarının ölçülmesi bir hayli zor' diyor. Bazı kriptonlar, Mars'tan Dünya'ya dolambaçlı yolculuk sırasında kozmik ışınlar tarafından da üretilmiş olabilir. Ki bunlar eğer araya karışmışsa, araştırmanın sonucu negatif etkileyebilir. Bununla birlikte, Péron ve ekibi oranları doğru hesapladıklarından eminler.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!