Normalde arka planları doku olmaksızın monokrom veya siyah renkte resmettiği halde, “İsimsiz” [4] ve “İsimsiz” [5] gibi eserlerde, ön plandaki dokuların ardında, bulanık ancak canlı şekillerde uygulanmış renkler görebilmekteyiz.
“İsimsiz” [4] eserinde siyah zemin üzerinde beyaz çizgiler mevcut. Beyaz doku rasyonel ve kaotik olmanın arasında bir konuma sahip. Eser bir yandan mantıksal seri bir yapı takip ettiği için ızgarayı andırırken, diğer yandan çizgiler düz değil eğimli şekilde çeşitli yönlere doğru akarak ızgaranın matematiksel düzeninin yerini dokuların gevşek şekilde birleşimine bırakmasına neden oluyorlar. Bu durum izleyicinin bakışının devamlı farklı estetik rastlaşmaları takip etmesiyle birlikte esere güçlü bir hız hissi kazandırıyor. Bu ani görsel sürprizler, bulanık ve açık beyaz alanların, siyah zeminin monokrom sakinliğini bozduğu arka planda karşımıza çıkmaya devam ediyor. Bütüne baktığımızda, monokrom arka plan ile üzerindeki beyaz öğelerin çakışması ve ön plandaki beyaz dokunun, arkasındaki siyah renk ile resmin orta kısmındaki açık beyaz tonlar arasındaki gerilim resmin bütünü kapsayan kompozisyonuna görsel güç ve dinamizm katıyor.
Bunlarla beraber, ön plandaki çizgiler içerisinde görebildiğimiz çeşitli ton kademelerinin de oluşturduğu destekle daha kuvvetli bir derinlik hissi ortaya çıkıyor. İlk bakışta parlakmışçasına görünseler de izleyici daha yakından baktığında bu beyazlıklarda çeşitli ton kademeleri beliriyor. Şeffaf, opal ve gri görünümden saf ve parlak görünmeye kadar farklılık gösteren bu beyaz tonlar ızgaranın hareketliliğini ve bütünsel derinlik hissine katkıda bulunuyor.
“İsimsiz” [5] eserinde de benzer bir etki mevcut. Merkezde, parlak sarıdan koyu kahverengiye kadar çeşitlilik gösteren tonlara sahip sarı yatay bir yapı, canlı şekilde uygulanmış turuncu-kahverengi arka planla karşıtlık oluşturuyor. Çizim temelli ön plan ve resimsel arka plan arasındaki karşıtlık ise Mesut Karakış’ın çalışmalarında yeni bir kesitin varlığına işaret ediyor. Öyle görünüyor ki bu eserin resimsel yönleri çizim-tabanlı olan işlerinden daha kuvvetli bir etkiye sahip. Özellikle en son eserlerinde renk, kompozisyon üzerinde çok daha büyük bir role sahip.