Posta'da yer alan habere göre, 5 yıl 9 ay boyunca özel sektördeki bir iş yerinde çalışan işçi, yine aynı iş yerinde çalışan kardeşi ile işverenin tartışmasına müdahil oldu.
Tartışmanın ardından işveren işçiyi tazminatsız işten çıkardı.
Bunun üzerine yargıya giden işçi Bursa İş Mahkemesi’nde görülen davayı kazandı ve tazminatını aldı. Ancak işveren davayı bir üst mahkemeye taşıdı. İstinaf mahkemesi olarak davayı görülen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, şok bir karar aldı.
'Sen kimsin!' hitabının, işverenin otoritesini sarsıcı ve işverene karşı sataşma mahiyetinde olduğuna karar veren mahkeme, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yönünde karar aldı' diye konuştu.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, çalışanları uyardı. Erdursun, 'Sakın patronunuza ‘Sen kimsin!’ demeyin. Tazminatsız kapı önüne koyulabilirsiniz' şeklinde konuştu.
Bu olayda tam detay nedir bilmiyorum fakat Türk patronların gerçekten çok kötü olduğunu düşünüyorum. Hakları tam olarak vermezler, sömürmek için elden geleni yaparlar, mobbing uygularlar. Oysa yabancı markalarda çalışan arkadaşlarım işyerlerinden hep memnun. Daha geçen gün en yakın arkadaşıma patronu “Sen başarılı olamazsın, git evlen evinde çocuk bak.” dedi. Burada ben olsam sen kimsin derdim mesela. Patron olması benim özel hayatım hakkında böyle konuşma hakkı veriyor mu? Hayır. Üstelik bu kız 4 ay önce istifa etti, bir ay daha kal, bir hafta daha kal diye diye kızı oyaladılar, iş buldu yine de bırakmadılar. O yüzden öyle kardeşmiş kavgaymış bilemiyorum işin aslı nedir.
Yargı = Paraya tapan insanların kullandığı tabir.
Millet yine kendince yargı dağıtmış ama işten tazminatsız çıkarılmak öyle basit bir konu değildir. İşçi işverene hakaret etmediği sürece işten tazminatsız çıkarılamaz. Basit bir tartışmada birbirine söylenen sert sözler o işçinin emeğinin hakkını elinden almanızı haklı çıkarmaz. İş hukukunda bir kaide vardır. Kanun işçiden yanadır. Suçu sabit görülmediği taktirde karar işçinin lehine olur. Çünkü durum her ne olursa olsun işveren otorite sahibi olarak işçisini baskı altında çalıştırabilir. İşçinin böyle bir lüksü yok. Memleketimizin çok büyük bir kısmı asgari ücret sınırında yasalarda şart koşulmuş hakların hiç birini alamadan çalışıyor. Geçinebilmek için zor şartlara katlanıyor. Bunun üstüne bir de kanunen gücünü arkasına alırsa iş yerleri toplama kampı mantığıyla çalışacak demektir.