13 Maddede Kobani'de Kimin Pozisyonu Ne?

Koalisyon güçleri IŞİD mevzilerini bombalarken, IŞİD güçleri de şehir içerisinde ilerlemeye devam ediyor. Şehrin kontrolünü elinde tutan PYD mücadeleye devam ediyor olsa da IŞİD'in ağır silahlarına karşı hafif silahlarla ve yetersiz lojistik imkanlarla savaşmaya devam etmeleri Kobani'nin geleceğini belirsizleştiriyor. Yaklaşık 13.000 sivil Kobani ile Türkiye sınırı arasında kısılı kalmış bir şekilde kaderlerini beklerken, BM IŞİD'in kenti alması halinde bir toplu katliam yaşanacağını söylüyor. Peki taraflar ne diyor, ne bekliyor? Tüm taraflarıyla Kobani'de son durumu derledik.

1. Cumhurbaşkanı Erdoğan Ne Diyor?

Erdoğan Kobani hakkında dün (10 Ekim 2014) Trabzon'da yaptığı bir açılış töreninde konuştu. (bkz: İnternethaber)

Erdoğan konuşmasında 'Türkiye, iç ve dış politikasını teröristlerin, sokak serserilerinin eylemlerine göre karar vermez' derken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kobani'ye yardım için yeni bir tezkere geçirilmesi önerisini de 'Şimdi çıkmış akıl veriyor. Sen o aklı kendine sakla' diyerek reddetti. 

Bugün Rize'de yaptığı konuşmada ise 'Kobani'yle Türkiye'nin ne alakası var' derken 'bunların tek derdi var karıştırmak' diye sözlerini bitirdi. (bkz: SoL)

Erdoğan'ın Kobani'de çatışmaların başlamasından beri benimsediği pozisyonu devam ettirdiği görülüyor. Nitekim Trabzon'da 'PKK da IŞİD de aynı' düşüncesini farklı kelimelerle ifade ederken, kendisi açısından birinci önceliğin Suriye'deki Esad rejimi olduğunu da beyan etti. 

Erdoğan aynı zamanda Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada Kobani için Türkiye'de yapılan gösterilere de değinerek 'polis ve askerin göstericilere artık sadece kalkanla müdahale edilmesinin yetersiz olduğunu ve artık asker ve polisin gereği neyse yapacağını' söyledi. (bkz: Cumhuriyet)

Bütün bu açıklamalardan Erdoğan'ın Kobani konusunda pozisyonunu değiştirmeyeceği, Türkiye içindeki sokak olaylarına karşı da sertlik yanlısı olduğu görülüyor. Bu tercihin politik sonuçlarının ne olacağı ise belirsizliğini koruyor.

2. Hükümetin Pozisyonu Ne?

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hükümetin resmi politikası olan Kobani'ye müdahale etmeme kararına devam ettiği görülüyor. Hükümet bu zamana kadar Kobani'ye yardım etmek için uluslararası koalisyonun bir tampon bölge kurmasını, müdahalenin Kobani ile sınırlı kalmayıp Esad'ı da kapsamasını talep ediyordu. Bu istekler koalisyon güçleri tarafından kabul görmezken, ABD yaptığı açıklamada operasyonun birincil amacının IŞİD olduğunu ifade etmişti. Dolayısıyla hükümetin tutumunda bir değişiklik görülmüyor. Basına yansıyan bilgilere göre PYD Lideri Salih Müslim ile hükümet arasında yapılan görüşmelerde Salih Müslim hükümetten Kobani'ye yardım için bir koridor açılmasını talep ederken, hükümet Salih Müslim'den 'kantonların varlığını sona erdirmesini, muhalif güçlere katılmasını ve Esad rejimiyle çatışmasını' istemişti. PYD bu istekleri kabul edilemez bulduğunu açıkladığı günden beri tarafların pozisyonlarında da herhangi bir değişiklik gözlenmiyor.

Nitekim AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay 'Kobani'de trajedi yok iki terör örgütü çatışıyor' derken (bkz: BBC) Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan açık olarak Türkiye'nin Kobani'ye koridor açmayacağını söyledi. (bkz: SoL)

Hükümet pozisyonunu korurken muhalefetten gelen önerileri de dinlememeyi tercih ediyor. Ahmet Davutoğlu CHP'nin Kobani'ye yardım için yeni bir tezkere çıkartılması önerisine sert bir cevap verirken 'Kılıçdaroğlu'nun aklına da şeyine de ihtiyacımız yok' ifadesinde bulundu. Bu durum da hükümeti benimsediği politik tercihte yalnız bırakıyor. (bkz: Hürriyet)

Öte yandan Türkiye içerisinde yapılan Kobani'ye destek gösterilerine ise hükümetin sert müdahale yanlısı olduğu görülüyor. Bu bakımdan hükümet ile Cumhurbaşkanı tam bir uyum sergiliyorlar. Bu politikaların sonuçlarının ne olacağı ise önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak.

3. CHP Ne Öneriyor?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Perşembe günü (9 Ekim 2014) yaptığı basın toplantısında CHP'nin Kobani konusundaki tutumunu netleştirdi. (bkz: Cumhuriyet)

Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada 'Gelin askerimizin kara harekatını Kobani'nin kurtarılması ve IŞİD'in buradan püskürtülmesi hedefi ile kısıtlayalım. Böyle bir tezkereyi Meclis'ten hemen yeniden çıkaralım. Böylece halkımızın akrabalarını IŞİD gibi bir terör örgütünün öldürmesine izin vermeyelim.  Tezkereden ülkemize yabancı asker konuşlandırma maddesini kesinlikle çıkaralım. Onun yerine hava harekatları için iş birliği sağlayabileceğimiz ifadesini koyalım' derken, Türkiye'de yaşanan sokak olaylarının da AKP'nin Türkiye'yi yönetme kabiliyetini kaybettiğini gösterdiğini söyledi.

Bugün CHP bu pozisyonunu devam ettiriyor.  Kobani'ye askeri operasyon dahil her tür yardım yapılmasından yana olan CHP böylelikle Kobani konusunda uluslararası toplum ile de ortak bir zeminde buluşmuş oldu. Daha önceki günlerde Kobani raporu açıklayan ve belediyelerinden yardım toplayarak Suruç'a gönderen CHP'nin gelişmeleri yakından takip ettiği görülüyor.

4. MHP Konuya Nasıl Yaklaşıyor?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 9 Ekim tarihinde yaptığı açıklamada 'Suriye’nin Kobani ilçesinde yaşayan Türkmen ve Arap unsurları hiç hatırlarına getirmeyenlerin, akan masum ve mazlum kanlarını hiç dert etmeyenlerin insanlıktan sınıfta kaldığını' ifade ederken, 'Birçok sözde Rojava figüranı Kobani’yle yatıp, Kobani’yle kalkmaktadır. Türk milletiyle gönül bağını koparıp Türk vatanıyla milli ve manevi köprüleri havaya uçuranlar Suriye’nin kuzeyinde mayalandırılan batı Kürdistan’a hevesle harç taşımaktadır. Türkiye’yi, Suriye’nin kuzeyindeki istikrarsızlık sarmalına çekmek ve Mehmetçiği PKK’nın nam ve yararına paralı asker gibi kullanmak isteyen hain teşebbüsler kontrollü gerginliği bir araç olarak benimsemiştir' dedi. (bkz: Ege Haber)

MHP'nin tezkereye 'Evet' demesine rağmen Kobani'ye yönelik bir operasyona karşı olduğu görülürken, partinin önceliğini ise Türkiye'de yaşanan Kobani eylemleri oluşturuyor. Devlet Bahçeli yazılı açıklamasında 'Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in her mensubu uyanık ve dikkatli olacak, muhtemel kavga ve çatışmalardan kesinlikle uzak kalacaktır. Türkiye sevdalısı aziz dava arkadaşlarım, çakılan etnik kıvılcımın nelere mal olacağını, pusuya yatmış bölücülerin bin yıllık kardeşlik ve kader ortaklığına darbe vurmak için nasıl kuyruğa girdiğini bilmek ve görmek zorundadır. Kardeş kavgası çıkartmak ve son yurdumuzu baştan ayağa cehenneme çevirmek için iştahlı olan şiddetseverlere koz verilmeyecektir' diyerek MHP'lileri sağduyulu olmaya çağırdı. (bkz: TBGazete)

Bahçeli ayrıca açıklamasında gelişen olaylar nedeniyle AKP'yi suçlayarak 'AKP hükümetinin PKK’ya verdiği tavizler, kurduğu pazarlık masaları, teröristleri taltif ve ödüllendirmesi emniyet ve asayişimizi bozmakla kalmamış, kardeşlik ve birlikte yaşama iradesini de yaralamıştır. Biteceği söylenen bölücü terör daha da azmış, daha da bilenmiştir. Dağdan şehirlere inen/indirilen eşkıyalar, ellerinde silah, taş ve molotof kokteylilerle büyükşehirlerde eylem yapacak cürete, insanımızın günlük hayatını felç edecek noktaya gelmiştir. Maalesef Türkiye, AKP’nin PKK’yla kurduğu kanunsuz ve ahlaksız müzakere çarkının diyetini, süreç hıyanetinin bedelini ödemektedir' ifadesinde bulundu.

5. HDP'nin Tutumu Ne?

HDP 7 Ekim tarihinde yaptığı açıklamada, 'Çözüm süreci' ile Kobani'deki gelişmelerin birbirinden koparılamayacağını bildirirken, barış yolunun Kobani'den geçtiğini, birisinin çökmesi halinde diğerinin de doğrudan etkileneceğini ve büyük bir psikolojik kırılma görüleceğini ifade etti. Açıklamada, 'Öz savunma dahil Kobani halkının bütün ihtiyaçlarının sağlanması için Türkiye'den bir koridor açılması' talebinde bulunuldu. (bkz: ArtıBir)

9 Ekim tarihinde HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş bir basın toplantısı düzenleyerek hükümetin ortadoğu politikasını eleştirdi. AKP'nin bölgede mezhepçi bir politika izlediğini ifade eden Demirtaş, tırlarla bazı örgütlere silahlar gönderildiği, bu silahların IŞİD'in eline geçtiğini da ifade etti. 'Artık aleni oldu, iddia odur ki 2 bin TIR’dan fazla silah gönderildi. Toplanan silahlar 2 bin TIR’dan fazla gönderildi. Bunların bir kısmının El Nusra, El Kaide bağlantılı çetelerin eline geçtiği, IŞİD’in kullandığı silahların Türkiye’den giden silahlar olduğu çok tartışıldı. Bu da toplumda kırılma yarattı' diyen Demirtaş, Kobani'ye bir insani yardım tırının gönderilmesi için bile onlarca görüşme yapmak zorunda kaldıklarını, Davutoğlu'nun 'Kürtlerin bir devleti var, biziz' sözünün gereğini yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. Sokak olaylarında kamu binalarına, bayrağa ve Atatürk heykellerine yönelik saldırıları da 'provokasyon' olarak nitelendiren Demirtaş, çözüm sürecinin devam etmesi için Kobani'ye yardım yapılması gerektiğinin de altını çizdi. (bkz: Radikal)

10 Ekim tarihinde ise HDP, DTK ve DBP Eş Genel Başkanları ortak bir yazılı açıklama yaparak 'Bizler hem ülke içinde, hem de dışında halklarımıza yönelen tehdidi Hükümet ile birlikte çalışarak bertaraf etmek istiyoruz' derken, 'Sn. Öcalan’ın da katkısı ve çağrısı dikkate alınarak Hükümetin Kobani konusunda attığı olumlu adımlara (sınırdan yaralı ve insani yardım geçişinin kolaylaştırılmasına ek olarak) devam etmesini, güvenlik güçlerinin göstericilere dönük şiddet kullanmasının önüne geçilmesi, provakatörlerin örgütlediği sivil grupların halka dönük saldırılarının mutlaka önlenmesi ve tansiyonu düşürecek mesajların verilmesi hususlarında daha özverili davranmasını bekliyoruz' ifadesine de yer verildi. (bkz: Başka Haber)

Bu açıklamalardan HDP'nin ve Kürt hareketine mensup diğer siyasi partilerin temel pozisyonlarını devam ettirdikleri görülüyor. Öcalan'ın çözüm sürecinin devam etmesi için verdiği son tarih olan 15 Ekim'e günler varken, hükümetin atacağı adımların HDP'nin bundan sonraki tutumunu da belirleyeceği görülüyor.

6. Cemaat Ne Diyor?

8 Ekim tarihinde Avrupa'nın önde gelen gazetelerinde yayınlanan bir ilanla Fethullah Gülen IŞİD' terörünü kınadı. İlanda 'Her türlü azınlığa veya masum sivillere uygulanan baskı ya da zulüm, Kur’an’ın elmas düsturlarına ve Efendimiz’in (s.a.s.) sünnetine tamamen zıttır. IŞİD üyeleri, şayet birtakım güçlerin piyonu olarak veya kendi şahsi çıkarları doğrultusunda hareket etmiyorlarsa, bağlı olduklarını iddia ettikleri İslam dininin ruhunu hiç kavrayamamış cahillerdir denilebilir. Her halükarda, yaptıkları terörizm olup bu eylemlere bulaşanlar adalete teslim edilerek işledikleri dehşet verici suçların hesabını vermelidirler' denirken, IŞİD’in El Kaide ve Boko Haram terör örgütleriyle aynı totaliter zihniyeti paylaştığı ifade edildi. (bkz: Sözcü)

Aynı gün yayınlanan bir videoda Fethullah Gülen hükümete de ağır eleştirilerde bulunurken, bazı küçük ihmallerin çok büyük olaylara sebebiyet verebileceğini belirterek 'Böyle maceraperestlerin cennete girmeleri katiyen düşünülemez. Böyle bir macerayla milleti felakete sürükleyenler, bir yönüyle bizim ikbal mülahazalarımızı karartanlar, istikbal düşüncelerimiz üzerine zift sıkanlar, Allah huzurunda yüz bulamazlar' dedi. Açıklamasında 'Şuraya bir girelim de, kazanırsak kendi itibarımızı yükseltiriz” maceraperestlerinin düşündüğü gibi değil, binde bir ihtimal ile zarar melhuz ise şayet, orada yapılması gerekli olan şeyi yapar' diyen Gülen, böyle bir macerayla milleti felakete sürükleyenlerin Allah huzurunda yüz bulamayacağını ve varacakları yerin de 'gayya' olduğunu iddia etti.

Cemaate yakın gazetecilerin Kobani'ye yardım yapılması konusunda görüşleri değişirken, sokak olayları nedeniyle AKP'ye yönelik eleştirilerde birleştikleri görülüyor. Özellikle hükümetin Emniyet teşkilatı içerisinde yaptığı bazı görevden almaların Emniyet içerisindeki nitelikli kadroların tasfiyesine yol açtığını bunun da güvenlik zaafiyeti yarattığını ifade ediyorlar.

7. Birleşmiş Milletler Konuya Nasıl Bakıyor?

Birleşmiş Milletler'in Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura yaptığı açıklamada yüzlerce kişinin hala kentin içinde olduğunu, 10 bin ila 13 bin arasındaki kişinin de yakınlarda olduğunu belirtirken, kentin IŞİD'in eline geçmesi durumunda sivillerin büyük bir ihtimalle katliama uğrayacaklarını söyledi ve yaşanabileceklerle ilgili Srebrenitsa benzetmesi yaptı. 

De Mistura, 'Türk makamlarına en azından nefs-i müdafaa operasyonu için gönüllülerin ve malzemelerinin girişine izin vermeleri çağrısında bulunuyoruz' derken ayrıca Türkiye'yi, Kobani'de IŞİD hedeflerine yönelik ABD öncülüğündeki hava saldırılarına 'kendi topraklarından her türlü araç üzerinden' desteklemeye çağırdı. (bkz: BBC)

BM Özel Temsilcisi'nin yaptığı bu çağrıya Hükümet henüz bir cevap vermedi.

8. NATO'nun Tutumu Ne?

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Ankara'daki temasları sırasında 'güvenli bölge' ve 'uçuşa yasak bölge' önerisinin de, gündeme geldiğini dile getirirken 'Bu IŞİD'e karşı koalisyonun da bir konusu olacak. Şimdiye kadar NATO'ya böyle bir öneri gelmedi' şeklinde konuştu.

NATO aynı zamanda IŞİD saldırılarına karşı Türkiye'yi koruma görevini de yerine getireceğini ifade etti. (bkz: Independent)

NATO'nun IŞİD'e karşı kapsamlı bir kara harekatı yapması beklenmezken, IŞİD'e karşı hava saldırılarını destekleme yönünde hareket edeceği düşünülüyor.

9. ABD'nin Pozisyonu Ne?

ABD koalisyon güçlerinin önderi olarak IŞİD'e yönelik hava saldırılarını devam ettiriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Psaki 'Türkiye'nin, askeri işbirliği, teröristlerinin finansmanının durdurulması, yabancı militan akışıyla mücadele, insani yardımlar ve IŞİD'in aşırılık ideolojisinin geçerliliğinin ortadan kaldırılması yoluyla IŞİD'in yenilmesi çabalarında geniş tabanlı koalisyona çok iyi katkıda bulanabilecek bir konumda olduğundan şüphe yok. Tüm bu alanlarda katkı sağlama kapasiteleri mevcut ve tüm bunları Türkiye ile konuşacağız' derken, Washington yönetiminin Türkiye'den daha fazla sorumluluk almasını beklediği de biliniyor. Buna karşın ABD Türkiye'nin Suriye'de bir tampon bölge oluşturulması ve Esad'ı hedefleyen bir kara operasyonu yapılması önerilerine tamamen karşı çıkıyor. (bkz: Radikal)

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise yaptığı açıklamada 'Kobani'de olanlar bir trajedi çünkü IŞİD'in şerrini gösteriyor. Ancak koalisyonun stratejisinin ve IŞİD'e vereceği yanıtın tanımı sadece Kobani değil. Koalisyonu oluşturalı birkaç hafta oldu. Koalisyonun öncelikli amacı Irak hükümetinin yeniden kontrolü sağlaması ve tekrar IŞİD'e karşı ilerlemesi için alan sağlamak' derken Kobani'nin koalisyon için amaçlardan sadece biri olduğunu belirtti. (bkz: Haber7)

Buna karşın ABD gazetelerinde Türkiye'ye yönelik eleştiriler çığ gibi artıyor. Associated Press 'Türkiye'nin IŞİD'e karşı hareketsizliğinin ABD'yi rahatsız ettiğini' ifade ederken, New York Times'a açıklama yapan bir ABD'li yetkilinin 'Cehennem taşları sınırına düşerken bir NATO müttefiki böyle hareket edemez' dediği görülüyor. Politico'da yer alan bir makale ise 'Türkiye'yi NATO'dan atma zamanı geldi mi' başlığını taşıyor. New York Times'da yer alan bir başka habere göreyse Washington yönetimi Türkiye'den Kobani'ye müdahale etmesini istiyor

Bütün bu açıklamalar sonucunda ABD'nin Türkiye'den IŞİD'e karşı daha etkin bir mücadele sergilemesini, Kobani'nin düşmesini engel olmasını ve hareketsiz tutumuna son vermesini istediği görülüyor. AKP ise şu ana kadar bu talepleri yerine getirme noktasında bir pozisyon değişikliği yapacağı sinyalini vermiş değil.

10. Avrupa Birliği Ne Yapıyor?

AB tarafından Cuma günü yayınlanan bir açıklamada uluslararası toplum IŞİD ile daha etkin mücadeleye davet edilirken, AB'nin Kobani'de yaşanan gelişmeleri çok büyük bir kaygıyla izlediği belirtildi. Açıklamada 'Kobani halkı temel hak ve değerlerini korumak için büyük bir kararlılıkla baskıya karşı mücadele etme gücünü dünyaya göstermiştir' denilirken, IŞİD'e karşı AB'nin Kobani halkıyla dayanışma içerisinde olduğu ve kendisine düşen görevi yerine getireceği ifade edildi. AB aynı zamanda açıklamasında Türkiye'yi IŞİD tehditini izole etmek için daha fazla işbirliğine çağırdı. (bkz: El Arabiya)

11. Peki Ya Rusya?

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov bugün yaptığı açıklamada Rusya'nın IŞİD'e karşı Irak'a yardım etmeye hazır olduğunu ifade etti. (bkz:Ria Novosti) Buna karşın Suriye'de Rusya herhangi bir tampon bölge oluşturulmasına karşı çıkıyor. Esad rejiminin müttefiki olan Rusya 'bu konularda BM Güvenlik Konseyi karar almalıdır' derken 'Herhangi bir ülkenin tek başına tampon bölge oluşturmasının gayri meşru olacağını' belirtti. Bu durum da Türkiye'nin 'tampon bölge' önerisinin önünde büyük bir engel olarak duruyor. 

Rusya'nın Türkiye'ye karşı tavrı da gittikçe sertleşiyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan  ile Başbakan Ahmet Davutoğlu ’nun IŞİD’e yönelik uluslararası koalisyona katılma çağrılarına 'Esad’ı devirme şartı' getirmesine karşı sert açıklamalarda bulundu. Lavrov, “Terörle mücadeleyi paravan olarak kullanarak Suriye’de rejimi değiştirme niyetleri Rusya açısından kabul edilemez. Bu yöndeki açıklamaları esefle karşılıyoruz” derken Rusya'nın Türkiye'nin önerilerine tamamen karşı olduğunu da ortaya koydu. (bkz: Cumhuriyet)

Rusya, Esad rejiminin devam etmesini ve IŞİD'in bölgeden silinmesini istiyor. Bu çerçevede atılacak her adıma da destek vermesi bekleniyor.

12. İran Kobani Konusunda Ne Düşünüyor?

7 Ekim'de İran Hükümeti tarafından yapılan açıklamada uluslararası toplumun Kobani'de IŞİD'e karşı pasif tutumu eleştirilirken, dünyanın Suriye Başkanı Başer Esad'a teröristlerle mücadelesinde yardımcı olması gerektiği ifade edildi. (bkz: Daily Star)

9 Ekim'de yapılan bir açıklamada ise Suriye'nin teröristlerle mücadelesi kapsamında İran'ın Kobani halkına IŞİD'e karşı tam bir destek vermeye hazır olduğu da belirtildi. Yapılan açıklamada aynı zamanda İran'ın Türkiye ile temasta olduğu ve sürece pozitif bir katkı yapmasını beklediği de yer almakta. (bkz: Times of Israel)

İran'ın bölgede bir tampon bölge kurulmasına tamamen karşı olduğu biliniyor. Esad'ın güçlü bir müttefiki olan İran, bu rejimin değişmesini kesinlikle istemezken, bu konuda Türkiye ile de karşı karşıya olduğunu bir çok defalar ifade etti. İran için 'İkinci evim' diyen Erdoğan'ın ise İran'dan gelen taleplere ne kadar kayıtsız kalacağı ayrıca merak konusu.

13. Kobani Ne Durumda?

ABD öncülüğündeki koalisyonun hava saldırısına rağmen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Suriye’nin kuzeyindeki Kobani’ni merkezine doğru ilerlemeyi  sürdürüyor.  BBC’nin haberine göre, örgüt militanları kentteki YPG karargahını ele geçirdi ve Kobani’yi ‘neredeyse tamamen’ kuşattı. Haberde, IŞİD’in Türkiye’nin Mürşitpınar sınır kapısını da tehdit ettiği ve örgütün bu noktayı ele geçirmesi halinde henüz Türkiye’ye geçemeyen Kobani sakinlerinin son kaçış güzergâhının da kesileceği belirtildi. (bkz: Diken)

Buna karşın bir başka habere göreyse Suriye’nin Türkiye sınırındaki Kürt kenti Kobani’ye yönelik IŞİD kuşatması ve saldırıları 27. gününe girerken, kent çevresinde çatışmalar devam ediyor. Teröristlerin kentin yüzde 30’una hakim olduğu belirtilirken, bu sabaha karşı Kobani merkezine karşı taarruza geçen IŞİD güçlerinin, çok şiddetli çatışmaların ardından püskürtüldüğü de gelen haberler arasında. Irak'ın kuzeyindeki federal Kürt yönetimine yakınlığıyla bilinen Rudaw internet sitesine konuşan Kobani Kantonu Dışilişkiler Sorumlusu İbrahim Kurdo, kentte bugün durumun daha sakin olduğunu ve çatışmaların hafiflediğini söyledi. Kurdo, çatışmaların şiddetini kaybetmesinde, son günlerdeki etkili hava saldırılarının da payı olduğunu ifade etti. (bkz: Radikal)

Popüler İçerikler

Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Suriye’de: HTŞ Lideri Colani Karşıladı