Mapushane Kapısı Adlı Şarkının Hikayesi Sizi Çok Duygulandıracak!

Sanat'ın ya da sanat eserinin nitelikleri Antik Yunan'dan günümüze değin gelen bir tartışmadır. Bu tartışma ayrıca sanatın bireysel ya da kolektif olup olmadığını da içerir. Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum; ancak bu hikayenin düşüncelerinizi etkileyeceğine eminim.

Kaynak: Serhat Halis

İbrahim Balaban, 1938'de, henüz 17 yaşındayken basit bir suçtan tutuklanır ve 3 ay hapis ya da 16 bin lira ceza alır. Ancak parasızlıktan hapis yatmak zorunda kalır. Ve bu hapislik...

Hayatında birçok şeyin değişmesinin ilk adımıdır. Çünkü daha bu küçük yaşında hapishanede bazı düşmanlar edinir.

Gerçekten hayatımız neden sonuç silsilesinden ibaret gibi...

Ve bu düşmanlar hapisten sonra Balaban'ın peşini bırakmayarak 4 sene sonra hem de düğün gecesinde karşısına çıkarlar. Düğünü basan hasmını öldüren Balaban'a yeniden cezaevi yolu görünür.

Bu sefer istikamet Bursa'dır. Ve belki de Balaban, en şanslı mahkumlardan biridir; çünkü biliyorsunuz hem Nazım hem de -henüz yazar olmasa bile- Orhan Kemal ile burada tanışacaktır.

Nazım, Balaban'ı kendi tedrisinden geçirirken onu bir ressam yapma niyetindedir. Balaban'ın 'Sen beni çıraklığa kabul ediyor musun?' sorusunu Nazım, 'Asıl sen beni ustalığa kabul ediyor musun?' diye cevaplar.

Böylece usta ve çırak ilişkisi başlar aralarında. Ancak acılar Balaban'ın peşini bırakmaz. Hasımları babasını vurarak öldürmüştür. Kısa süre sonra ise karısı doğum sırasında ölür.

Bebek ise annesinden kısa süre sonra... Ve Balaban 'acılar denizi'nde boğuşurken Mapushane Kapısı adlı eserini yapar. Eserde hapislik, kadın ve çocuk vardır.

Sonraları ise Nazım bu tabloyu şiirleştirir ve acı bir duygu önce resimde sonra ise şiirde kendisini bulur. Şöyle der Nazım:

'Altı kadın vardı demir kapının önünde

Ve demir kapının ardında beş yüz erkek vardı efendim

Altı kadından biri sen değildin ama

Beş yüz erkekten biri bendim.'

Ve resmi göremese de herkes, başka mahkumlar; şiiri dilden dile yayarlar efendim. Kim bilir kimlerin duygularına tercüman olmuştur. Derken 1979 yılında, bugün de dinlemekten...

Çok keyif aldığımız Yeni Türkü grubu -sonradan yasaklanacak- ilk albümü 'Buğdayın Türküsü' çıkar. Ve bu albümde Mapushane Kapısı Selim Atakan'ın bestesiyle artık bir şarkı olarak yer alır. 

Demek ki bu 'duygunun' geçtiği her yer en az bir kere yasaklanır.

Şarkı için şöyle buyrun efendim:

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Bir Rönesans Şairinin Fatih Sultan Mehmet Hakkında Beş Bin Dizelik Şiir Yazdığını Biliyor muydunuz?
Müziksiz Devrim de Olmaz Cumhuriyet de! Ulu Önder Atatürk Diyor ki: "En Güç Devrim Müzik Devrimidir"
Görenleri Kendisine Hayran Bırakan Hem Estetik Hem de Oldukça Enteresan Eserler
Bazılarının "Allahsız Şarapçı" Diye Yaftaladığı Bir Bilim İnsanı ve Filozof: Ömer Hayyam
Türkiye Müzelerindeki Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 25 Eser

Popüler İçerikler

Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
YORUMLAR

Resimde 9 çocuk vardı ama yine de siz bilirsiniz. Belki biri demir kapının önünde değildir.

06.09.2021

6 kadın, 8 çocuk, 1 köpek, 1 de eşek var; özellikle biri sana çok benziyor..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ