Madenlerde Robotlaşmanın Fıtratı

Pınar Öğünç @pinarbihter

Yıllarca birikmesine açıkça izin verilmiş suda mahsur kalan madencilerden hâlâ ulaşamadığımız varken, Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı'nın önraporu kolektif bir ihmali işaret ediyorken, inatla hükümetin mesuliyetini üstlenmesini isteyenler o suda boşa mı kürek çekiyor acaba?

Muhtelif açıdan hükümeti temsiliyetini tartışamayacağımız Burhan Kuzu geçen hafta, kimi zaman başkaları adına açılmış bir parodi hesabını andıran ama gayet şahsi Twitter hesabından şöyle yazdı: 'İş kazalarında Avrupa'da birinci, dünyada altıncı sıradaymışız. Diyelim ki doğru; bu vahim tablodan sadece Hükümeti sorumlu tutmak adil olurmu?' Diyelim ki doğru... Görünen o ki istatistiklere ikna etmek için dahi gayret gerekiyor.

Soma 'tecrübesinin' öğrettikleri Ermenek'te, hükümetin hepimizin başına gelmiş bu musibetle hem yakinen ilgilenme hem de kendini usulca mesuliyetten uzaklaştırma mizansenine katkıda bulundu. 'Kimse kusura bakmasın bu doğal afet değil' derken o sinirli, haddini bildirir, hesap ister gibi görünmeye çalışılan tonlamada kötü oyunculuğu, iyi çalışılmamış replikleri hatırlatan bir hal vardı. Mekanizmanın asli unsurunun ruhsat verme ve denetleme yetkisi olduğunu gölgeleyen bir oyunculuk becerisi bu. Aynı esnada geliştirilen iki önerinin, eldeki senaryoyu iyi anlatması açısından arada kaynamasına izin vermemek gerekiyor.

Biri Başbakan Davutoğlu'nun neredeyse devrim kabilinden duyurduğu ihbar hattı. Farklı sektörlerde her gün en az iki-üç işçinin çalışırken hayatını kaybettiği, aynı sene içinde katliam boyutunda kazaların yaşandığı ve de sorumlularının hesap vermediği bir ülkede ihbar hattını müjdelemek düpedüz insanlarla dalga geçmek gibi. İşçi ihbar edecekmiş, anında işletme kapanacakmış. İşçiler, bazı sendikalar, meslek odaları, akademi, sivil toplum tek tek maden işletmesi anarak her gün ihbarda bulunuyor, her bir iş cinayeti zaten bir diğerinin ihbarı, hâlâ bir telefon hattından söz edebiliyoruz. Kaldı ki CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran verdiği soru önergesinde, Çalışma Bakanlığı'na ait Alo 170 şikayet hattını da hatırlatıyor. Başbakan bunu bilmiyor olamayacağına göre, madencilerin mesela 170 yerine Alo 171'i aramasıyla, araya 50 kişi falan da girmeden meselenin çözüleceğine inanmamızı ya da delirmemizi istiyor. Doğrudan Ermenek'le ilgili 'ihbarlar' meydanda.

Arada eridi gitti, bir anlaşılmaz beyanat da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fransa dönüşü uçağında dile getirdiği sektöre dair temennisiydi. Bu yıl 15 Mayıs'ta Soma Belediyesi'nde konuşurken 'İngiltere’de geçmişe gidiyorum' diyerek 1862'deki maden kazasıyla başlamıştı lafa. 'Daha yakın dönemlere geleyim diyorum, Japonya 1914’de, 687' unutulabilecek bir cümle değil. Ölümleri doğallaştırırken Sanayi Devrimi'nin başını kendine kerteriz alan Erdoğan, Ermenek sonrasındaysa tarih cetvelinde zıplayarak 'madenlerin robotlaştırılmasına' geldi. Evet, o dönüş yolunda gerçekten robotlaşma gerekliliğinden söz etti. Öyle bir sahne canlanıyor insanın gözünün önünde, kazmaları vuran, vagonlara yükleyen robot işçiler, gerekirse de onlar 'maden şehidi' oluyor bundan sonra.

Robotik ve mekanik çözümler dünyada madencilik sektöründe yıllardır kulanılmakta. Fakat mesela Ermenek'te iki buçuk yıl önce göçük altında kalarak felç geçiren bir işçinin anlattığına göre ayakta yemek yenen, zaman kaybolmasın diye işçilerin tuvalete gitmelerine izin verilmeyip poşete yapmalarının istendiği bir düzende tümüyle robotlaşmadan söz edebilmek gerçekten usta bir laf cambazlığı. Taşeron sistemiyle, kanlı canlı işçilerin basbayağı robot gibi çalışmalarının beklendiği bir sistem bu.

Bir de tabii nasıl robotlaşılacak? Erdoğan'ın işaret ettiği sistemlerin en mütevazısı 2 milyon TL'ye kurulabiliyor, 20 milyon TL'ye kadar da yolu var. Değişen yasayla yükümlülükleri arttığı için öğle yemeğinden kesen, üretim maliyetini azaltmak için insanlık dışı çalışma koşulları dayatan, devletin taşeronu işletmeler mi yapacak bu yatırımı?

Bu alanda patent sahibi olan az sayıdaki yerli üretici, Türkiye'de maden yatırımcısının dikkatini çekememekten şikayetçi. Potansiyel müşterileri aslında devlet. Özel sermaye, 'robot'u tıpkı 'son teknoloji' gibi harcıalem ağzına alıyor lakin gözümüzün önündeki koşullar ne kadarına meylettiğini ortaya koyuyor. Bu anlamda Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu'nun girişimi önemli. TÜBİTAK tarafından geliştirilen bir robot sistem geçen yıldan beri kullanılabiliyor. Fakat hizmet alanı gayet manidar: Arama kurtarma. Madenlerde robot teknolojisine geçerken bile akla önce iş cinayetleri sonrası mı geliyor? Bu da robotik madenciliğin fıtratı mı?

Popüler İçerikler

Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi