Mağara adamları gerçekten zor zamanlar geçirmişler.
Mağara adamları gerçekten zor zamanlar geçirmişler.
Hayır, yanılıyorsunuz.
En gelişmiş meşale sistemi bile 45 metreye kadar aydınlatabiliyor. Yani büyük bir mağara boşluğuna girdiğinizde göremeyeceğiniz pek çok nokta olacak.
Bu harita, dünyanın bilenen en derin mağarası olan Gürcistan'daki Krubera Mağarasına ait. 2000 metre derinlikle keşfedilen ilk mağara. Mağaracılar burayı keşfedebilmek için haftalarını harcadılar. Tıpkı dağçılar gibi kamp kurdular. Tek farkı yerin altında ve çok karanlık olması.
Krubera mağracısı Alexander Klimchouk, 1775 metre derinde nasıl sıkışıp kaldıklarını anlatıyor: '' en son kazı çalışmasında, Dennis Kurta ve Dmitry Fedetov, Way to the Dream adlı 100 metre uzunluğundaki dar geçitte sıkışıp kaldılar. Sonunda burayı da başarılı bir şekilde geçip aşağıya doğru inmeye devam ettik.''
Resimde gördüğünüz yer Meksika'daki Kristal Mağarası. 2000 yılında kazara madenciler tarafından keşfedilmiş. Yüzeyin 120 metre altında.
Mağaraların %90'nının girişlerinin belirgin olmadığı tahmin ediliyor. Dolayısıyla hala keşfedilmemiş olabilirler.
Mesela Devil's Hole Pupfish türü sadece Nevada'da bulunan bir mağaraya özgü. Maalesef bu şirin balıkların nesli tükenmenin kenarında. Son sayımlara göre sadece 35 adet kalmış. Gerçi yapılan araştırmalar türün düşündüğümüzden fazla yaşayamayacağını ve insan müdahalesi yapılabileceğini ön görüyor.
Kuyruğu olmamasına rağmen bazılarının zehirli kıskaçları var. Yani karanlık boyunca ilerlerken haberiniz olsun diye söylüyoruz.
Resimdeki Kaua'i mağara kurt örümceği. Hawaii'de sadece birkaç mağarada yaşayan bu tür 1973'te keşfedildi. Bu arada bu örümceklerin hiç gözü yok. Gözü olmayan pek çok mağara canlısı, göz boşluklarını yağ depolamak için kullanılar. En küçük sıcaklık ve hava basıncı değişimini sezen süper sinir sistemleriyle etrafı dolaşırlar.
Alabama'daki Shelta Mağarası'nda bulunan Orconectes australis türü kerevitler 175 yıl yaşayabiliyorlar. Bizim için çok uzun bir süre. Bu canlılar 100 yaşında bile üreyebiliyorlar. Bu sayede hayatın işleyişini yavaşlatan yemek sıkıntısı, düşük oksijen gibi zorlu mağara koşullarına dayanabiliyorlar.
Mağaralar büyük çukurlara sebep olabilir. Mağaranın tavanı zayıflarsa çöker ve yakın çevrede yaşayanlar için hiç de hoş olmaz.
Çoğu hala keşfedilmemiş ve kendine özgü türleri içinde barındırıyor. Bu da demektir ki hala keşfedilmemiş pek çok canlı türü var. Buraları keşfedebilmek için oldukça korkunç tünellerden geçmek zorundasınız.
Bizler yer kabuğunun ilk bir kilometresi hakında bildiğimizden çok, Güneş Sistemimiz'in dışındaki yerler hakkında daha fazla şey biliyoruz.