İlgi çekici bir anlatım ve hikâye anlatma sanatı, iki kişi arasındaki ilişkiyi kurabilir veya bozabilir. Markalar, müşterilerin zihin paylaşımını yakalamak ve kırılmaz bir bağ oluşturmak için bundan yararlanabilir. Hikâye anlatımı bir markanın şunları yapmasını sağlar:
Kalabalığın arasından sıyrılma: Pazar aşırı kalabalıklaştı. İşletmeler dünya çapında milyarlarca dolar harcıyor ve saniyeler içinde müşterilerin ilgisini çekebilmek için mücadele ediyor. Müşteriler binlerce benzer pazarlama mesajı bombardımanına tutuluyor. Artık kaliteli bir ürün veya hizmete sahip olmak yeterli değil, aynı zamanda sizi kalabalıktan farklılaştıracak şekilde nasıl konuşacağınızı da bilmeniz gerekiyor.
Düşünceli, akılda kalıcı ve gerçek kılma: Bir hikâye buradaki temel farklılaştırıcı olacaktır. Hedef kitlenize gerçekleri, istatistikleri ve referansları sunmak yerine markanızı düşünceli, akılda kalıcı ve gerçek kılmaya odaklanın. Hedef kitleniz ne söylediğinizi unutabilir ancak onlara nasıl hissettirdiğinizi unutmayacaktır; bu önemlidir çünkü satın alma kararlarını mantıktan çok duygular yönlendirir.
Araştırmalar, hikâye olarak iletilen mesajların gerçeklerden 22 kat daha akılda kalıcı olabileceğini gösteriyor.
Müşterilerinizin sadece bir satın alma işlemi yapmadığı, aynı zamanda markanızın bir parçası olduğu bir topluluk oluşturun.
Topluluk oluşturmanın en güzel örneği Apple'dır. Apple, teknoloji satıyor olabilir; ancak en başından beri izleyicilerini cesur olmanın, farklı düşünmenin ve cesaretin sorun olmadığını, hatta teşvik edildiğini hissettirmek için çaba sarf etti. Apple, müşterilerine diğer hiçbir markanın veremediği belirli bir duyguyu hissettirdi.
Bir markanın akılda kalıcı olması için ürün ve hizmetten çok daha fazlasını sunması gerekir, işte burada hikâye anlatımı devreye giriyor. Müşterilerinizin sizinle etkileşime girdiklerinde ne hissederek ayrılmalarını istiyorsunuz? Markanızın sunduğu şey, müşterileriniz için ne ifade ediyor? Müşterilerinizle derin bir duygusal bağ oluşturmak için bir hikâye oluşturun. Markanızı tüketebilecekleri bir deneyime dönüştürün; bu, ürünlerinizi veya hizmetlerinizi sadece bir çözüm olarak değil, aynı zamanda bir kültür, bir yaşam tarzı haline getirerek müşterilerinizin sizi desteklemesini, takip etmesini ve sadık kalmasını sağlayacaktır.
Hikâye anlatıcılığının son zamanlarda gündeme gelen bir şey olmadığını anlamamız gerekiyor. Bu, insanın biyolojik ve psikolojik yapısının bir parçasıdır. İnsanlar son zamanlarda bir hikâyenin markaları ve işletmeleri için neler yapabileceğinin potansiyelini fark ediyorlar. Bazı markalar (Apple gibi) onlarca yıldır hikâyelerin gücünden yararlanıyor ve bunun faydalarını görüyor. Başkalarının da aynısını yapmaya başlamasının zamanı geldi.
CEO'lar, CMO'lar, pazarlamacılar ve işletme sahipleri olarak, temsil ettiğimiz markaların kişilikleri hakkında düşünmeye başlamamız gerekiyor. Müşterinin zihin paylaşımına sahip olmamızın ardındaki nedenler nelerdir? Markamızı unutulmaz bir markaya nasıl dönüştürürüz? Dr. King'in 1963 yılının ağustos ayında teknolojinin veya sosyal medyanın yardımı olmadan neler başarabildiğini ve onun başarılarının çok küçük bir kısmını bile tekrarlamak için neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz.
Instagram
X
LinkedIn
Facebook
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio