Kendisi de madencilikten emekli olan Saygın'ın babası, oğlunun eceliyle ölmediğini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Çocuğum katliamla öldü, kaza değil. Amasra mevkiinde, köyleri falan, bir günde 10 kişi ölür en fazla, yaşlılar falan. Burada 41 kişi öldü deyince katliam bu. Oradaki adam, torpille Ankara'dan, İstanbul'dan bir yerden geldi. 8-10 sene, o grizu ölçüm şeyleri var, orada çalışacak da ondan sonra oraya verilecek o adam. Bir şey görmemiş zengin çocuğu sen oraya ver…
Gaz maskesi istasyonuna arkadaşları maskeyi değiştirmeye gelmişler, o maskeyi değiştirmeye gelmemiş; omzuna, sırtına almış arkadaşını, götürsün diye uğraşmış.
Herkesten önce çıkabilirdi. Bir kızı var, 12 yaşında; ‘Bir kızım var, onu okuturum' dedi. Katliamla gitti ya. Sen tedbir alacaksın ki ocakta kaza olmayacak. Herkes vazifesini yapacak; mühendisi, çavuşu olsun. Yüzde 1 kaza olduğu zaman tehlike değil, yüzde 2 kaza olduğu zaman o ayaktan geri çekerlermiş.
Yüzde 3 veya 4 olduğu zaman mutlaka grizu patlarmış. Bu baca ağzından görünüyor yani, niye haber vermiyorsun? Benim uşağım katliamla gitti, yani bu ecel ölümü değil. Bir tek gece uykusunda unutuyorum oğlumu, hep gözüme geliyor, hiç aklımdan çıkacağını zannetmiyorum.”
Aylin Nazlıaka da aileye, “Bunan sonraki süreçte de hep yanınızda olacağız, özellikle hukuk mücadelenizde hep sizlerle birlikte olacağız. Torununuzla ilgili olarak da artık o çocuklar bize emanet. Elimizden geleni yapacağız. Elbette onun babacığını getiremeyiz ama elimizden gelen desteği de vereceğiz” dedi.
Evet, ve kaçıncı katliam oldu ve olacak
Bir tek gece uykusunda unutuyorum oglumu... Bu laf beni mahvetti. Mekani cennet olsun butun kardeslerimizin😔