Madrid'le ilgili Bilmeniz Gereken 9 Şey

Madrid bildiğiniz üzere İspanya'nın başkenti. Lokasyon olarak da ülkenin ortasında bulunan Madrid yüksek bir şehirdir (Avrupa'nın en yüksek başkenti). Nüfusu 3.5 milyon (Madrid otonom bölgesinin 6 milyon) kadar olan şehir Avrupa'nın kalabalık şehirlerindendir. Bir çok açıdan Ankara'ya benzetilen Madrid zaten başkentimiz ile de kardeş belediyedir.

2. Ulaşımı kolaydır kaybolmassınız

Avrupa'nın hatta Dünya'nın en gelişmiş metro hatlarından birine sahip olan Madrid'de tek duraklık iki özel hatla birlikte toplam 13 hat vardır. Bunun haricinde şehrin içerisinde de dolaşımı olan ancak daha çok uzak bölgelere giderken tercih edilen Renfe de ulaşımı kolaylaştırır. Tüm bu fazla hatlara rağmen Madrid metrosu çok rahat bir şekilde öğrenilebilir yapıya sahiptir. 

 Trafik yok denecek kadar az olmasına rağmen otobüs kullanımı çok yaygın değildir. Ancak gece 2 ve sabah 6 arasında metro çalışmadığı için gece otobüsleri çokça kullanılmakta.

   Çoğu büyük şehrin aksine Madrid'de bir tane hava alanı bulunmakta ve şehirden son derece uzaktadır. Ancak yine diğer büyük şehirlerin aksine ring veya shuttle aracına binmeye gerek kalmadan hava alanından kalkan metro ile direk şehre ulaşabilirsiniz. 4 parçadan oluşan bu hava alanının parçalarının birbirine olan uzaklığı bile son derece fazladır. ( hava alanı içerisinde gitmek istediğiniz yere yürümeniz yarım saat hatta daha fazla zamanınızı bile alabilir)

3. Şehrin simgesi ayı ve ağaç

Madrid şehrinin bayrağında ve armasında da bulunan bu simge Madrid halkı için de son derece önemlidir. Elleriyle ağaca tutunmuş ve çilek yiyen bu ayının hikayesinin nereden geldiğine dair bir çok söylenti var. Ancak en çok bilineni yıllar yıllar önce şehirdeki tarlalarda gezen ayılar ve Madrid şehrinde çok bol yetişmekte olan çilekten geldiği söylemekte. Ağaçta yetişen çilek mi olur diye sormadan duramıyor insan, Türkiye'de yok diye hiçbir yerde de mi yok sandınız? Sol Meydanında bir heykeli bulunan bu simge ile yerli ve yabancı turistler fotoğraf çekilebilmek için birbiri ile yarışmaktadır. Ayrıca şehrin takımlarından Atletico Madrid'in de armasında bu simge bulunur.

4. Merak edilen mesele : Siesta !

Evet gerçekten böyle bir olay var. İspanyol insanı -hatta buna genel olarak güney Avrupalı diyebiliriz- çalışmayı pek sevmiyor. Saat 1 dedin mi açık yer bulmak gerçekten çok zor hale geliyor. Peki ne mi yapıyorlar ? Evet bir çoğu evine gidip veya iş yerinin içerisinde uyuyor, gayet ağır ağır saatlerce yemeklerini yiyor içkilerini içiyorlar. Saat 5-6 gibi tekrar iş başı oluyor. Ancak devlet kurumlarında veya bankalarda işiniz varsa daha erkenci olmalısınız, çünkü öğlen saati Siesta'ya giren bu kurumlar o gün bir daha iş başı yapmıyor. Tabi erken saatlerde gitmeniz işinizi halledebileceğiniz anlamına gelmiyor. Eğer işlerini yavaaş yavaaş yapmayı seven İspanyol görevliler sizden önceki sıradakilerin işini halledebilirse, işte o zaman mutlu sona ulaşabilirsiniz..

5. Tam bir futbol şehri

Yalnızca dünyanın en iyi takımlarından ikisine ev sahipliği yapması bakımından değil şehrin insanının futbol tutkusu da göz kamaştırıcı. Bebekler bile ilk adımını attıktan sonra futbol topuyla tanışıyor dersek abartmış olmayız. Parklarda top oynayan ufak çocukları gözlemlerseniz o yaşta bile ne kadar yetenekli olduklarını göreceksiniz.

 Ancak tabi ki daha önemlisi dünyanın sayılı derbilerinden Atletico Madrid - Real Madrid derbisine ev sahipliği yapıyor olması. İki takım taraftarları politik olarak da birbirinden ayrılmış durumda, en azından rekabetin çıkış noktası bu. Real Madrid adındaki 'Real' eki kraliyet anlamını taşımakta ve direkt bu unvanı kraldan almaktadır. Ambleminde de kraliyet tacı bulunur. (Soceidad, Betis, Zaragoza gibi bazı başka şehir takımlarında da bulunur.) Politik açıdan kral yanlısı olanlar, kalburüstü ve aristokrat sayılanlar Real Madrid taraftarlarıdır haliyle. 3 Basklı öğrenci tarafından kurulan Atletico ise kral karşıtlarının takımıdır. Halkın içinde daha çok alt sınıftan, işçi kesiminden taraftar bulmuştur kendisine. Ve bu rekabetleri de birbirlerinin daha güçlenmesine sebep olmuş ve ezeli rekabet doğmuş. Tabi ki Atletico rakibi karşısında daha zayıf sayılabilir ancak son sezon şampiyon olarak taraftarlarını mutlu etmeyi bildiler.

  Ayrıca Madrid , La Liga'da yer alan Getafe ve Rayo Vallecano ekiplerine de ev sahipliği yapmaktadır.

6. Ne yenir ne içilir ?

Her yerin kendine ait bir yemek kültürü bir damak tadı vardır. Ancak Madrid için bu kalıbı kullanmak pek de doğru olmaz. Bir Roma pizzası veya bir Bursa iskenderi gibi akılda kalan, ünlü bir şey arıyorsanız işiniz zor. Ancak paella işinizi görecektir. Geleneksel bir İspanyol yemeği olan paellanın içine pirinç, çeşitli sebzeler ve 'çok çeşitli' deniz ürünleri konulmakta. Bir Türk'ün damak tadına ne kadar uygundur orası tartışılır ancak denemekte fayda var.

   Tatlı yemek isterseniz churros denemelisiniz. O da geleneksel bir İspanyol gıdası. Bizdeki halka tatlının çubuk şeklindeki versiyonu ve daha şerbetsizi. He diğer bir farkı ise churrosu çikolataya batırıp yemek daha makbul...

  Tapas kültürü de malumunuz. Genelde Siesta vakti veya akşam gezmelerinde gidilen bar tipi restoranlarda birayla birlikte getirilen patatesli, ekmekli ve domuz etli mezeler Madridlilerin ve de turistlerin gözdelerinden.

   İspanyol omleti olarak bilinen Tortilla ise denemeniz gereken bir diğer ürün. Çok çeşitli versiyonları bulunan bu yiyecek güney Amerika versiyonları ile karıştırılmamalı. (patatesli veya başka katkıları olan)

 İçecek konusuna gelecek olunursa size Sangria yetecektir.. Kesinlikle denenmesi gereken, meyveli şarap olarak özetleyebileceğimiz bu içkinin hem içimi kolay hem de kolay kolay sarhoş etmez. Daha da önemlisi son derece uygun fiyatı.. Onun haricinde ucuz ve kaliteli İspanyol biralarını da içmeden geri dönmemeli Madrid'den.

7. Gösterişli meydanlar

Şehrin dört bir yanında çok geniş meydanlar bulunmakta. Tabi ki hepsi Puerta del Sol kıvamında geniş ve bilinir olmasa da ortalama bir şehirde bulunandan çok daha fazla sayıda meydan olduğunu söylemek doğru olur. 

    Sol meydanı nam-ı diğer Puerta del Sol şehrin en ünlü meydanıdır. Neredeyse tüm metro ve otobüslerin kesim noktasında bulunur. Dünyanın önemli markaların mağazalarını bulabileceğiniz bu meydan, politik eylemler için ve arkadaşlar için toplanma merkezi, sokak sanatçılarının ise uğrak yeridir. Kral Carlos III'e ait bir heykel, saat kulesi, ayı ve ağaç heykeli ve Madrid'in merkezi olarak kabul edilen bir kaldırım taşı (km 0) bu meydanda bulunur. Eğer yılbaşı zamanı Madrid'de iseniz kesinlikle olmanız gereken yer Sol Meydanı'dır. Binlerce kişi ile birlikte yeni yıl için geri sayım başladığı vakit, son 10 saniyede 10 tane üzümü yiyip yeni yıla girmek inanılmaz bir tecrübe olacaktır. 

  Sol Meydanının ardından en ünlü meydanlar olan Plaza de Espana ve Plaza Mayor gidilip görülesi yerler. Oturup bir şeyler içebileceğiniz, şaşaalı yapılara ve heykelleri hayranlıkla süzebileceğiniz iki meydan.

   Bir diğer önemli meydan Plaza de Cibeles. İspanya Banka binası, Sibeles Sarayı, büyük bir çeşme, bir büyük heykel ve daha birçok yapıyı barındırır bu meydan. 

    Şehirde bulunan diğer meydanlardan bazıları ise Plaza Oriente, Plaza de le Villa gibi meydanlardır.

    Ayrıca şehrin en önemli ve işlek alışveriş caddesi ise Gran Via'dır. Puerta del Sol ve Cibeles ile yürüme mesafesindedir, turistlerin uğrak mekanıdır.

8. Fransızlar gibi bildikleri halde İngilizce konuşmamazlık etmezler.

Gerçekten bilmedikleri için konuşmazlar...  'No hablo ingles'. Madrid'e giden bir turistin en fazla duyduğu cümledir. tahmin edeceğiniz üzere anlamı : İngilizce konuşamıyorum. Gerçekten konuşamıyorlar. Bankadan, devlet dairesine, gişede bilet kesen görevliden, barmene kadar İngilizce konuşabilen insan sayısı çok azdır Madrid'de. Ancak yine de bir şekilde size yardımcı olmaya çalışırlar.

9. En sona tabi ki en bombası : gece hayatı ve eğlence !

Dünya'nın en iyi gece hayatının Prag'da olduğu sürekli kulaktan kulağa konuşulan bir olaydır. Ancak Madrid'in oradan aşağı kalır bir yanı bulunmamakta.. Belki biraz ağır olacak ama kafası bir tek futbola ve fiesta'ya yani partiye çalışan bir millet için ne kadar iyi eğlenebileceğini tartışmak hakaret kabul edilmeli. Ne tip eğlence ararsanız en iyisine ve ucuzuna ulaşabilirsiniz.

   Yerel eğlence olan flamenkoya şehrin merkezi Puerta del Sol'a yakın yerlerde ulaşabilirsiniz. Genellikle saat 10 gibi başlayan dans şovu gece 2-3'e kadar devam eder. Siz ise izlerken kendinizden geçer hayranlıkla dansçıları izlersiniz. 

  Yok benim kanım kaynar benim gece kulübüne gitmem lazım diyorsanız doğru yerdesiniz. Diğer şehirlerde genel olarak kulüplerin en az çalıştığı hatta çoğunun kapalı olduğu pazartesi günleri bile tıklım tıklım mekanlar bulabileceğiniz bir şehirden bahsediyoruz. Öncesinde içki içip içmemen, kıyafetinin özensiz olması, kim olduğun sorun değil. Hatta Türk erkeklerimiz için en büyük problemlerden biri olan DAMSIZ ALMIYORUZ klişesi bile burada geçerli değil.. Yeter ki gir içeri, eğlen, dans et, bir şeyler iç.. 

   Saat 1-2 gibi dolmaya başlayan kulüpler 2'den sonra çılgın eğlencelerine başlarlar ve saat 6 olana kadar eğlence dur durak bilmez. Madridliler parti yapmayı hem çok seviyor hem de çok iyi biliyor. Bu yüzden Madrid'e giderseniz, huyunuz olmasa bile kesinlikle bir gece dışarı çıkmalısınız.

Popüler İçerikler

Türkiye'ye Gelir mi? Suudi Arabistan'da Forma Giyen Cristiano Ronaldo'dan Değişim Kararı
İzmir'de 5 Küçük Kardeşi Öldüren Yangında Acı Detay: Kapıyı Kilitleyerek Giden Annenin İfadesi Ortaya Çıktı!
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
YORUMLAR
24.10.2014

Ve Madrid'e en ucuz gidip, en ekonomik yollarla gezeceğiniz şehir rehberi; www.kesfetsene.com/madrid-gezi-rehberi

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ