8 Maddede Küresel Isınma

Küresel Isınma Nedir?

'Küresel Isınma'da kastedilen ısınma doğal sera gazı etkisinin ötesindeki koşullar nedeniyle dünyadaki ortalama sıcaklığın artmasıdır. Yani burada kastedilen 'ısınma' yazın ege rüzgarından belimiz üşümesin diye üstümüze hırka atmak, kışın sevgiliyle battaniye altında yatmak, kar yağarken sıcacık bir kahvenin içimizde yarattığı o muhteşem 'ısınma' hissi değil. Daha çok düdüklü tenceredeki suyun ısınması ve kaynar hale gelmesi gibi bir şey. Üstelik bu sefer düdüklü tencerenin içinde biz varız.

Doğal Sera Gazı Etkisi Ne? Hey Sera Sera Şarkısı ile Bir Bağlantısı Var mı?

Her gün güneşten dünyamıza ışınlar geliyor. Bu ışınların bir kısmı atmosferimiz tarafından geri gönderiliyor, bir kısmı ise atmosferden sızarak içeri giriyor. Okyanuslar ve kara parçaları bu ışığın bir kısmını yansıtırken, bir kısmını da biriktiriyor. Yansıyan ışınların bir kısmı atmosferdeki karbondioksit gazı tarafından tutuluyor ve dünyaya geri gönderiliyor. Bu da hiç fena değil. Buna 'doğal sera gazı etkisi' deniyor. Eğer böyle bir sera gazı etkisi olmasaydı dünyanın ortalama sıcaklığı -15 derece olurdu ki, bu sıcaklıkta türlü nebatat ve mahlukatın yaşaması mümkün değil. Yani eğer atmosferde hiç karbondioksit olmasaydı şairin dediği gibi babamızı bilemeyeceğimiz gibi türlü akrabamızı, sevdiklerimizi, kedileri, köpekleri, şempanzeleri ve patlıcanlı dolmasını da bilemezdik. Doğal sera gazı etkisi olmasaydı Doris Day 'Que Sera Sera' şarkısını asla söyleyemez, dünyada çiğ köfte yapabilecek bir zeki canlı türü asla olmaz, Beşiktaş ise Holosko artı bir miktar para formülünü asla bulamazdı çünkü bir Holosko, Holosko'yu transfer edecek bir takım, parayı bulan Lidyalılar ve genel olarak insan medeniyeti olmazdı. Ancak atmosferdeki karbondioksit miktarının artmasının da bir sonucu var.

Atmosferdeki Karbondioksit Miktarı Artarsa Ne Olur? Bana Ne Bundan?

Soğuk bir kış geçirdiğimizi düşünelim. Ellerimiz donuyor, uyumak istiyoruz, yatağa yattık. Bir battaniye yeterli sıcaklığı sağlayarak mutlu mesut uyumamızı sağlayabilir. İki battaniye biraz fazla gelecektir. Üç battaniye ile terlemeye başlayacak, dört battaniye ile zıvanadan çıkacak, beşinci battaniyede yataktan kalkmak için hamle edecek hale geliriz, ancak insafsız bir vatandaş üstümüze altıncı battaniyeyi atıp bir de yatağı yakmaya çalışıyorsa bunun hayırlara vesile olmayacağından emin olabiliriz.

Atmosferde artan karbondioksit miktarı da dünyamıza aynı şeyi yapmaktadır. Karbondioksit miktarı arttıkça, atmosfer daha fazla güneş ışığını tutuyor, bu güneş ışıkları bir kez daha dünyaya geri dönüyor, okyanuslar daha fazla ısınıyor, buzullar çözülüyor ve bu sefer güneşten gelen ısınları yansıtacak daha az buzulumuz oluyor. Sonuçta dünya gittikçe daha fazla ısınıyor. Küresel ısınma işte bu yok olma döngüsünü tarif ediyor. 

Peki göstergeler ne durumda, neler oluyor?

1. Atmosferdeki Karbondioksit Artışı ve Küresel Isınma İnsan Kaynaklı

Küresel İklim Değişikliği Hakkı Hükümetler Arası Kurul olan IPCC tarafından yayınlanan bir rapora göre son 60 yılda yaşanan küresel ısınmanın tek nedeni insanlar. (Bkz: Guardian) Yani tükettiklerimizle atmosfere karbondioksit salıyor, küresel ısınmayı tetikliyor ve insanlığın yok olması için gereken tüm şartları sağlıyoruz. Yatakta yatarken ısınmak için yatağı yatmak gibi harikulade bir fikre bu kadar adanmış olmamız da insanlığın kapasitesi hakkında hepimizi yeniden düşünmeye itebilir.

2. Atmosferdeki Karbondioksit Miktarı Son 800.000 Yılın En Yüksek Seviyesinde

Bu yıl yapılan bir araştırmaya göre atmosferdeki karbondioksit oranı 1750 yılına oranla yüzde 142 oranında arttı ve kritik bir eşik olan 400 ppm seviyesini aştı. (bkz: T24) Son 800.000 yıllık bulgulara bakıldığı zaman bu seviyenin tarihin en üst noktası olduğunu görüyoruz. (bkz: Sciencemag) Bazı jeolojik bulgular ise bugün atmosferde bulunan karbondioksit miktarının son 20 milyon yılın en yüksek seviyesi olduğunu gösteriyor. (bkz: Nature) Bu arada hatırlatmadan olmaz, türümüz dünyada sadece 200.000 yıldır geziniyor, 15.000 yıl kadar önce tarım toplumunu bulduk ve dijital kol saatlerini üreteli yalnızca 44 yıl oldu.

3. Her Yıl Atmosfere 30 Milyar Ton Karbondioksit Gönderiyoruz

Atmosferimizde normalde 720 milyar ton karbondioksit var. Bu karbondioksit karbon döngüsü içerisinde okyanuslarda ve karalarda dolaşıyor. Bu durum da normal. Biz de her yıl atmosfere fazladan 30 milyar ton karbondioksit gönderiyoruz. Okyanuslar ve kara parçaları bu karbaondioksitin sadece yüzde 40'ını absorbe edebiliyor. Yani kalanı aynen atmosfere geri dönüyor ve atmosferdeki karbondioksit miktarını arttırıyor. Normal şartlar altında 100 ppm artış için 5 bin ile 20 bin yıl arasında zaman geçmesi gerekirken 100 ppm'lik son artış sadece son 120 yılda gerçekleşti. Bu hızla devam edersek dünyada insan yaşamını yok etme başarısını bir yüzyıl içerisinde gösterebiliriz. (bkz: Skeptical Science)

4. Dünyanın Ortalama Sıcaklığı Yüz Yılda 1 Derece Arttı

NASA tarafından yapılan bir çalışmaya göre 1906 ile 2005 yılları arasında dünyanın sıcaklığı yaklaşık 1 derece arttı. (bkz: NASA) 20. yüzyılın son 20 yılı son 400 yılın en sıcak dönemleriydi ve bu trend de devam ediyor. Yine son 20 yılda 30 yeni hastalık ortaya çıktı ve iklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışı nedeniyle 2050 yılında 1 milyon fazladan insanın sıtmadan ölmesi bekleniyor.

5. Kuzey Kutbundaki Buzulların Yüzde 15'i Eridi

6. Deniz Seviyesi Yaklaşık 20 cm Yükseldi

Uydudan yapılan ölçümlere göre küresel deniz seviyesi bir önceki yüzyıla göre yaklaşık 20 cm yükseldi. (bkz: National Geographic) 3 temel nedeni var. Su ısınınca genleşiyor ve daha çok yer kaplıyor. Daha sıcak okyanuslar basitçe daha fazla yer kaplamaktalar. Grönland ve Batı Antartikada eriyen buzullar geri dönmüyor yani suya katılıyor, bu da su seviyesini yükseltiyor. Kuzey kutbunda eriyen buzullar da bu gidişata eklenince küresel ısınma gerçekten deniz seviyesini yükseltiyor. Sonuç? Su seviyesindeki yarım metrelik bir artışın 130 milyon insanı doğrudan etkileyeceği biliniyor. (bkz: Metoffice UK)

7. Önümüzdeki 40 Yılda 150 Milyon "İklim Mültecisi" Bekleniyor

İklimsel Adalet Vakfı'nın hazırladığı 2009 tarihli bir rapora göre iklim değişiklikler yüzünden önümüzdeki 40 yılda (bugün itibariyle 35 yılda) 150 milyon insanın evlerinden ve yurtlarından olup başka ülkelere iltica etmesi bekleniyor. Abartılı bir hayal değil. Sadece 2008 yılında 20 milyon insan iklim nedeniyle oluşan doğal felaketler sebebiyle iltica etmek zorunda kaldılar. (bkz: Guardian)

8. Türkiye Kuraklaşacak, Çölleşecek

Haritanın ortasında, Asya'dan Avrupa'ya bir kısrak başı gibi uzanan memleketi tespit edebildiniz mi?

Orası sizin doğduğunuz yer. İlk kez yürüdüğünüz, sokaklarında koştuğunuz, sinemaya gittiğiniz ülkeniz. İlk kez orada okula gittiniz, en iyi arkadaşlarınızın tamamı orada yaşıyor, ilk kez orada aşık oldunuz.

En sevdiğiniz filmleri, dinledikçe ağladığınız şarkıları, hayranlıktan bitap düştünüz kitapları orada okudunuz.

Orası eviniz. 

Ve orası 2030 yılında kurak bir çöl olacak. 

Bilime arkamızı dönebiliriz. Akla ve mantığa sırt çevirebiliriz. Kısır polemiklerin etkileyici debdebesi altında geleceğin hiç gelmeyeceğini düşünerek günlerimizi geçirebiliriz. O zaman yaşayacağımız ülke de bu yaptığımız hataların sonucunda nasıl bir yer olacaksa öyle bir yer olacak.

Bizim umursamazlığımız, kısa vadeli düşüncelerimiz, bencilliğimiz, birbirimize duyduğumuz öfke ve nefret nasıl bir ülkede yaşayacağımızı da belirleyecek.

Çok zaman da kalmadı, harekete geçmek içinse hala fırsat var.

Dünyanın en büyük klişesi bütün klişeler gibi bir gerçeği de imliyor, 'gelecek hakikaten bizim elimizde.'

Popüler İçerikler

Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler