Bu noktada aşmamız gereken iki önemli engel var.
Kadınlar henüz bunu kitlesel olarak yapabilmek için hem bireysel ve hem de birlik olma gücüne sahip değil. Bunun kısmen nedeni güçlerini nasıl çalıştığını, erkeklerin güçlerinden farkını, nasıl aktif hale getirip güçlendireceğini ve hayata nasıl hizmet edeceğini tek kelimeyle bilmiyor olmasından kaynaklanıyor. Işığımızın kökeni, bilinmeyen karanlığımızda... Bunu öğrendiklerinde her şey zaten o kadın için farklı olacak.
Diğer taraftan gücünü hissetse bile toplumsal ataerkil yanılgılardan korkuyor. Çünkü tarih boyunca bu sesi yükseltenler bastırıldılar, engellendiler, dışlandılar vs.
Şu an kadınsal güç ataerkil dünyamızın tüm işleyişi ile o kadar çelişiyor ki... Onunla birlikte yaşamak iyi, önemli, spiritüel olarak bilinen her şeye karşı gelmek demek. Kabul edelim... Şu an birçok kadın gerçekte olduğu gibi yaşamaktan tereddüt ediyor. Gerçeğini yaşayabilenleri de yargılıyor. Batı Afrika’nın Dagara kabilesindeki yaşlı Sobonfu Some’nin dediği gibi “Bir kadının en büyük destekçisi başka bir kadındır. Ancak bir kadının düşmanı, kardeşliğin değerini bilmediğinde diğer bir kadındır” Oysaki Bir kadın güçlerini bilinçli olarak deneyimlediğinde giderek genişleyen bütünün içinde, kendi yerini yetenekleriyle, bilgisiyle, enerjisiyle zaten bulur. Ataerkil rekabet algısına ihtiyacı yoktur.
Bu yüzden ya şimdi kadınlar karanlıklarını kucaklayıp, anlayıp kendilerini dengeyle aydınlığa hizmet için çıkartıp, özgür yaşamayı seçecekler ya da içlerindeki hapishanede potansiyellerini çevrelerine vermeden ölecekler..
Bu yola girmek için, kadınların yaşadığı toplum tarafından reddedilen, bedenlerinde, ruhlarında gizlenen kendi doğalarının veçhelerini geri kazanmaları gerekiyor. Bunları nasıl kazanacağını YENİ DİŞİL kitabında sana adım adım çalışan dokuz kod ile anlattım. Kadın doğasının bu yönleri anlatımda bir fark, güç olarak görülmeyebilir, ancak onları bilinçli bir şekilde deneyimledikçe, uyguladıkça, her birinin yaşam ve değişimin muazzam güçleri olduğunu anlayabiliriz. Unutmayalım ki, hepimiz kendimize ait ilahi özelliklere ve doğuştan gelen yeteneklere sahibiz.
İşte tam burada, önemli diğer bir engel faktörü oluşuyor. Sürekli yoğun, bölünen, farklı sorumluluklar yaşayan kadının bu doğal döngüye girişini nasıl sağlarız? Kadın annelik, varsa iş hayatı, ya da hiçbiri yoksa zihinsel tabusal, engellerle adım atamıyor. Dünya sürekli olarak dikkatimizi başka yöne çekerken kendi varlığımızın değerini, özşefkatimizi nasıl bilebiliriz? Araştırmalar gösteriyor ki, kadınlar özellikle de anne olduktan sonra kendilerine sadece günde 17 dakika ayırabiliyor.
Tam bu noktada uzun yıllardır üzerinde odaklandığımız ve bu topraklardan dünyaya katkı olması için yaydığımız dijital ürünümüz GODDESS’ın bu ruhsal amaca hizmetini paylaşmayı önemsiyorum. Çünkü sürdürülebilirlik anlamında hizmet eden dijital çözümlerle Goddess’ın Anadolu’dan çıkıp dünyaya işte tam da bunu teknoloji yardımıyla yaymak misyonu yükleniyor. Varlığımızın gücünü bulmamıza ve onu modern dünyamızdaki değişimin bir gücü olarak onurlandırmamıza destek veriyor.
İndirip kullanmaya başlayabilirsin.
Çünkü bireysel güçlenme sağlanıp, kolektif birlik yaratmamız, yan yana durmayı başarabilmemiz önemli. Bunu bir feminizm hareketi değil, denge ve birlik hareketi adına yapmalıyız. Ataerkil yanılsamalara karşı tek bir vücut olmalıyız..
Dijitalleşmenin de bunun için bir yardımcı olmasını sağlamalıyız. Dil bariyerini de aşarak daha çok kadının güçlenmesini sağlamak gerekiyor. Kurban olmaktan ya da dengesizliğe doğru gidip potansiyellerini kullanamamaktan onları çıkartmak ve birliğe doğru yürüyüş için güçlendirmek, cesaretlendirmek önemli.
Destek veren, inanan erkeklerin vizyon ve dengeli eril güçlerini de her daim yanımıza almalıyız.
Dünyayı değiştirecek kadın kolektif birliğinin yaratılıp, vizyonlu erkekler ve dengeli eril gücün destekleriyle AZİM ve BİLGELİK olacak..
Faydalanılan Kaynaklar;
Hilary Hart, Kadın Bedeninin Spiritüel Gücü, 2016
İbni Haldun, Mukaddime, 1377
Küresel Risk Raporu, 2022
WEF Cinsiyet Farkı Raporu, 2021
Linktree
Instagram
sonunda birileri artık direniyor. umarım bu direnişte de olan masumlara olmaz...