Kieffer, bu varsayımsal sürecin Dünya'da gözlemlenen hiçbir şeye benzemediğini kaydetmişti. Ancak bu süreç Mars'ta da hiç gözlemlenmedi. Bilim insanları yalnızca uydu görüntülerinde bu örümcek benzeri yapıları gördü. İşte bu yüzden McKeown ve ekibi, söz konusu süreci laboratuvar ortamında gözlemlemek için bir deney tasarladı.
Deneyde “leidenfrost etkisi” adı verilen ve gündelik yaşantıda sıklıkla karşılaşılan bir olgudan faydalanıldı. Bu etki, suyun buharlaşma noktasından daha sıcak bir yüzeye konan bir damla suyun, havaya sıçramasıyla meydana geliyor.
Araştırma ekibi, deney için Mars atmosferindeki basıncın taklit edildiği özel bir ortam oluşturdu. Bunun ardından Kızıl Gezegen'deki tozu simgeleyen, küçük cam taneciklerle kaplı bir yüzeye karbondioksitten oluşan bir buz levhası yerleştirildi ve tek bir delik açıldı.
Burada meydana gelen süreci izleyen araştırmacılar, buzun süblimleşmeye başladığını ve ortaya çıkan gazın deliğe dolduğunu gözlemledi. Daha sonra buz levhayı kaldıran ekip, gazın delikten kaçtığı noktada örümcek benzeri bir kanal sistemi oluştuğunu saptadı.
Ekip, yüzeydeki farklı dokuların sonucu nasıl etkilediğini gözlemlemek için deneyi farklı boyutlardaki taneciklerle tekrarladı. Ve tanenin boyutu ne kadar küçük olursa, desenin de o kadar dallanıp budaklandığı ortaya çıktı.
Katıdan gaz hâline diyecektiniz sanırım.