Yeni yıldan itibaren market raflarındaki ambalajlar, tüketiciye ürünü anlatacak. Tüketici fahri müfettiş gibi ürünleri denetleyebilecek.
Yeni yıldan itibaren market raflarındaki ambalajlar, tüketiciye ürünü anlatacak. Tüketici fahri müfettiş gibi ürünleri denetleyebilecek.
Gıda ürünlerinde yeni dönem başlıyor. Sahteciliğin ve taklit üretimin önüne geçmek, tüketicilerin güvenli gıdaya erişimini sağlamak için oluşturulan 'Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi' 5 ay sonra uygulamaya giriyor.
Mart ayında son kez yapılan ertelemenin ardından 31 Aralık 2015’te resmen başlayacak yeni dönemde, tüketiciler satın aldıkları ürünün güvenilirliğini daha marketteyken kontrol edebilecek.
Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin (ASD) verdiği bilgiye göre, kademeli olarak başlayacak uygulama taklit, tağşiş ve sahteciliğe sık rastlanan ürün gruplarını kapsayacak.
Takviye gıdalar, bal, enerji içecekleri, siyah çay, bitkisel sıvı yağlar ve bebek mamaları yeni yıldan itibaren akıllı etiketlerle satışa sunulacak.
İlk aşamada seçilen 6 gruptaki tüm ürünlerin üzerinde biri açık diğeri kapalı olmak üzere iki adet numara bulunacak.
Etiket üzerinde turuncu bir alanın da altında olacak kapalı numara, ürünün güvenilirliğini sorgulamak için kullanılacak.
Tüketiciler, satın aldıkları ürünün üzerindeki turuncu alanı açarak sorgulama numarasına ulaşacaklar.
Ürünün güvenilirliğini; internet, mobil uygulama, SMS veya sesli yanıt sistemiyle sorgulayabilecekler.
Etiket, ürünün tüketiciye ulaşıncaya kadar hangi süreçlerden geçtiğine dair bilgi verecek.
Etiketteki kod numarasını sisteme girerek, ürünün kim tarafından üretildiğini, (ithalse) nereden ithal edildiğini, son kullanma tarihini, içeriğini, (varsa) alerjen bileşenlerini öğrenmek mümkün olacak.
Ürün üzerindeki yazılı etiket değiştirilmiş, son kullanma tarihi oynanmış, alerjenlere yer verilmemiş bile olsa, tüketici sistemden doğru bilgiye ulaşabilecek.
Akıllı etiketlerde, enerji içeceklerinin alkolle birlikte tüketilmemesi, bebek mamaları için alerjen uyarıları, gıda takviyeleri hakkında ‘Bu ürün ilaç değildir’ veya ‘Hastalıkların tedavisinde kullanılmaz’ gibi ifadeler de bulunacak.
Ürün satın alınırken etiketin zarar görmemiş ve sağlam olduğuna dikkat edilmesi, etiketsiz veya etiketi zarar görmüş ürünlerin satın alınmaması gerekiyor.
Ambalajın, gıda güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten ASD Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Korkut, ‘Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi’ ile Türkiye’de gıda hijyen ve güvenliği açısından yeni bir dönem başlayacağını söyledi.
Ambalajın, sağlık ve hijyen anlamı taşıdığını vurgulayan Korkut, ''Ambalaj, gıda güvenliğinin sağlanmasında ve üzerindeki etiket sayesinde tüketicilerin bilgilendirilmesindeki temel iletişim aracıdır. Gıda ürünlerinin izlenebilir olması tüketicileri, sağlık açısından büyük risk oluşturan sahte ürünlere karşı koruyor, ürünün içeriğiyle ilgili yanıltıcı bilgi verilmesini önlüyor ve kayıt dışı üretimin de öne geçiyor'' ifadelerini kullandı.
'Fayda-maliyet analizien dikkat'
Ambalaj teknolojilerindeki yeni gelişmeler sayesinde akıllı ambalaj uygulamalarının hızla arttığını ifade eden Korkut, raftaki ürünün kalitesini, hijyen durumunu, tazeliğini takip imkanı veren akıllı etiket sistemini ASD olarak desteklediklerini kaydetti. Korkut, sistemin kademeli olarak uygulamaya konmasının önemine değinerek, şu uyarıyı yaptı:
''Türkiye Ambalaj Sanayi olarak, ülkemizin imalat sanayindeki tüm genişlemelere cevap verebilecek bir ambalaj üretim altyapısına sahibiz. Ancak yeni sistemde fayda ve maliyet analizinin göz önünde bulundurulması gerektiğine inanıyoruz. Tüm gıda ürünleri için bir anda zorunlu kılmak yerine belirli ürün grupları için kademeli olarak uygulanmalı. Gerekli hazırlıklar yapılmadan atılacak adımlar, geçici bir süre için de olsa ambalaj ithalatını artıracağı gibi maliyetleri de yukarı çekecektir. Bu durum ambalajlı gıda ürünlerinde fiyat artışı anlamına gelecek. Dolayısıyla tüketici ucuz olduğu için hangi koşullarda üretildiği ve saklandığı belli olmayan ambalajsız gıda ürünlerine yönelebilecektir. Sistemin verimli bir şekilde işleyebilmesi için hem tüketici hem de üreticinin üzerine ek maliyet getirmemesi gerektiğine inanıyoruz.''